HABER: AHMET ÜNSAL
Milyonlarca memuru yakından ilgilendiren Toplu İş Sözleşmesi'nde sendika ile hükümet arasında anlaşma sağlanamamasının olumsuz etkileri gündeme geldi. Büro-İş Manisa Şube Başkanı Salih Kozan, sendikanın memurların haklarını hiçe sayan bir anlaşmaya imza attığını belirten bir açıklama yaptı.
Başkan Salih Kozan, yaptığı yazılı açıklamada şunlara değindi:
"2026-2027 yılları arası memur ve emeklilerini ilgilendiren 8. Toplu Sözleşme'ye üye gönderen Memur-Sen ve Kamu-Sen'e sesleniyorum. Sizler Yüksek Hakem Kurulu'na koşarak üye gönderirken memur ve emekliyi düşünmediniz mi, yoksa kendi ceplerinize girecek olan toplantı başına günlük üye başı 5.266 TL huzur ücretine mi koştunuz?" diyerek sert tepkisini dile getirdi.
Başkan Kozan,
"4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisi olmak üzere doğrudan 6,5 milyon kişiyi, aileleriyle birlikte ise 25 milyon kişiyi ilgilendiren 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme Tiyatrosu'nun son perdesi; Hakem Kurulu'nun 2026 yılı için %11 + %7 ve 1.000 TL, 2027 yılının ilk altı ayı için ise +1 puan ekleyerek %5 + %4 olarak karar vermesiyle kapandı. Bu sefalet zamları sonucunda 2026 yılı Ocak ayı için en düşük memur maaşı 52.725 TL, en düşük memur emeklisi maaşı ise 25.164 TL olacak. Emekçiler için yine hüsran, yine kayıp." şeklinde konuştu.
Kozan,
"Tiyatro diyoruz çünkü 4688 sayılı Kanun'a göre Ağustos ayında bitmesi gereken Toplu Sözleşme sürecinde roller en baştan memur ve emekli aleyhine belirlenmiştir. 8. Dönem Toplu Sözleşme'de dikkat çeken hususlardan biri, önceki dönemlerden farklı olarak ilk kez hükümetin Hakem Kurulu'na başvurmasıdır."
Hakem Kurulu ve Sendikaların Tutumu
Kozan, açıklamasının devamında,
"11 üyeden oluşan Hakem Kurulu'nun 6'sını doğrudan, 1 tanesini de sendikaların önerdiği kişiler arasından olmak üzere 7 üyesini Cumhurbaşkanı atamaktadır. 2 üye Memur-Sen, 1 üye Kamu-Sen, 1 üye de Birleşik Kamu-İş tarafından gönderilmektedir. Hakem Kurulu karar alabilmek için en az 8 kişi ile toplanmak zorundadır. Hükümetin başvurduğu ve üyelerinin çoğunluğunu atadığı Hakem Kurulu'nun, 2027 yılının ilk altı ayına 1 puan eklemesinden, kurulun kamuoyundaki güvenilirliğinin ve tarafsızlığının tartışılmasının önüne geçilmek istendiği anlaşılmaktadır.Memur-Sen Genel Başkanı Ali YALÇIN, 'Hakeme ne bizim ne de kamu görevlilerinin zerre kadar inancı da güvenci de yoktur.' diyerek hakeme gitmeyeceklerini, hükümetin gitmesi gerektiğini söyleyerek hükümete adeta yol göstermiştir. Ali Yalçın, önceki dönemlerden farklı olarak gelecek tepkilere karşı aslında taktik değiştirmiştir." dedi.
Kozan, sözlerine şöyle devam etti:
"Toplu Sözleşme masasında bulunan 3. büyük memur konfederasyonu Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak Hakem Kurulu'na üye göndermedik. Masada olan diğer konfederasyonlar Memur-Sen ve Kamu-Sen'e de sizler de göndermeyin dedik. 'Toplu Sözleşme hükümleri 2026 Ocak ayında yürürlüğe girecek, daha çok zamanımız var, önümüzde bütçe kanunu var, maaşlarımız TBMM'de belirlensin, siyasi partiler devreye girer, kamuoyu baskısı artar, bundan aşağısı olmaz daha çok kazanım elde ederiz' dedik.
Hakem Kurulu'na inanmadığını belirten Memur-Sen ve Kamu-Sen, arka bahçesi oldukları siyasi iktidar tarafından verilen talimatlar gereği 'tıpış tıpış' kurula üye göndererek, kurulun toplanması gereken çoğunluğu sağlamıştır. Noter görevi gören Hakem Kurulu'nun toplanmasını sağlayan üyeleri gönderen Memur-Sen ve Kamu-Sen'in, kararlar alındıktan sonra üyelerini geri çekmesi tam bir akıl tutulmasıdır. 'İnanmıyordunuz neden gittiniz, gittiniz de kararlar alındıktan sonra neden çekildiniz?
1 milyondan fazla üyesi olan Memur-Sen ve 560 bin üyesi olan Kamu-Sen başta kendilerine üye olanlar olmak üzere, Ağustos sıcağında Ankara'ya getirdikleri on binlerce üyesinin ve milyonların geleceğini, alın terinin karşılığını insafsız Hakem Kurulu'na teslim etmiştir. Bir de toplantı başına günlük üye başı 5.266 TL huzur ücreti alacaklar.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun 2025 yılı Ağustos ayı için açıkladığı rakamlara göre açlık sınırı 28.444 TL, yoksulluk sınırı ise 87.910 TL olmuştur. AKP iktidarının uydurma düşük enflasyon oranlarını açıklayan TÜİK, faiz, bütçe, vergi, yandaş ve yancı sendika işbirliği ile oynanan Toplu Sözleşme müsameresiyle, yıllardır bilinçli bir şekilde uygulanan politikalar sonucu bugün çalışan memur yoksulluk sınırının altında, emeklisi de açlık sınırının altında maaş alarak sefaletle mücadele etmektedir.
AKP Hükümeti bir yandan faize, sermayeye, hasta garantili hastanelere, döviz garantili otoyol, köprü ve tünellere cömertçe trilyonları aktarırken, diğer yandan kamu çalışanlarına ve emeklilere yüzdelik zamlar dayatarak onları açlık ve yoksulluğa mahkum etmektedir.
Kamu çalışanları artık bu sömürüye 'dur' demelidir. Başka bahara ertelenecek ne zamanımız ne de halimiz kaldı. Gücünü üyesinden alan, masada, alanda, medyada her platformda çalışanın hakkını savunan, hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmayan, hiçbir yerden talimat almayan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'na bağlı sendikalara ve Büro-İş Sendikamıza üye olup, güç vererek yetkili yapma zamanıdır. Bütün kamu çalışanlarını milli gelirden payımızı, refahtan hakkımızı almak için örgütlü mücadeleye davet ediyoruz." sözleri ile yazılı açıklamasını sonlandırdı.



