•  GÜNÜN SOHBETİ 

ORUÇ NASIL TUTULUR?

Âlimler dil ile yapılan hatalara, ya da dilin yanlışlarına ‘dilin âfetleri’ derler. Bunlardan bir tanesi de mâlâya’ni, yani boş sözlerle meşgul olmaktır. ‘Malaya’ni’: yapılmadığı zaman kişiye bir zararı olmayan, ancak yapıldığı zaman kişiyi lüzumsuz yere oyalayan, hata yapmasına, günah işlemesine, zamanı boşa harcamasına yol açan şeydir.

Müslümana kemal, ciddiyet, vakar ve olgunluk yakışır. Üstelik ağza sahip olmak cennetlik amellerden biridir. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Kim bana iki dudağı ve iki bacağı (apış arası) konusunda garanti verirse ben de ona cennet için kefil olurum”. (Buhârî, Rikâk/23) İki bacak arası hakkında garanti vermek iffet ve namusa sahip çıkmak, iki dudak arasından garanti vermek de ağza, dile sahip olmak demektir.

Yalan bir açıdan büyük günah, bir açıdan da mâlâya’nidir. Oruçtan bir amaç da Müslümanının yalandan, yalan yere şâhitlikten, boş konuşmaktan, gıybet etmekten, mâlâya’ni’den kurtarmaktır. Nefsi tezkiye edip, bu tür kötü huyları terk etmesini sağlamaktır.

Oruç Müslümana bu fıtri kabiliyetini kontrol altına almayı, istek ve arzularına gem vurmayı, iştahını meşru alan ile sınırlandırır. Şehvet, insana verilen tabii güçlerden bir tanesidir.  Şehvet iştahtır, istek ve arzudur, nefsin meyil ve istemesidir. Bu iştah (şehvet) karşı cinse olduğu kadar; yemeğe, mala, makama, sahip olmaya, giyime ve diğer şeylere de yöneliktir. Meşrusu vardır, gayr-i meşrusu vardır.

Oruç, nefsin gayr-i meşru istek ve arzularına, yani aşırı şehvete karşı takva bilinci ile direnmek de bir anlamda cihattır. Yani nefsin insana zarar veren isteklerine karşı direnmektir. Ramazanda bu cihad oruçla yapılır. Zira oruç, şehveti, yani nefsin aşırı isteklerini sınırlamayı öğretir. Yani nefsi belli bir seviyede tutar.

Kişi bazen nefsinin istek ve arzularına, yani nefsinin hevâsına uyar hatta öylesine uyar ki, bunu aşk ve tutku haline getirebilir. Bu bir açıdan nefsin kulu kölesi olmak gibi bir şeydir. İşte oruç müslümanı nefsin kulu, kölesi olmaktan korur, kalbi geçici olan sevgilerden kurtarıp Allah'a bağlar. Müslümanı gerçek sevgide tutar, onu sahte ve geçici sevgilerin işgaline karşı korur.

 “Ey namaz kıl beni” demek ile “ey oruç tut beni” demek aynıdır. Namaz musalli’yi (namazı kılanı) derler, toplar, düzene koyar, bütünler; oruç da sâim’i (oruçluyu) tutar, saklar, korur, gözetir. Eksikliklerini tamamlar, yırtıklarını yamar, döküntülerini toplar, unuttuklarını hatırlatır, veremediklerini verdirir, sevmeyi unuttuklarını sevdirir, kendisiyle sevindirir.

Oruç tutmaktan amaç yemek ve içmekten uzak kalmak değil, bunlar aracılığıyla takvayı kuşanmak, takva bilincini artırmaktır. Hakkı verilerek tutulan bir oruç sahibini kötülüklere, hırsa, dünya malına düşkünlüğe, aç gözlülüğe, günaha, şeytana dost olmaya, gaflete, isyana karşı korur gözetir. Sahibine elbiselerin en görkemlisi ve en süslüsü olan “takva elbisesi”ni giydirir, onu bununla korumaya alır.

Derleme: Dr. Ahmet ERDİNÇLİ/Manisa İl Vaizi

  •  GÜNÜN AYETİ 

“Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin, günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve resulüne itaat ederse gerçekten büyük bir kazanç elde eder.” (Ahzab, 70-71)

  •  GÜNÜN HADİSİ 

"Kim yalanı ve onunla ameli terketmezse (bilsin ki) onun yiyip içmesini bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur." (Buharî, Savm/8)

  •  GÜNÜN DUASI 

"İlahi! Hamdini sözüme sertac ettik, Zikrini kalbime mi'rac ettik, Kitabını kendimize minhac ettik. Biz yoktuk sen var ettin, Varlığından haberdar ettin, Aşkınla gönlümüzü bikarar ettin. İnayetine sığındık, kapına geldik, Hidayetine sığındık lütfuna geldik, Kulluk edemedik afvına geldik. Şaşırtma bizi doğruyu söylet neşeni duyur, hakikatı öğret. Sen duyurmazsan biz duyamayız, sen sevdirmezsen biz sevemeyiz, Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, Yar et bize hep erdirdiklerini. Sevdin habibini, kâinata sevdirdin; Salat-ü selam, tahiyyat-ü ikram, her türlü ihtiram ona, Onun Al-ü Ashab-u etbaına ya Rab!"

