
Kapatılma teklifi verilen okulun halen 5 farklı alanda, 1200 öğrenci ile eğitim veren canlı bir organizma olduğunu vurgulayan Tahmilci, “Bu canlı organizmada birtakım sorunlar var ise şayet, bu sorunları çözmek yine sizin görevinizdir. Bu sorunları çözmenin yolu kapatmak, yok etmek olmamalıdır. Basın yayın organlarından da öğrendiğimiz gibi bu eğitim kurumu üzerinde, sürekli birtakım operasyonlar yapılmış ya da yapılmak istenmiştir. Bu köklü eğitim kurumunun, mevcut bir spor salonu neden bir başka eğitim kurumuna tahsisi edilmiştir? Şayet amaç kamu kaynaklarının etkin kullanımı ise, neden birden fazla eğitim kurumunun ortak bir program ve plan çerçevesinde kullanımı sağlanmamıştır? 1200 öğrencinin fiziki yetersizlikler içinde eğitim gördüğü ortamda, neden okula ait 7 sınıf bir başka eğitim kurumu öğrencilerine verilmiştir? Bu yapılırken nakli yapılan öğrencilerin ortaokul seviyesinde, farklı yaş ve pedagojik düzeyde oldukları, okulun yangın merdiveninin duvarlarla kapatıldığı, bahçesinin tel örgü ile çevrildiği, adeta cezaevi formatında, 2019 Türkiye’sine yakışmayan bir tablo yaratıldığı görülememiş midir? Okulda mevcut fiziki alanlar, Ortaokul öğrencilerine yapılan tahsis sonrasında iyice yetersiz hale gelince, neden bazı alan ve dalların kapatılması teklifleri yapılmıştır? Plansız, programsız, geleceği görmekten uzak çalışmaların faturası pırıl pırıl eğitim aşkıyla yanan çocuklarımıza neden kesilmiştir? Bu konuda kim ya da kimler hesap vermiştir, verecektir?
* Okul, yine bu eğitim yılı içinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne devri ile anılmıştır. Bu konuda, önce öğretmen ve öğrenciler okulun devri yapıldı diye bilgilendirmiş, ardından bundan vazgeçildiği ifade edilmiştir. 1200 öğrencinin eğitim gördüğü bu kurum ile ilgili yapılan bir devir işlemi vardı ya da planlandı ise, bu işlemin öncesi ve sonrası yaşananlar bizlerden neden saklanmıştır? Amaç ya daamaçlar nelerdir? Kamuda şeffaflık ilkesi gereği hareket etmesi gerekenler, hele ki eğitim gibi önemli bir konuda susmayı ve gizlemeyi neden tercih etmişlerdir?” dedi.

Okula ait A Bloğun, Bir Anadolu Lisesi olarak açılması ve dönüştürülmesi teklifinin Bakanlığa yapıldığını öğrendiklerini belirten Tahmilci, “Yine maalesef bu süreç sır gibi saklandı. Bu süreçte, değersiz görülen, önemsenmeyen bizlerdik, gençlerimizdi, öğretmenlerimizdi, eğitimin tüm paydaşlarıydı. Birileri sözüm ona, kapalı kapılar ardında, hangi okulun gereksiz, hangi gençlerin harcanacağına karar vermiş, hatta o kadar kararlı bir tutuma girmişti ki, yok edecekleri okulun yerine, isim bile bulup kararını almışlardı. Okulun adı, “Fuat Sezgin Anadolu Lisesi” olacaktı. Bu kararlarını yine sır gibi sakladıkları, süslü kağıtlara yazarak, Bakanlığımıza iletmişlerdi. Ancak unuttukları şu vardı ki, 1200 gencimizin arkasında yılmayan, sesini her platformda duyurmayı gaye edinmiş aileleri, öğretmenleri, vicdan sahibi kamuoyu, sivil toplum örgütleri, 1947 yılından u yana bu köklü eğitim kurumundan mezun olmuş 7’den 70’e mezuniyet sevincini bu sıralarda yaşamış, “Manisa Ticaret Meslek Lisesi Sevdalıları” var. Evet, bizler Ülkemizi, şehrimizi, insanımızı, gençlerimizi çok ama çok seviyoruz. 1200 gencimizin eğitim gördüğü ve yok edilmek istenen, 72 yıllık kültürel bir birikimi olan, Manisa’da herkesin Ticaret Lisesi olarak bildiği, yeni adı ile, “Yunusemre Mesleki Ve Teknik Anadolu Lisesi’ni korumak, bu eğitim kurumu üzerinde, hukuka, mevzuatlara, akla, bilime uymayan her türlü tasarrufa şiddetle karşı çıkıyoruz. Bu okul ile ilgili alınacak karar ya da kararların ivedilikle tekrar gözden geçirilmesini, mesleki eğitimi, öğrenci ve ailelerini karamsarlığa itecek, somut, reel ve bilimsel hiçbir gerekçesi olmadan alınan ya da alınabilecek karar ve kararlardan acilen geri dönülmesini istiyoruz. Son söz olarak, “okulumuza dokunmayın” diyoruz. İlgililere ve kamuoyuna önemle duyurulur.” diye konuştu.

