Futbol hayatımızın en önemli unsurlarının başında geliyor. Futbolun en önemli unsuru ise hiç şüphe yok ki seyirci ya da taraftar. Özellikle endüstrileşen futbol dünyasını düşünürsek taraftarları müşteri olarak da düşünebiliriz. 60’lı 70’li yılların

 

Futbol hayatımızın en önemli unsurlarının başında geliyor. Futbolun en önemli unsuru ise hiç şüphe yok ki seyirci ya da taraftar.

Özellikle endüstrileşen futbol dünyasını düşünürsek taraftarları müşteri olarak da düşünebiliriz.

60’lı 70’li yılların romantik futbol anlayışı yerini acımasız bir rekabet ortamına bıraktı ki bu durumdan taraftarın etkilenmemesi düşünülemez.

Kulüpler artık zengin taraftar ( müşteri) istiyor.

Her yıl düzenli olarak kombine kartını alacak (Avrupa da 4-5 yıllık alabilirsiniz), loca kiralayacak, lisanslı ürün kullanacak, dergisine abone olacak vs.

Yıllık gelirinin bir bölümünü takımına ayıran bunu yaparken de başarı kriteri aramayan, maç seçmeyen, işini gücünü, programını takımının maçlarına göre ayarlayan sadık taraftarlara/müşterilere ihtiyaç var.

Efendim paralı taraftar tezahürat yapmıyormuş…

Kimin umurunda.

Sen 400-500 TL ver kombineni al, kendine eşine çocuğuna 100 TL den lisanslı formanı al, dekoder alarak naklen yayın havuzuna katkı sağla, arada sırada anahtarlıktı, çantaydı, terlikti, havluydu ne varsa satın al istersen tribünde çıt çıkarma. Barcelona taraftarı çok mu tezahürat yapıyor? Ama boş stadyumu gezmek bile 20 EURO. Mağazada 100 bin çeşit ürün var. Armalı araba jantından prezervatife kadar…

 

Beleşçi taraftara son

Başta Fenerbahçe olmak üzere büyük takımların çoğu bu bedavacı olaylarını bitirdiler. Manisa’mızın da bu beleşçilik olayına kesin bir son vermesi lazım. Kulüp müdürü Alparslan Kaya’nın ve diğer ilgililerin bu konuda çok ciddi çalışmalar yaptığını biliyorum.

Lisanslı ürün satışı konusunda da Manisalıların duyarlı olması lazım. Büyük bir ihtimalle mağaza zarar ediyordur.

Müşteri olmak örgütlü olmaktır.

Firma- müşteri ilişkisinde müşteri memnuniyeti diye bir şey varsa bu futbol takımlarının seyircisi içinde geçerlidir. Bu anlamda kulüplerin stat kalitelerini arttırmaları, ürün çeşitlerini çoğaltmaları, kaliteli hizmet ile vizyonlarını değiştirmeleri gerekmektedir.

Taraftar dernekleri de değişime ayak uydurmak zorundadır. Deplasmana otobüs kaldırmak, topluca maça gitmek, pankart yaptırmak, tezahürat bestelemek, rakip takımla atışmak vs. Bunlar kesinlikle yeterli değildir.

Bu gün artık etkili taraftar dernekleri kulüp yönetiminde söz sahibi olabiliyorlar. Fikirleri ile kulüp gelişimine katkı yapıyorlar.

Manisa’mızda da bunları görmek temennisi ile…