Okulların açılması demek, sabah trafiğinin daha da çekilmez olması demek... Okulların açılması demek, okul çevresindeki bakkalların ve kırtasiyecilerin erkenden dükkanlarını açmaları demek... Servislerin vızır vızır okullara öğrenci taşıması, işe gid

 

Okulların açılması demek, sabah trafiğinin daha da çekilmez olması demek... Okulların açılması demek, okul çevresindeki bakkalların ve kırtasiyecilerin erkenden dükkanlarını açmaları demek... Servislerin vızır vızır okullara öğrenci taşıması, işe giden velilerin önce çocuklarını okullarına bırakmaları demek... Neredeyse boylarına yaklaşan hacimli çantaları, örgülü saçları, renkli formalarıyla öğrencilerin yollara dökülmesi demek... Okulların açılması demek, “ataması yapılmayan” yüz bine yakın öğretmenin gıptayla izlediği “ataması yapılan” öğretmenlerin, sorunlarını okul kapısında bırakarak, sabah törenine yetişmeleri demek... **   16 milyon öğrenci ve onların velileri, öğretmenleri aynı anda okul yoluna çıkınca, ülkenin baş gündemi de bu oluyor elbette.   Birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan daha çok öğrencimiz var. Birçok orta büyüklükteki Avrupa şehrinin nüfusundan daha çok öğretmenimiz...   Sorunların en çok olduğu alanlardan birinin eğitim sistemimiz olması da doğal aslında. Doğal olmayan bu sistemin sürekli revize edilmeye çalışılmasına rağmen, teknolojik olanakların artmasına, kitabından araç-gerecine kadar devlet yardımlarının arttırılmaya çalışılmasına rağmen, sosyo-kültürel düzeyde hala büyük aşamalar gerçekleştirememiş olmamızdır. **   Bir sistemin dişlileriyle ne kadar oynarsanız, verimliliği o kadar düşürürsünüz.   20 yıl önce bir “Anadolu Lisesi” kazanmak, her öğrenciye nasip olmayacak bir şeydi. Sayıları az, kaliteleri üst düzeydeydi. Şimdi başında “Anadolu” sıfatı olmayan lise bulmak zorlaştı! Yıllar önce “Süper Liseler” oluşturduk, “süper” bir hızda vazgeçtik! Kredili sistem getirdik, lise eğitimine duyulan güven kredisini yitirdik! Üniversite Giriş Sınavı’nı her yıl, bilemediniz iki-üç yılda bir değiştiriyoruz. Neredeyse her ilçeye fakülte açıyoruz ki, diplomalı işsiz sayımız daha kolay tespit edilsin! SBS diye, liselere giriş için sınav sistemi yarattık, 6-7-8. sınıfta öğrencileri Türkiye genelinde sınava tabi tuttuk, hükümet değişmedi ama sınav değişti, tek yıla indi! Üstelik SBS’den önce zaten OKS adında tek sınav vardı!   Sistemle bu kadar oynarsak şunlara şaşırmamalıyız: Bu ülkede eğitim hayatları boyunca yıllarca “İngilizce” dersi görüp hala İngilizce bir cümle kuramayan milyonlarca insan var! Bu bir fiyaskodur! Bu ülkede okur-yazar insanların büyük bölümü, “yalnız” kelimesini “yanlız”, “yanlış” kelimesini “yalnış” olarak yazacak kadar temel dil bilgisi kurallarından bile yoksun bir yaşam sürüyor. Bu acınacak bir durumdur! Öte yandan nitelikli insanlarımızın da “beyin göçünü” hala önleyemiyoruz. Hala, kişi başına düşen kitap sayısında dünya ülkeleri arasında en alt sıralardayız.   Okumayı değil, konuşmayı; düşünmeyi değil izlemeyi seviyoruz... Zihnimizi yoracak her türlü etkinlikten uzak duruyoruz. O yüzden en çok okuduğumuz yazarlar, en az sözcükle yazanlar! **   Milli Eğitim Müdürü Sayın Aziz Ersoy’un yıllardır Manisa’yı ülke sıralamasında yükseltmek için yaptığı çabalar var. Meyveleri de toplanmaya başladı. Manisa’ya yeni okullar kazandırıldı, sınav başarıları yükseltildi. Yeni Valimizin de projeleri olduğunu biliyoruz. Her türlü çaba desteklenmeyi hak ediyor.   Fakat benim anlatmak istediğim, sistemin temel sorunlarıdır. Tepeden tırnağa eğitim sistemimizin sorgulanması, yapılandırılması gerekiyor. Bunun için de görev önce bireylere düşmektedir. Sms diliyle, facebook sözcükleriyle iletişim kuranlar, çocuğunu okula teslim etmekle görevinin bittiğini sananlar, ne çocuklarının eğitimine, ne de toplumun kültürel gelişimine hiçbir katkı sağlayamazlar. **   Okulların açılması demek, sınav maratonuna start vermek demek... Okulların açılması demek, hangi dershaneye gideceğini de düşünmek demek! “Eğitimli” işsiz olma yolunda kuyruğa girmek demek... Aile bütçesinin yeniden ayarlanması, kredi kartlarının şişmeye başlaması demek... Okulların açılması demek, SBS, ÖSS, KPSS, KPDS ve ayrıca bilumum deneme sınavlarının ufukta gözükmesi, kitapçı raflarını dolduran test kitaplarının sayısının artması demek...   Okulların açılması demek, kısa bir molaya kadar, sorunlar yumağının içine dalmak demek!   “Sevinçliyiz hepimiz, Yaşasın okulumuz!”