4-4-2 mi, 5-3-2 mi? Bugünlerde herkesin elinde kağıt kalem. Tahmin yapan yapana. Acaba hangisi? 4-4-2 mi, 5-3-2 mi? Herkes tahminini bir kağıda yazıp asıyor bir yerlere. Tutarsa “ben demiştim” deyip övünecek yurdum insanı. Tahmin tutmazsa sorun dil, bah

4-4-2 mi, 5-3-2 mi?

Bugünlerde herkesin elinde kağıt kalem. Tahmin yapan yapana. Acaba hangisi? 4-4-2 mi, 5-3-2 mi? Herkes tahminini bir kağıda yazıp asıyor bir yerlere. Tutarsa “ben demiştim” deyip övünecek yurdum insanı. Tahmin tutmazsa sorun dil, bahane çooook…   Seçimlerden bahsediyorum. Ama ne ilginçtir, bu yıl seçim sonuçları futbolda yer alan sistemlerle rakamlar bakımından benzeşiyor. Manisa’nın 10 milletvekili var. Futbolda sisitem 10 oyuncu üzerine kuruluyor. En ideal sistem ya da en yaygın olanı bence 4-4-2… Risk yok…  Neyse ki Manisaspor’un ligden düşme ihtimali bu sene yok. Takıma olan ilgi de bu nedenle gittikçe cılızlaşıyor. Tarzanlar bu yıl ne öldürdü ne de güldürdü desek yeridir. Ama şu bir gerçek, bu yıl futbol adına tadımız yok! Çünkü heyecan yok. Aksi olsaydı o zaman seyredin curcunayı.  Seçim tahminleriyle Manisaspor’un sistemiyle ilgili rakamlar birbirine girecekti. Kahvehanelerde tahminler havada uçuşacaktı.    Biz yine dönelim siyasete…   Gittiğim her yerde, karşılaştığım herkes aynı soruyu soruyor bana; “Seçimlerde hangi parti kaç milletvekili çıkarır?” Ben de tahmin yapmaktan ziyade partilerin durumunu anlatmayı tercih ediyorum. Çünkü Manisa gerçekten çok farklı bir seçim süreci yaşıyor. Ak Parti’de Arınç yok, MHP’de Sümer Oral var, Mustafa Enöz yok, CHP’de ise bir yanda işleyen parti içi demokrasi, diğer tarafta il ile merkez ilçe arasındaki uyum problemleri, istifalar… Ve de Erdoğan Yetenç’in garip dönüşü…  Manisa’da seçimler adeta bir “satranca” dönüşmüş durumda. Hiçbir sonuç sürpriz olmayacak. Herkes her türlü sonuca hazır olmalı. Neden mi? Ben rakamları yazıyorum, karşısına partileri siz düşünün ya da yazın. 4 4 2 Devam ediyorum… 5 3 2 Bir tahmin daha; 4 3 3 Hadi son bir tahmin; 6 4 Bu tahminlerden hangisi çıksa sürpriz olur?  Siz cevabı düşünürken ben haberci gözüyle partilerin son fotoğrafını sunmaya çalışayım. AK Parti’nin hazırladığı listeyle ilgili görüşlerimi bundan önceki yazımda net bir şekilde ifade etmiştim. Ancak parti teşkilatları şoku çabuk atlatmışa benziyor. Özellikle İl Başkanı Murat Baybatur önderliğinde ciddi hamleler yapıldı. Küskünlerin desteğinin alınması çok büyük önem taşıyor. Eğer bu yerel seçimlerden önce yapılmış olsaydı o ağır yenilgi alınmazdı. Geç de olsa başarılı ve gerekli bir hamle. Ancak buna rağmen AK Parti’nin işi gerçekten zor. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesim başta olmak üzere toplumun çeşitli katmanları ve özellikle AK Parti karşısında oluşan bloğun ikna edilmesi gerekiyor. Ama nasıl?   MHP’de ise içten içe yayılan bir tepki dalgası var. Parti kademeleri ve birçok MHP’li hala Sümer Oral’ı içine sindirebilmiş değil. Mustafa Enöz’ün neden aday yapılmadığını hiç anlamış değilim. MHP yerel seçimleri tarihinde ilk kez kazanıyor ve o ekibin başında Mustafa Enöz vardı. Demek ki bazen kaybetmemek için kazanmamak lazım. Siyaset tam da böyle bir şey… Ne saçma değil mi? CHP’de ise AK Parti’nin tam tersi bir durum yaşanıyor. Yani işler iyi başladı biraz sıkıntılı devam ediyor. İstifalar malumunuz. Ancak bence en büyük hata Erdoğan Yetenç’in partiye dönüşüydü. Gerçi CHP ile ilgili yorum yapmak, hele hele değerli köşe yazarımız Asım  Uslu’nun “İlahi CHP!” başlıklı yazısından sonra çok fazla anlam ifade etmiyor. Enfes bir yazıydı. Okuyun, tavsiye ederim. BDP’NİN OKTAY KONYAR’A İHTİYACI YOK Horozköy’de meydana gelen son olaylar malumunuz. Aslında BDP’nin Manisa’da desteklediği Nizamettin Öztürk düzgün Türkçesi ve hitabetiyle BDP kökenli seçmenlere oldukça hakim. Yani iyi bir oy oranına ulaşabilir. Ancak BDP çok ciddi hatalar yapıyor. Oktay Konyar gibi Manisa’da sempatisini yitirmiş bir ismin BDP’yi yönlendirmesini, kadınlı erkekli partililere “otur kalk” gibi komutlarla emirler yağdırmasını ben şahsen anlayamıyorum. Özellikle cami cemaatinden ayrı Cuma namazı kılınması BDP’lileri kendi yaşadıkları mahallede bile iyice yalnızlaştırabilir. Yani BDP’nin Oktay Konyar’a ihtiyacı yok. Çadır meselesine gelince. Bu sorun iki taraflı hatalar nedeniyle bu noktaya geldi. Sorunun çözümü tepede olur. Burada gençlerin polisle karşı karşıya bırakılması çok vahim sonuçlar doğurabilir. Aksi halde Manisa Mersin olabilir ki bunu hiç kimse istemez. BDP’li yöneticilerin de bunu istemediğini iyi biliyorum. Bu konuda ne olur biraz sağ duyu…   Sonuç itibariyle Manisa’da yaşayanlar böyle bir seçim atmosferi içinde sandık başına gidecek. Partilerin durumu belli, adaylar meydanlarda. Tahminimi sorarsanız yok, gerçekten yok? 4-4-2 mi olur, 5-3-2 mi olur yoksa başka bir rakam mı çıkar ortaya bilmiyorum. Ama bir şeyi çok iyi biliyorum. Sonuç ne olursa olsun benim için sürpriz olmayacak. Bu seçimler Manisa’da her şeye gebe. Dilerim netice Manisa’nın hayrına olur…