Bazen bir haber alırsınız, sizi çok ilgilendirmez ama sevinirsiniz. Bazen tersi de olur. Çok sevdiğiniz biri olumsuz bir durumla karşı karşıyadır, duyar üzülürsünüz. Aslında her iki durumda da sizinle çok ilgili değildir konu.  Hatta bazen anlam da vermeye bilirsiniz.

Ama aslında var bir anlamı...

Üzülüyor ya da seviniyorsanız bilin ki siz o insana karşı bir muhabbet besliyorsunuz.

İş adamı Hakkı Bayraktar'ın son dönemde yaşadığı olumsuz olaylarda bu duyguları yaşadık. Sonra çevreme baktığımda, gelen yorumlara baktığımda birçok kişinin aynı hisleri yaşadığını fark ettim.

Bunun adı nedir biliyor musunuz?

Sevilmek...

Herkese nasip olmaz değil mi…

İnsanın ne kadar sevildiğini görmesi için bazı olaylar vesiledir aslında.  

Hakkı Bayraktar belki de bu tecrübeyi yaşadı.

Düşünün...

Şehrin en saygın iş adamlarından birisiniz, varlıklısınız. Ama her insanın başına gelebilecek şeyler sizin başınıza geliyor. Ve o şehri bir süreliğine terk etmek zorunda kalıyorsunuz.

Normal şartlarda arkanızdan insanların olumsuz şeyler söylemesi beklenir. Ama Hakkı Bayraktar'da bu olmadı.

Belki sevmeyenleri de vardır, belki olumsuz şeyler söyleyenler de olmuştur. Ama ona destek olan insan sayısı o kadar fazla ki...

Döndüğünü ve işinin başına geçtiğini öğrendiğimde aradım. Kendisine olan sevgim ve saygım çok öncelerden...

Belediye başkanlığına aday olduğunda bir gazeteci olarak duruşunu hayranlıkla takip etmiştim. Makine Mühendisleri Odası'ndaki başkanlık sürecinde de son derece başarılı bir tarz ortaya koymuştu. Hala başkan yardımcısı olarak görevine devam ediyor.

Son durumu sordum.  O da içtenlikle anlattı.

Aşağıdaki metin bizzat onun kaleminden çıktı...

"Mahkemenin konkordato kararı vermesi üzerine işimin başına döndüm.

Devlete vergi, SGK borcumuz bulunmamaktadır. Ayrıca çalışanlarımıza da maaşları son kuruşuna kadar ödenmiştir.

Taşeronlarımıza ve piyasaya olan borçlarımızı da ödemek için işimin başındayım.                                                         

Sipil Group eski günlerde olduğu gibi çalışmalı ki,; birçok  kişiye ekmek kapısı olmayı ve ülke kalkınmasına katkıda bulunmayı sürdürebilsin.     

İnşaat sektöründeki daralma çelik ve plastik konusunda çok iyi olmamıza karşın Sipil Group'u olumsuz biçimde etkiledi. Ancak sorunların aşılacağını düşünerek işimin başına döndüm. Yakın çevremin, arkadaşlarımın, iş ortaklarımın ve tanıdık tanımadık dostlarımın sevgisi desteği benim için en büyük motivasyon kaynağı olmuştur. Verilen destek için teşekkürlerimi sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Hakkı Bayraktar onuruyla bu ülkede çalışmaya devan etmek istiyor.”

Ve öğrendim ki eski çalışanlardan 20 kişi tekrar işe alınmış. Fabrikadaki bazı bölümlerde üretim başlamış. Ayrıca diğer çalışanlar zaman içinde yeniden işe alınacak. Birçok kişi de Bayraktar’ı ziyaret etmiş. MESKOP Başkanı Recep Çınar ve Manisa TSO Başkanı Mehmet Yılmaz da destek veren isimler arasında…  

Ne güzel değil mi…

Hakkı Bayraktar’ın yeniden işinin başına dönmesi, ekmek teknesini yeniden çalışır hale getirmesi ne hayırlı bir gelişme.  

İşin rast gelsin Hakkı Bayraktar.

Hoş geldin…