CHP ve MHP, kayyum teklifiyle ilgili görüşecek CHP ve MHP, kayyum teklifiyle ilgili görüşecek

“LOZAN DİPLOMATİK BİR ZAFERİN ADIDIR”
Açıklamada Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yıldönümü ile ilgili sözlerine başlayan CHP Manisa İl Başkanı İsmail Çalışkan, antlaşmanın Türkiye Cumhuriyeti’ni tüm dünyaya kabul ettiren önemli bir diplomatik zafer olduğunu ifade etti. 


CHP İl Başkanı Çalışkan açıklamasında Lozan ile ilgili şu ifadelere yer verdi: “780 bin kilometrelik ülke topraklarımız, Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olduğunu egemen devletlere kabul ettirdiğimiz gün. Lozan Barış Antlaşmasıyla, emperyalist güçlerin aralarında pay etmeye yeltendiği vatanımızın sınırları zaferimizle çizildi. Kapitülasyonlar kaldırıldı. Ekonomimiz millileştirildi. İç-dış borçlarımızı ve kaynaklarımızı denetleyen Düyun-ı Umumiye belasından kurtulduk. İktisadi bağımsızlaşmanın önü açıldı. Yunanistan’da kalan Türk azınlığının hakları güvence altına alındı. Kıyılarımıza yakın adaların gayri askeri statüsü teyit edildi. Lozan, topraklarımızı karış karış bölen, yoksul halkımızın tüm varlığını yabancı güçlerin insafına terk eden, saltanatın tacını ve tahtını kurmak adına halkı kendi yurdundan esire dönüştüren, Sevr Anlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan diplomatik bir zaferin adıdır. Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi ‘Lozan Barış Antlaşması, Türk Ulusu’na yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Anlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın yıkılışını anlatan bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan bir siyasal utku eseridir."


“LOZAN’I HEDEF ALAN ATATÜRK’E DÜŞMANLIK ETMEKTEDİR”
CHP’li Çalışkan, açıklamasına şu sözlerle devam etti: “Lozan saltanat sevdalılarına, emperyalizme, mandaya karşı mücadelemizin zaferle taçlandırdığımız belgesidir. Lozan, dünya üzerinde saygın bir ülke olarak yer almamızın teminatıdır. Lozan’ı hafife alan, subjektif ve maksatlı söylemlerin nesnesi haline getiren, hatta kinle yaklaşanlara, İnönü’ye, onun üzerinden Atatürk’e, Cumhuriyetin kurucu kadrolarına ve değerlerine düşmanlık etmektedir.”


“24 TEMMUZ RESMİ BAYRAM OLARAK KUTLANMALADIR”
Lozan’ın Türkiye Cumhuriyeti tarihinde büyük bir önemi ve yeri olduğunu söyleyen CHP’li Çalışkan, Lozan7ın imzalandığı 24 Temmuz tarihinin resmi bayram olarak kutlanması için partisinin TBMM’ye kanun teklifi sunduğunu belirterek, “Özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın tapu senedi olan Lozan’a giden süreci inşa eden ve antlaşmayı hayata geçiren başta önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve 2’nci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü ile milli mücadele kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz. Kurucu değerlerimiz ve kurucu kadrolarımızın hedef ve idealleri, geçmiş 100 yılda olduğu gibi önümüzdeki yüz yıllarda da vazgeçilmez yol göstericimiz olmaya devam edecektir. CHP olarak, kanun teklifimizi meclis başkanlığına sunduk. Lozan Antlaşması’nın imzalandığı 24 Temmuz resmi bayram olarak kutlanmalıdır.”


“SANSÜRÜN VE SORUŞTURMALARIN OLAĞANLAŞTIĞI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ”
Basından sansürün kaldırılışının yıl dönümü olan 24 Temmuz Basın ve Gazeteciler Bayramı ile ilgilide açıklamada bulunan CHP İl Başkanı Çalışkan, aradan 115 yıl geçmesine rağmen basında sansürün son sürat devam ettiğini dile getirdi. 
CHP’li Çalışkan 24 Temmuz Basın Bayramı ile ilgili şu ifadelere yer verdi: “24 Temmuz’un basın için bayram olmaktan çoktan çıktığı günleri yaşıyoruz. Ne yazık ki, basında sansürün kaldırıldığı 1908 istibdat koşullarından çok daha kötü koşullarla karşı karşıyayız. Gazetecilerin, basın emekçilerinin dövüldüğü, tehdit edildiği, hapse atıldığı; basın kurumlarının kapatıldığı, ekranlarının karartıldığı, erişim engellerinin fikir suçlarının sansürün ve soruşturmaların olağanlaştığı bir dönemden geçiyoruz.”

“İKTİDAR SANSÜRLE TOPLUMU DİZAYN ETMEYE ÇALIŞMAKTADIR”
CHP’li Çalışkan açıklamasının son kısmında, son 20 yılda iktidarın gazetecilere uyguladığı sansür ve baskı ile toplumu dizayn etmeye çalıştığının altını çizerek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 2002 yılında 100’ncü sıradayken bugün 165’nci sıraya kadar gerileyen ülkemizde, basının durumu demokrasimizin de içler acısı durumunu gözler önüne sermektedir. İktidar, geldiği günden beri Türkiye’de halkın haber alma hakkını yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden sistemli olarak gasp ederek, toplumu dizayn etmeye çalışmaktadır. Gazeteci adı altında satın aldığı yandaşlarıyla adaletsizliği, haksızlığı, yolsuzluğu ve yoksulluğu görünmez kılmaktadır. Unutmayalım ki, Çin’den sonra dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olan Türkiye’de, bu sorun sadece gazetecilerin değil, tüm toplumun sorunudur. CHP olarak, özgür medyayı ve dolayısıyla haber alma hakkının gasp edenlere,basın emekçilerinin sendikal haklarını en alt seviyeye indirenlere, korku, sansür ve hapis üçgeninde basını tehdit edenlere karşı, kalemini satmayan, gazeteciliğin meslek ilkelerine ve etiğine sahip çıkan baygın ve özgür gazetecilerin yanında olacağız.”