Örnek mi? Ali Arslan! Ya da Semih Balaban! Çok yakın tarihte yaşandığı için bu iki değerli ismi burada zikrediyorum. Geçmişe baktığımızda da benzer örnekler bulabiliriz. Bu konu önemli. İrdelerken CHP’deki kongrenin çok da konuşulmayan sonuçlarından

Örnek mi? Ali Arslan! Ya da Semih Balaban! Çok yakın tarihte yaşandığı için bu iki değerli ismi burada zikrediyorum. Geçmişe baktığımızda da benzer örnekler bulabiliriz. Bu konu önemli. İrdelerken CHP’deki kongrenin çok da konuşulmayan sonuçlarından birini anlatmış olacağım. CHP’de yakın bir tarihte ortaya çıkan yeni oluşumu biliyorsunuz. Emek ve Demokrasi Taban Hareketi. Öncülüğünü Ali Arslan, Semih Balaban, Bektaş Kılınç gibi isimler yapıyor. Taban hareketi mi tavan mı bilmiyorum. Ama gördüğüm tek şey çok sabırlı olmadıkları. CHP’nin Merkez İlçe olağanüstü kongresi öncesinde Ali Arslan’ın aday olduğunu öğrenince şoke oldum. Çünkü adaylardan birisi Hamza Kopal’dı. Yani Ali Arslan’ın genel seçim öncesinde yapılan ön seçimde Manisa merkezde birinci olmasını sağlayan Hamza Kopal’dan bahsediyorum. O Ali Arslan, bu Hamza Kopal’a nasıl rakip olurdu? Ali Arslan tamam da ya Semih Balaban! O nasıl bu hataya göz yumdu? Semih Balaban’ı bu partiye davet eden kişi bildiğim kadarıyla Hamza Kopal! İnsanlık mı öldü, solculuk mu bilmiyorum ama geri dönüşü olmayan bir yola girildi, bu kesin!   Olmuştu artık. İyi de, nasıl kazanacaktı Ali Arslan? Merkezdeki oylara güvenemezdi artık. O halde neden aday oldu neden bu riski göze aldı? Emek ve Demokrasi Taban Hareketi çok büyük bir hata yaptı. Milletvekilliğine oynayan Ali Arslan da merkez ilçe koltuğuna talip olarak hem hedef küçülttü hem de biraz ayıp etti. Emek ve Demokrasi Taban Hareketi de tabi… Eğer tersi olsaydı, yani Emek ve Demokrasi Taban Hareketi sabırlı davransaydı Ali Arslan zaten birkaç ay sonra yapılacak olan olağan kongrede adaylığı düşünmeyen Hamza Kopal’ın da desteğiyle merkez ilçe başkanıydı.  Böylece bir çuval incir berbat oldu. Demek ki Siyasette sabrın yoksa koltuk da yokmuş!   EN DEĞERLİ OLABİLMEK  Ne zamandır yemek yemeyi düşünüyorduk. Saruhan (Simsaroğlu) Ağabeyime en son aradığında “Çok cimrisin, hani yemek yiyecektik?” diye serzenişte bulundum. Çok cömerttir, kalır mı lafın altında? “Ben de bu akşam buluşalım demek için aramıştım” deyince hemen bir organizasyon gerçekleşti. Malum, onun işi zaten organizasyon. Pazar akşamı için anlaştık ve çok nezih bir mekanda buluştuk. Sitemizin baş yazarı Asım Uslu mu? Onsuz zaten bu sohbetin tadı çıkmazdı. Hatta tam karşımızdaydı gece boyunca… Konu değil konular vardı masada. Hazır Asım Uslu varken tarihi konulara değindik bol bol. Bilirsiniz, tarih, istatistik ve de kronoloji denince akla o geliyor artık. Adam yürüyen kütüphane! Siz bir konudan dem vururken o bir kaç örneği çoktan hazırlamış oluyor. Sizin söyleyecekleriniz bittiği anda misillemeyi yapıyor. İkna olmazsanız alternatif çok. Zaten o yüzden Manisa onu okuyor. Saruhan Ağabeyle manisahaberleri.com’un geleceğini konuştuk uzunca… Yapılacak daha çok şey olduğunun farkındayız.  Yolun çok başındayız. Mesela cep telefonlarına özel yazılımlar planlamamızda var. Bu bir markayla başlayıp diğerleriyle devam edebilir. Sitenin yazılımı ve ön yüzüyle ilgili değişiklikler yapılabilir. Ayrıca ilan bölümü çok aktif olacak. Zamanla her şey olumlu yönde değişecek. Bir şey hariç! Anlayışımız… O hep tarafsız ve objektif kalacak. Son zamanlarda basın sektöründe herkes bir şekilde en iyi olduğunu, birinci olduğunu iddia ediyor, falan filan… Tam da bunları konuşurken Asım Uslu, Albert Einstein’in bir sözünü hatırlattı. Einstein diyor ki “Başarılı bir insan olmaya çalışmayın; değerli bir insan olmaya çalışın. Başarılı insan, hayattan verdiğinden fazlasını alır. Değerli insan ise, hayattan aldığından fazlasını verir.” Tam da buydu aradığımız… Tek hedef başarı olursa, o başarıya giden her yol da mübahtır değil mi? Ne kadar tehlikeli bir yaklaşım bu? İstatistiklerden bahsettik ya… Mesele birinci olmak ise hakikaten manisahaberleri.com en sağlam internet verilerine sahip Google doubleclick ad planner'ın rakamsal verilerine göre şuan merkezde uzak ara önde. Manisa genelinde ise ikinci konumdayız. Ve en geç 1 yıl içinde birinci olacağımızdan hiç şüphem yok. Ancak mesele bu değil ki! Eğer bu olsaydı bugüne kadar 40 sefer yayınlardık bu verileri!  Biz en değerli olmak istiyoruz dostlar… Okuyucularımızın sayısı değil, niteliği ve bizim onlara sağladığımız fayda nedir? Bizim kafamızı bugün ve bundan sonra kurcalayacak soru budur! En değerli olmak. Evet, mesele aynen budur…