9 EYLÜL’DE İŞKENCE BAŞLIYOR Yaz mevsimleri artık çok sıcak geçiyor. Küresel ısınmayla birlikte yaşanan mevsimsel değişim o çok sevdiğimiz bereketli yaz mevsimini katlanılmaz bir hale büründürüyor. Klimayı açsanız hasta ediyor açmazsanız sıcak yıldırıyor,

9 EYLÜL’DE İŞKENCE BAŞLIYOR

Yaz mevsimleri artık çok sıcak geçiyor. Küresel ısınmayla birlikte yaşanan mevsimsel değişim o çok sevdiğimiz bereketli yaz mevsimini katlanılmaz bir hale büründürüyor. Klimayı açsanız hasta ediyor açmazsanız sıcak yıldırıyor, sinirden hastalanıyorsunuz. Aşırı sıcaklar şehrin dengesini değiştiriyor. Akıl Hastanesi’ne herhalde yaz mevsiminde daha çok başvuru oluyordur. Aşırı sıcakların psikolojik rahatsızlıkları tetiklediği bilinen bir durum. Manisa’nın zaten yatkınlığı var. Şehir zengin, işsizlik oranı çok düşük, kişi başına düşen gelir yüksek. Ancak ruhsal sıkıntılar had safhada. Kimisi bunun sebebini Spil Dağı’ndaki mıknatısa bağlıyor. Bu konuda tarihsel bir kabullenme de var. Kayıtlara göre Manisa Antik çağda "Magnesia", Roma İmparatorluğu döneminde tam ismiyle "Magnesia ad Sipylum" olarak anılmış! Dünya dillerindeki mıknatıs ve magnezyum kelimelerinin kökeni Manisa'nın ismi! Spil dağının şehrin psikolojisine olumsuz etki yaptığına inanan insan sayısı hiç de az değil.  

Tabi bunlar ispatı zor şehir efsaneleri…  Her şehrin kendine has efsaneleri, olağanüstü hikayeleri vardır.  Manisa’mız tarihi kimliğiyle söylemlere çokça konu olmuş. Tarih boyunca verimli topraklarıyla dikkat çekmiş. Ticari ve tarımsal faaliyetlerin tam merkezinde, İzmir’e uydu olmuş! Ama öyle kalmamış. 1960’lı yıllardan sonra sanayileşme hızlanmış ve bugün 100’den fazla fabrikanın yer aldığı 5-6 bölgeden oluşan dev OSB’nin temelleri o yıllarda atılmış.

Manisa hızla büyümüş. Engellenemez bir büyüme bu. 1893 yılı Osmanlı nüfus sayımına göre Manisa'da yaşayan kişi sayısı 88.091 kişiymiş. 2012 sayımına göre Manisa merkez nüfusu 301.218 kişiye ulaştı. İl geneli nüfus ise 1 Milyon 346,162 oldu!

Hesap ortada.

Hızla ama kontrolsüz büyüyen bir şehir!

Bütün bu gerçeklerin başlıkta kullandığım 9 Eylül tarihiyle ne ilgisi var?

Yazın Manisa’da bir sıkıntı hafifliyor, azalıyor.

Otopark…

Çünkü tatil dönemi. Bir çok Manisalı Foça’daki, Çeşme’deki yazlığına gidiyor. Memur kesimi tatil için memleketine gidiyor. Merkezdeki çiftçi nüfusun büyük bölümü ovaya üretime gidiyor. Yani Manisa’nın nüfusu büyük ölçüde azalıyor. Hal böyle olunca araç sayısı da azalıyor. Şehir anormal trafik yoğunluğundan kurtulup normale dönüyor.

9 Eylül’de sıcak bitecek ama asıl sorun yine başlayacak. 2013-2014 eğitim -öğretim yılı 16 Eylül Pazartesi günü start alıyor. İlkokul birinci sınıf ve okul öncesi öğrencileri ise 09-13 Eylül tarihlerinde oryantasyon eğitimine alınacak.

Manisalılar en geç bu hafta sonu mecburen şehre dönecek. Nüfus ve araba sayısı artacak. Keşmekeş başlayacak!

Şehir aynı! Yollar aynı…  

An itibariyle Manisa’nın en büyük problemi nedir diye sorsam hiç şüphesiz trafik, otopark diye cevap verir çoğumuz. Çünkü çoğumuzun yaşadığı problem hiç şüphesiz trafik…

Trafik, otopark sıkıntısı ve şehir içi ulaşım… Maalesef şu bir gerçek; Manisa hızla büyüyor ve trafik akışını rahatlatacak bir proje üretilemiyor. Yollarımız dar, kaldırımlar kullanışsız ve orantısız. Kaldırımlarda bir seviye ayarı yok. Bazı bölgelerde kaldırımlar çok yüksek bazı bölgelerde asfaltla birleşmiş. Ve ilginçtir artık sadece araç değil, insan trafiği de ciddi sorun. Doğu caddesinde yürümek eskisi kadar huzurlu değil. Merkez kavşağında Garanti Bankası’nın köşesi Manisa için tam bir utanç noktasıdır! Orada hergün binlerce insan karşılıklı geçmek için sıra bekliyor, birbirine sürtünmek zorunda kalıyorsa bu herhalde vatandaşın ayıbı değil!   

Manisa’nın fotoğrafı çelişkilerle dolu. Çok geniş bir kaldırımın genişliği bir anda 2 metreye düşebiliyor. Çok modern güzergahta ansızın sünnet konvoyu nedeniyle yol tıkanabiliyor!  

Büyümek istemiyor şehir ama hiç kimsenin elinde değil bu.

Hazırlıksız yakalandık!

Küçük bir şehir son 50 yılda dev fabrikaların bacalarının tüttüğü, akın akın insanların göç ettiği dev bir metropol oluyor, olacak. Bu yolda istemden de  olsa ilerliyor. Şehrin büyümesinden kimse şikayetçi değil. Büyüyecek elbette. Sorun kontrolsüz büyüme!  Sıkıntı bu!

Bunun önüne geçecek iradeye ihtiyaç var. Gelişimi kontrol altına alacak, Manisa’da başta trafik, otopark ve şehir içi ulaşım olmak üzere şehrin fotoğrafını netleştirecek bir bakış açısına ihtiyaç var.  

Bunun için büyükşehir modeli tek çare, tek umut. Çok büyük bir bütçe olacak.  Şehir komple, kasabalarıyla, köyleriyle planlanacak.  Yani umarım! Yoksa bu büyüme işi başımıza dert olacak. Hele vücut büyürken beyin küçük kaldı mı o zaman yandık!

Tatil dönemini bekler dururuz artık…