  •  ESMAUL-HÜSNA 

"En güzel isimler Allah'ındır. O halde, O'na bu güzel isimlerle dua edin..." (A'râf, 7/180)

Musavvir: Varlıkları çeşitli şekillerde yaratan; yarattığı her varlığa ayrı bir şekil ve husûsiyet veren demektir. Hâlik, bâri’ ve musavvir isimlerinin üçü de yaratıcı anlamındadır. Bunlardan hâlik; bir örneği, eşi, benzeri olmaksızın ilk defa yaratan demektir. Bâri’; yarattığı şeyi düzgün yaratan, yarattığı canlıları, organları yerli yerinde, uyumlu yaratan demektir. Musavvir de; yarattığı her şeye ayrı bir şekil, biçim ve husûsiyet veren demektir.

  •  BİR SORU BİR CEVAP 

Soru: Orucu kasten bozmanın hükmü nedir?

Cevap: Orucu kasten, yani mazereti olmadığı halde bilerek bozmak, Ramazan’ın hürmetine saygısızlıktır ve büyük günahtır. Hz. Peygamber (s.a.s), orucunu bu şekilde bozanların keffâret ile yükümlü olacaklarını belirtmiştir (Buhârî, Savm, 30; Hibe 20; Nafakât, 13; Keffârâtü’l-eymân, 2-4; Müslim, Sıyâm, 81). 

Oruç keffâreti, iki kamerî ay veya 60 gün ara vermeksizin oruç tutmaktır. Buna da gücü yetmeyen kişi, 60 fakiri bir gün ya da bir fakiri 60 gün doyurur. Bu keffâretin yanında ayrıca, tövbe edilmesi ve bozulan orucun da kazası gerekir (Merğînânî, el-Hidâye, II, 261-262).

  •  RAMAZAN MANİSİ 

İnanan oruç tutar

Gafleti söküp atar

Teravihi de kılıp

Sevabına sevap katar

  •  İFTAR VE SAHUR SAATİ 

Manisa sahur: 04:34       Manisa iftar; 20:08

İFTAR DUASI VE ANLAMI

"Allahümme leke sumtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkuke eftartü ve savme'l-Ğadi min şehri Ramazane neveytü, feğfirli mâ kaddemtü ve mâ ahhartü."

"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"

  •  KISSADAN HİSSE 

Virane Köy

Ülkenin birinde sultanın çalışkan ve bir o kadar da tevazu sahibi bir başveziri vardı. Sultan bu vezirine büyük hürmet gösterirdi. Fakat zamanla diğer vezirler bu durumdan rahatsızlık duymaya başladılar. Onun hakkında asılsız dedikodular çıkartıp sultan ile arasını açtılar. Öyle ki sultan gün geldi baş vezirini görevinden azletti. Fakat devlete büyük hizmetleri olan bu vezirinin ahir ömründe rahat etmesini de istiyordu. 

Vezirinden şöyle toprağı bereketli dört başı mamur bir belde beğenmesini istedi. “Beğendiğin yeri sana bağışlayacağım.” dedi. Veziri bu teklif karşısında sevindi fakat sultandan virane bir köy talebinde bulundu. “Orada hem oturayım hem de o köy için çalışarak imar edeyim, ahir ömrümde köşeye atılmış, iş görmez biri olmak istemem.” dedi. Vezirinin bu isteğini kabul eden sultan, ülkenin dört bir yanını aradı fakat vezirin arzu ettiği şekilde virane bir köy, bir belde bulamadı. 

En sonunda yaptığı büyük hatayı anladı. Başveziri zaten görevini hakkıyla yapmış, gecesini gündüzüne katarak ülkesi ve sultanı için çalışmış, ülkeyi abat etmişti.

  •  RAMAZAN SÖZLÜĞÜ 

 REYYAN KAPISI:  Cennet kapılarından biri olup, bu kapıdan oruç tutanların gireceği haber verilmiştir. Oruçluların, diğer bir ifadeyle oruç tutmaya özel önem verenlerin reyyân isimli kapıdan çağırılması onlara özel bir ikrâmdır. Reyyân, “suya kanmış” demektir. 

Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez.” (Buhârî, Savm 4)

Not: Ramazan Sayfası Manisa İl Müftülüğü’nün katkılarıyla hazırlanmaktadır. Sayfa Sorumlusu: Dr. Ahmet ERDİNÇLİ/ Manisa İl Vaizi, iletişim; 0236 231 17 77

Editör: TE Bilişim