Malumunuz Dünya bir skandalla çalkalanıyor. Skandalın kahramanı dürüstlüğü, kuralcılığı ve disipliniyle tanıdığımız Almanlar… Dünya’nın en çok satan markası Volkswagen dizel araçlarda egzoz emisyonunu düşüren bir yazılım kullandı. Bunun ortaya çıkması gün

Malumunuz Dünya bir skandalla çalkalanıyor. Skandalın kahramanı dürüstlüğü, kuralcılığı ve disipliniyle tanıdığımız Almanlar… Dünya’nın en çok satan markası Volkswagen dizel araçlarda egzoz emisyonunu düşüren bir yazılım kullandı. Bunun ortaya çıkması gündeme bomba gibi düştü. Bu “gizli yazılım” sayesinde Volkswagen’in araçları “çevre dostu” gözüküyordu. Ama tam tersiymiş. ICCT adlı uluslararası çevre vakfının yaptığı araştırma gerçeğin böyle olmadığını ortaya çıkardı. Yani işin özü, Volkswagen’in dizel araçları kirlilik kontrol mekanizması devre dışındayken emisyon standartlarının 40 katı zararlı gaz salıyormuş.

Bak sen şu dürüst Almanlara!

Bide bize laf atarlar. Adımız çıkmış.

İşin en tuhaf ve düşündüren yanı skandalla ilgili ülkemizin uzun süre sessiz kalmasıydı. Sanki Volkswagen’ın sattığı ayıplı 11 milyon araçtan ülkemizde hiç yokmuş gibi davrandık uzun süre… Ya da olanlar bize bir şey yapmaz mı diye düşündük. Neyse ki Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’den Volkswagen skandalına ilişkin, “Dünya Çevre Ajansı’na müracaatta bulunduk. Cevabını bekliyoruz. Gümrük Bakanlığı’ndan Türkiye’ye giren Volkswagen hakkında, ne, kaç tane girmiş, Çevre Bakanlığımız değerlendirecek” diye bir açıklama geldi de rahatladık.

Öyle ya bizim ülkemizin de emisyon değerleri var, bu ülkede de nefes alıp veren insanlar var. Doğamız var, çevre var.  

Velhasıl iş ciddiye bindi.

Ama aynı zamanda komik.   

Bulunduğumuz durumdan söz ediyorum. Biz hangi kıstasa göre Volkswagen’e “havamızı kirletiyorsun” diyeceğiz? Değerler var mutlaka, şimdi sorsan yetkililer bir sürü bilgi verir, veri sıralar. Ya uygulama! Maalesef skandal ortaya çıktığında bizim emisyon diye bir derdimizin pek de olmadığı ortaya çıktı. İsteyen istediği gibi havayı kirletiyor hem de gaza sonuna kadar basarak…     

Hele Manisa! 

Çevreci Tarzan Ahmet Bedevi’nin yaşayıp her karışına fidan diktiği Manisa…

Hava kirliliğinin en yüksek olduğu illerden biri Manisa…

Kişi başına araç, motosiklet ve hatta traktörün en fazla düştüğü illerden biri Manisa…

Servis otobüslerinin her gün trafik bir yana, havasını duman ettiği Manisa…

Trafiği sahipsiz Manisa…

İşsizlik oranında ülkemizin en şanslı illerinden birisiyiz ama kabul edelim duman altıyız! Gergin ve stresliyiz. Trafikte hiçbir Manisalı normal değil. Olması da mümkün değil. Bu şartlarda nasıl olsunlar? Hele bir takıldınız mı servis otobüsünün arkasına, mevki de Karaköy ise kanser olma seansı başlamış demektir. Servis otobüsünün dumanı aracınız içine dolar, genzinizi yakar. Ve siz o an radyoda emisyon değerleriyle ilgili haberi dinliyorsunuzdur kim bilir. Çaresiz yutarsınız yağla karışık dumanı.

Oh yarasın!

Olayın tek teselli veren yanı servis otobüsü dumanına karşı bağışıklık kazanmış olmamızdır. Yani inşallah öyledir.

Aslında halimiz harap… Sağlığımız gidiyor.  Çocuklarımız bu güzelim şehirde oksijensiz büyüyor. Ağlanacak haldeyiz bakmayın dalga geçtiğime. 

Endişelenmeliyiz!

Dünya Volkswagen’in yaptığı hileyi konuşurken gösterilen hassasiyet hayret verici. Amerika, Avrupa ayağa kalktı bizim sosyal medyada gelişmeler için “Bu Volkswagen’e yapılmış bir komplo” diyebiliyor insanlar. Volkswagen hile yaptığını kabul etti, bizimkiler inanmıyor! Sanki Volkswagen babasının hayrına araba satıyor Türkiye’ye. Arabaları da Mercedes parasına veriyorlar bize, 6 ay da sıra bekletiyorlar! 

Bildiğin kazıklanıyoruz… 

Ama asıl mesele bizim değerlerimiz.  

Dünyadaki emisyon hassasiyeti bizim değerlimizle karşılaştırıldığında komik bir fotoğraf ortaya çıkıyor. Adamlara “Fazla duman, fazla gaz adam öldürmez “diyoruz sanki. Dalga geçilecek haldeyiz. Ne denetleyen var ne de niye bu kara duman çıkıyor diyen? Siz hiç çok duman çıkardığı için durdurulan bir araç gördünüz mü? Ya da egzoz muayenesinden geçmeyen araç?  

Gelişmiş ülkelerde geçmiyor. Kirletiyorsa durduruyorlar. Bir İskandinav ülkesinde yaşayan Türk anlatıyor. Sabah arabasını çalıştırıp bir süre motoru ısıttıktan sonra yola çıkıyor. Çok geçmeden polis durduruyor. Çevredeki evlerden şikayet geldiğini anlatan polis araçtan gereğinden fazla duman çıktığını söylüyor. Bir sürü prosedür ve bir de cezai işlem. 

Emisyon değerleriymiş! 

Bizde ise gaza basıp duman çıkarmak hatta bir de ara gazı vermek adettendir. 

Sahi unutmadan sorayım Manisa’da yaşayıp servis otobüsü dumanı yutmayan var mı aranızda?