23 yıl önce Ulusal Egemenlik Bayramı Pazar günü kutlandı. Saat 14.30’da başlayan TBMM oturumunu Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut açtı. Başbakan Turgut Özal, Cumhurbaşkanı Kenan Evren’di! Turgut Özal 7 ay sonra Evren’in koltuğuna oturacağını belki tahmin

23 yıl önce Ulusal Egemenlik Bayramı Pazar günü kutlandı.

Saat 14.30’da başlayan TBMM oturumunu Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut açtı.

Başbakan Turgut Özal, Cumhurbaşkanı Kenan Evren’di!

Turgut Özal 7 ay sonra Evren’in koltuğuna oturacağını belki tahmin ediyordu ama Evren 23 sene sonra darbe yapmaktan yargılanacağını rüyasında gördüğünde muhtemelen “şaka olsa gerek bu netekim!” diyordu!

**

Bugünün Meclis Başkanı Cemil Çiçek Özal hükümetinde Devlet Bakanı…

90’lı yıllara damgasını(!) vuran Mesut Yılmaz Dışişleri Bakanıydı!

**

Oturumu kayda geçen katip üyelerden biri bugünün tanıdık bir ismiydi: Mustafa Sarıgül!

**

Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut’un açış konuşmasından sonra sırasıyla ANAP lideri ve başbakan Turgut Özal, SHP lideri Erdal İnönü, DYP lideri Süleyman Demirel söz alıp günün anlam ve önemiyle ilgili konuşmalar yaptılar.

Muhalefet lideri Demirel halk iradesinden, halkın egemenliğinin mecliste tam olarak temsil edilemediğinden dem vurdu; Atatürk’ün, Rousseau’nun egemenlikle ilgili sözlerinden örnekler verdi.

Aynı Demirel, 8 yıl sonra…

Halkın oylarıyla 1. Parti olup 6 milyon seçmenin oyunu almış Refah Partisi’nin kurduğu hükümet, Cumhurbaşkanı sıfatıyla imzaladığı MGK kararları sonrası istifaya zorlandığında…

Başbakanlığı, Çankaya Köşkü’nün kapısını açık görünce bırakıp gittiği kendi partisinin liderine vermesi gerekirken ANAP lideri Mesut Yılmaz’a vererek milletine de “halk egemenliği” dersi! verdi!..

**

23 Nisan önce ANAP tek başına iktidarda ülkeyi yönetirken, 39 ilin belediye başkanlığı SHP’nin yönetimindeydi.

**

Deniz Baykal, SHP Genel Sekreteriydi ve Erdal İnönü’nün koltuğuna oturmanın hesaplarını yapıyordu.

Bugünün Kültür Bakanı Ertuğrul Günay da SHP’deydi ve İnönü’nün en güvendiği insanlar arasındaydı…

**

Kemal Kılıçdaroğlu henüz ismi kamuoyu tarafından bilinmeyen bir bürokrattı…

Devlet Bahçeli partisinin yönetim kadrosundaydı…

**

Abdullah Gül, İslam Kalkınma Bankası’nın ekonomi uzmanı olarak Cidde’de…

Tayyip Erdoğan Refah Partisi İl Başkanı olarak İstanbul’daydı…

Bülent Arınç Manisa’da avukat…

İdris Naim Şahin, şimdi bakanı olduğu İçişleri’nde Mülkiye Başmüfettişi…

Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Malezya’da İslam Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak çalışmanın arefesindeydi…

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ise Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde doçentlik yapıyordu…

**

23 Nisan önce de bugün olduğu gibi Milli Egemenlik nutukları atılıyordu…

Muhalefet seçim sistemini eleştiriyor, iktidar “milletimiz böyle istiyor!” “bizi istiyor!” ve “inşallah bizi seçmeye devam edecek!” diyordu!

**

Henüz Çiller ve Yılmaz “düşman kardeşler” olmamışlardı…

Sosyal Demokratlar Deniz Baykal’ın liderlik tekeline girmemişlerdi…

“Üç-beş çapulcu” denilen terör örgütü ülkeye kabuslar gördürtmeye başlamamış…

Siyasi yelpazenin merkez sağ partileri sandığa gömülmemiş…

Milli Görüş “gömlek değiştirmemişti”.

**

Uğur Mumcu öldürülmemiş…

Susurluk kazası olmamış…

Sivas katliamı yaşanmamıştı…

**

Cumhuriyet tarihinin en önemli ekonomik buhranlarından 5 Nisan krizi bir ekonomi profesörünün başbakanlığında henüz yaşanmamış…

Ülkenin cumhurbaşkanı ülkenin başbakanına anayasa kitapçığı fırlatmamıştı…

**

Anlı şanlı(!) bazı gazeteciler meslektaşlarının içeri atılmasına alkış tutmuyor, yenilerinin atılması için çığırtkanlık yapmıyorlardı…

Medya “yandaş” ve “candaş” olarak iki kampa ayrılmamıştı…

**

BOP-GOP masaya konmamış…

Irak bölünmemiş…

Kaddafi linç edilmemiş…

Suriye uyarılmamıştı…

**

Laiklik elden gidiyor korkusuyla insanlar yönlendirilmemiş…

İkna odaları kurulmamış…

İnsanlar “çevik” kararlarla halkın verdiği iktidar koltuğundan kaldırılmamıştı!..

**

Sincan’dan tanklar yürütülmemiş…

Halk ayrıştırılıp keskin saflarla bölünmemiş…

Demokrasiye ayar çekilmemişti!...

**

Arayıştaydı Türkiye…

Nereye nasıl varacağını bilmeden, düşünmeden, tartmadan, enine boyuna hesaplamadan akışına bırakmıştı demokratik yolculuğunu…

Vardığı yol doğru yol mudur, yolun sonu aydınlık mıdır, bunu da birkaç Nisan sonra anlarız.

**

Bugün 23 Nisan…

Düşünmek istiyor insan!..