Biz adam olmayız! Nasıl olalım ki? **   Hiç kimse çalıştırmadan bile bu noktaya gelebilecek bir futbol milli takımımızı pişkin bir Hollandalıya teslim ediyoruz... Ve o pişkin adam, Hırvatistan karşısındaki rezil oyun ve sonuçtan sonra kameralar ka

 

Biz adam olmayız! Nasıl olalım ki? **   Hiç kimse çalıştırmadan bile bu noktaya gelebilecek bir futbol milli takımımızı pişkin bir Hollandalıya teslim ediyoruz... Ve o pişkin adam, Hırvatistan karşısındaki rezil oyun ve sonuçtan sonra kameralar karşısında varılan sonucun doğal olduğunu, ‘bizden ancak bu kadar olabileceğini’ söyleyebiliyor. Tepkisiz, dümdüz suratıyla, her şey kendi dışında gelişmiş gibi konuşabiliyor! Ve bizim federasyonumuz ona hala milyon eurolar ödemeye devam ediyor! **   Niye adam olalım ki?   Bir depremden bile “ilahi” anlamlar çıkaran beyinsizlerin yaşadığı bir memlekette yaşıyoruz! Ankara’nın doğusunda yaşayanları tümden Kürt, Kürtlerin tamamını tümden terörist sayan beyinsizlerle nasıl adam olacağız ki?   Aynı depremden oturulabilir raporuyla sıyrılıp sonraki ilk depremde yerle bir olan otele dayanıklılık raporu verenleri otel tuzla buz olduktan sonra düşünen bir zihniyetle ne kadar adam olabiliriz ki? **   Malta parkına içki ruhsatı vermeyi Ata’nın kemiklerini sızlatmayla eşdeğer tutacak kadar küçük ve dar görüşlü insanlarla mı adam olacağız?   Alkol almayı bekar ve erkek insanlara layık gören, “ailecek” gidilen yerlerde ancak ve ancak çay-kahve içilmesi gerektiğini savunan, yobaz bakış açısını “okula yakınlık” sebebiyle kamufle eden, zaten işine gelmeyen her şeyi kamufle eden, kamufle edemediğini yasaklayan, yasaklayamadığını hor gören-suçlayan-dışlayan adamcıklarla mı adam olacağız? **   Ya kimlerle adam olacağız?   Kendisiyle ilgili övgü ve takdir yazılarını baş tacı edip yergi ve eleştiri yazılarına köpüren, “hoşgörü” ve “özeleştiri” kavramlarından nasibini almamış siyasetçilerle mi adam olacağız? **   Mevcut bakanları ve başbakanı zerre kadar eleştiremeyip, tüm cehaletini ekrana yayarak Atatürk’ü “diktatör” olarak itham eden, cehaletinin ‘ ar’ duygusunu törpülediği sözümona “gasteci” lerle mi adam olacağız? **   Biz kimlerle adam olacağız ki?   Eğitim-öğretimi öğretmenlerden daha iyi bilen velilerle mi? **   Sağlık sistemini bir çırpıda çözüveren doktordan daha doktor, hemşireden daha hemşire, farmakoloji dehası hastalarla mı? **   Bütün ‘trafik çevirme’ güzergahlarını polislerden daha iyi bilip kafasına göre araba kullanan sürücülerle mi? **   Alt tarafı bir maç izlemeye giden 50 bin ‘antrenör-seyirci’ ile mi? **   Kendi tarafı olduğu siyasi görüşten insanların tutukluluk sürelerine itiraz edip düşmanı olduğu kişilerin gerekirse ömür boyu içeride tutuklu kalmasını isteyen-savunan sahte demokratlarla mı? **   Kendi işini yapmayıp, amirine-ustabaşına-kalfasına-patronuna verip veriştiren “artık zincirlerinden daha çok kaybedecek şeyi olan” güdümlü işçi kardeşlerimle mi? **   Esnaftan daha iyi esnaflığı bilen, çiftçiden daha iyi bağı-bahçeyi-tarlayı bilen, kafaca memurdan daha memur, işadamından daha iş adamı, siyasetçiden daha siyasetçi, sütçüden daha sütçü, bakkaldan daha bakkal, futbolcudan daha futbolcu, teknik direktörden daha teknik direktör, gazeteciden daha gazeteci bir insan topluluğuyla mı adam olacağız? **   Önce kendi aynamıza bakmadıkça... Özeleştiri yapmadıkça... Kendi evimizin önünü süpürmeden başkalarının pisliğini aramadıkça... Biz adam olmayız kardeşim!