Son aylarda Ak Parti Manisa teşkilatlarıyla ilgili bazı yayın organlarında çıkan belgeli veya belgesiz birçok haber var. Eski milletvekili Tevfik Diker’in iddiaları var. Ve tabi ki zaman zaman bize de ulaşan bazı iddia ve ithamlar var.

Bunların çoğu kanıta muhtaç iddialar. Sadece bir kadının söyledikleri üzerinden bir teşkilatı karalamak “gazetecilik” adı altında yapılacak bir şey değil. Haberi dayandırdığınız dokümanlar sizi olası bir hukuki süreç karşısında mahcup etmeyecek kadar sağlam ve güvenilir olmalıdır.

Bu bakımdan Ak Parti Alaşehir ve Manisa teşkilatlarıyla ilgili iddialara yeterli kaynak ve bilgiden bahsetmek olanaksız.  En azından bende yeterli kanıt yok. Ancak söz konusu haberleri yapan arkadaşların da gerekli bilgi ve belgeye sahip olmadan haber yapacağını sanmıyorum. Hiçbir gazeteci böylesine ciddi bir olayda belgesiz haber yapmaz. 

Doğruluğu ispatlanmış bilgi, belge elimize ulaşırsa her iki taraftan da görüş almak kaydıyla bundan sonraki gelişmeleri yayınlamaktan çekinmeyiz.    

Asıl vahim olan işin diğer tarafı…

Çünkü söylentiler kulaktan kulağa yayılıyor.  Birileri çıkıyor, parti teşkilatlarından birçok isimle ilgili iddialar öne sürüyor, çok özür dileyerek aktarıyorum; “Kerhane” ifadesini kullanıyor. Ve buna tek bir tepki yok. Bu nasıl bir görmezden gelmedir?

Normal şartlarda böyle ağır bir itham karşısında partinin ayağa kalkması lazım. Çok sert ve güçlü bir itiraz beklerdim.

Ama yok…

İddialar ve haberlere parti teşkilatından ikna edici tek bir cevap veya açıklama yok. Bir iki cılız, üstü kapalı açıkmayla kamuoyu ikna edilemez.    

Ak Parti’de hiçbir zaman çalışmayan disiplin kurulları bu iddialar karşısında da devreye girmedi. Ya da girdi biz bilmiyoruz.

Şunu net bir şekilde ortaya koymak gerekir;

Ortada çok vahim söylentiler ve ifadeler var. Bunların doğru olup olmadığını soruşturacak olan parti içi denetim sistemidir. Bu iddialar doğru çıkarsa söz konusu şahıslarla ilgili gerekli işlemler yapılır ve partiden ihraçları sağlanır. Zaten bu tarz ahlaki zaafları olan insanlar varsa ve bunlar hala parti içindeyse, bunların partiye veya davaya bir faydası da olmaz.

Yok eğer iddialar yalan ve asılsız ise bu da ispatlanır ve iddiaya ortaya atanlar hakkında gerekli hukuki işlemler başlatılır.   

Yani iki yol var;

İddialar gerçek çıkarsa ilgili kişiler partiden kovulur. Varsa mağdur, onların da hakkı aranır.

İddialar yalan ise iddia sahipleri hakkında her türlü yasal işlem başlatılır.

Üçüncü bir yol yok!

Ama parti içinde nedense bugüne kadar meydana gelen birçok olayla ilgili üçüncü yol tercih edildi. Kol kırılır yen içinde kalır yöntemi bu…

Üstünden zaman geçince nasılsa unutulur mantığı hukuki ve vicdani gerçeklerle bağdaşmaz.

İktidar partileri genellikle çeşitli insan profillerini barındırır. Ak Parti de 2002’den bu yana iktidarda. Birçok menfaat odağını içine çekmesi normal. İktidara gelen her partide böyle karmaşık bir kalabalık üye profili oluşur. Yönetimler belirlenirken iyi ile kötü, samimi olan ile olmayan ayırt edilemeyebilir.

Zamanla kimin elinin kimin cebinde olduğunu bilmediğimiz bir yapıya doğru gidilir. İşte bu noktada partilerin disiplin kurulları devreye girer. Kötüleri ayıklayıp partinin bünyesinden atar. Manisa AK Parti’nin bugün karşı karşıya kaldığı bu vahim iddialar bu karmaşık yapının getirmiş olduğu düşündürücü bir sonuçtur!  

Bazen bu durum “AK Parti’nin içindeki AKP’liller” olarak da tanımlanmıştır.  

Sadece son iddialar da değil, geçmişte yaşanan birçok parti içi sorun da susarak, saklayarak bertaraf edilmeye çalışıldı. Parti yönetimlerindeki birkaç cesur sesin dışında bu liyakat yozlaşmasına pek karşı çıkan olmadı.

Ve bu zincirleme insan profili, üye yapısı AK Parti’yi çok ciddi bir sıkıntının eşiğine getirdi.

Bir adım ötesi uçurum!

Susan bir "disiplin kurulu" olmaz. 

Kol kırılmış olabilir ama yen içinde niye kalsın?  

Yen giysi koludur. Kol kırılınca yen kırılan kolu saklar. Kırılan kol yenin, yani elbisenin içinde kalır. Ama bu gerçek kırık kolun vereceği acıyı dindirmez. O kolu iyileştirmek şarttır.  

Manisa Ak Parti’de kırılan kolun tedavisi için bir fırsat var. Yakında kongre süreci başlıyor.

Genel bir temizlik veya tedavi için şartlar son derece uygun. Ama bunu yapabilecek birleri lazım. Bu irade ortaya konabilecek mi?

Mesele de bu zaten…