Türk Edebiyatı Sansür Tarihi’ne, yeni bir olay adını altın harflerle yazdırdı! Basında çıkan haberlere göre… (ki yazıyı yazdığım ana kadar İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’nün sitesinde bir yalanlama yoktu…) İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Kitapları İncele

Türk Edebiyatı Sansür Tarihi’ne, yeni bir olay adını altın harflerle yazdırdı!

Basında çıkan haberlere göre…

(ki yazıyı yazdığım ana kadar İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’nün sitesinde bir yalanlama yoktu…)

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Kitapları İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu, 3 Aralık’ta toplanıyor…

Aralarında “Edebiyat Fakültesi” diploması sahibi ve “öğretmen” veya “okul müdürü” unvanlı komisyon üyeleri, Bakanlık tarafından 100 Temel Eser’den biri olarak onaylanan John Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar” isimli eserini büyük bir ahlaki titizlikle okuyup (ki didiklemek daha doğru bir sözcük herhalde), kitabın bazı sayfalarının “ahlaki olmayan” bölümler içerdiğine karar veriyorlar!

Ve rapor yazıp bakanlığa gönderiyorlar!

İşin acınası yanı; “sakıncalı sayfalar” bütün yayınevlerinde aynı mı basılmış acaba diyerek, kitabın İnkılap Kitabevi dışında, Sel Yayıncılık,  Varlık Yayınları, Remzi Yayınevi’nden çıkan çevirilerini de inceleyip o yayınlarda da aynı “sakıncaları” buluyorlar!

Öyle ya belki İnkılap Kitabevi’nin çevirmeni yanlış anlamıştır Steinbeck’i!

**

Her yayınevindeki “sakıncalı” sayfa numaralarını da vermişler.

20 yıl önce okuduğum kitabı aldım elime kitaplığımdan, (bende ki Varlık Yayınları’ndan) “sakıncalı” sayfaları açtım.

Bakıyorum bakıyorum “gayri ahlaki” bir şey bulamıyorum!

Kendimden şüpheye düştüm!

Okuyalı epey olduğu için detaylarını unuttuğum, zaten 107 sayfa olan eseri hızlıca gözden geçirdim!

Sanırım bende bir hata var!

**

Sansür doymak bilmez aç bir kurt gibidir.

Hep daha fazlasını ister, ne kadar çok alırsa o kadar saldırganlaşır!

Ülkemiz edebiyat tarihi, sansürlenen, yasaklanan, yakılan kitaplarla doludur.

12 Eylül döneminde insanlar korkularından kitaplarını yakmak zorunda kaldılar.

30 yıl geçti, maalesef düşün alanında daha çok özgürleştiğimizi söyleyemeyiz.

Kendi yazarlarımız yetmediği gibi yabancılara da uzandık artık.

Kimileri artık, neredeyse 50 yıl önce ölmüş, Pulitzer ödüllü, dünyanın en önemli yazarlarından birini “çocuklarımızı düşünerek” yasaklamak istiyorlar.

O yazar ki, biz kendi başbakanımızı iki bakanıyla idama gönderdiğimiz yıl Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü!

**

Niye yasaklamak istiyoruz?

“Çocuklarımızın sağlıklı gelişimi” için!

Peh peh peh!!!

Biz zaten çoook sağlıklı bir toplumuz!

Her gün birilerinin karısını, sevgilisini bıçakladığı, öldürdüğü, kesip doğradığı bir ülkede…

Tecavüz haberlerinin bir gün bile eksik olmadığı ülkemizde…

Daha ilköğretim çağındaki kızlarımızın evlendirildiği toplumumuzda…

Gaspın, cinayetin gün geçtikçe arttığı…

Çocuklarımızın haber ve bilgi aldığı, eğlendiği her kitle iletişim aracının yozlaştığı ülkemizde…

Çocuklarımızın gelişimini biz ana babaları, ağabeyleri, arkadaşları, öğretmenleri, komşusu, esnafı, gazetecisi değil de Steinbeck olumsuz etkiliyor!

Günah keçisi sürümüze bir üye daha!

**

Bu ilk değildi ve ne yazık ki son da olmayacak…

 

(Yazıyı bitirdiğim sırada yeni bir trajikomik haber okudum ki, evlere şenlik! İstanbul’da öğrencisine 100 Temel Eser arasında olan “Şeker Portakalı” isimli kitabı okuma ödevi veren öğretmen hakkında veli şikayeti üzerine soruşturma açılmış!

100 Temel Eseri acilen 10’a falan indirmeli!!) 

 

 

Not: Yazının başlığı, Sel Yayıncılık’ın konuyla ilgili yaptığı açıklamanın başlığıdır. Açıklamanın metnine Sel Yayıncılık’ın sitesinden ulaşabilirsiniz.