YAZILAN YAZI;
Manisaspor Adana Demirspor deplasmanından 1 puan aldı ve ertesi günü her hafta yazdığım köşe yazımı hazırladım ve gazetem ile siteme verdim. Upuzun bir köşe yazısı içerisinde bu maçta iyi performans göstermediğini düşündüğüm Umut Gündoğan'la ilgili şunları yazdım; "Orta sahada ben beklediğimi bulamadım, daha doğrusu Umut'tan. Umut her geçen hafta beni hayal kırıklığına uğratıyor. O düz paslarını atmaktan biraz daha uzun oynamaya başladı, top kayıpları da başladı. Umut hala takımın ritmine giremedi, ondan sürekli orta sahayı aksatıyor. Metin toplayıcı, Umut dağıtıcı, Savaş hücumcu rollerini alınca, 1 kişinin aksaması orta sahayı tamamen düşürüyor." demiştim. Bu yazı içerisinde herhangi kişiliğine ya da futbolculuğuna bir saldırım olduğu görülüyor mu? No. Maç içinde beğenmediğim bir oyuncuyu sadece belirttim.Hiçbir şekilde "Ya bu adamdan topçu mu olur?" ya da "Bu adamı oynatmayın." gibi bir cümle yazmadım.
YAŞANAN OLAY;
Buna karşın yazım sitede yayınlandıktan yaklaşık 1 saat sonra Umut beni aradı. "Nasılsın, iyi misin?" lerle başlayan konuşmada, Umut'un sözleri sertleşti. Burada hepsini yazmam doğru olmaz ancak ana başlık "Köşelerini takip ediyorum. Bir daha benimle ilgili yazmayacaksın, ben başkalarına benzemem. Seni evinden aldırırım."dı. Bu laflardan sonra benim de sakin olmam çok da beklenemez. "Evden aldırmana gerek yok, neredeysen tesisin önüne gel, ben de geliyorum, konuyu çözelim." dedim. Bunun ardından ağır küfürler etti Umut. Kendisine de isteyen sorabilir, Umut'un yanında bu sözleri ettiğine dair 3 futbolcu arkadaşı, benim de yanımda 1 kişi, ayrıca telefonumun arama kayıt programı tüm konuşmaya şahit ve kanıttır. Bu konuşmanın hemen ardından olayı Başkan Abdullah Mergen'e ilettim ve tesisin önünde söz verdiğim gibi bekledim. Bekleyişimin ardından biraz geçti, bu sefer ben aradım. Söz verdiğim gibi tesisin önünde olduğumu, onu beklediğimi söyledim. Bu sefer de "Sen kimsin"ler ve daha ağır küfürler başladı, geliyorum bekle dedi. Bekledim, gelmedi. Yardımcı antrenörlerden bir ağabeyimiz Umut'la telefonda konuştu ve ardından kapıya gelip bana "Umut bugün gelmeyecek, olayın sıcaklığı geçsin, yarın helalleşirsiniz." dedi. Ardından kulüp adına benden bir yönetici özür diledi, ardından yine Başkan beni arayarak olayı bitirmemi, Umut'un anlık sinirle bunları söylediğini söyledi. Tamam dedim, yaklaşık 1 saati geçik tesisin önünde beklememin ardından kapıdan ayrıldım. Olay baştan aşağı tamamen budur, yaklaşık 15 kişi de bunun şahididir.
"SENİ EVİNDEN ALDIRIRIM"
Konunu özüne dönersek; Herkes benim yazdığımı beğenmek zorunda değildir, aynı şekilde okumak zorunda da değildir. Bu yazdığım köşeler birer yanlı haber değil, tamamen ŞAHSİ fikrimdir. Umut telefonu açtığında "Köşelerini takip ediyorum, benimle ilgili haksızlık ettiğini düşünüyorum. Ben elimden geleni yapıyorum ancak bence bana bakış açın yanlış. Bir daha ki maçlarda dikkat edersen sevinirim." dese, eyvallah belki de haklısın, daha dikkatli olurum der konuyu kapatırdım. Ancak kimse mesleğini yapan bir insana "Benimle ilgili yazmayacaksın, seni evinden aldırırım" deyip, ana avrat küfür edip, sonra da karşısında karşılık vermeyen bir insan bulacağını sanmasın. Öyle sandı ama sonra ne yüzüme karşı, ne telefonda benimle konuşup, ne özür diledi, ne de aynı konuyu sürdürdü. Sadece sustu.
KABUL ETMİYORUM
Umut belki yanlış yaptığını anladı ama büyük laflar ettiği için haksız olduğunu kabul edemiyor olabilir, bunu anlayabilirim. Yöneticileri de bu konuda uyarmış olabilir. Umut bu işten ekmek yiyor ve profesyonel bir futbolcu, hem de Galatasaray gibi bir kulüpten gelmiş bir isim. Profesyonel futbolcuysan eleştirilmeye tahammülün olacak ve bu eleştiriyle kendini daha iyi oynamaya iteceksin. Ben bir gazeteci ve yazarım, bu işten ekmek yiyorum. Ben de gördüğüm hataları objektif biçimde eleştiriyorum ki, eleştirilen kişi performansını yükseltsin. Hiç kimsenin, hiçbir durumda, kimseye küfür etme hakkı yoktur. Sinir haliyle söylenmiş olduğunu anlayabiliyorum ancak asla kabul etmiyorum.
SADECE OBJEKTİF DÜŞÜNCEMİ YAZARIM
Her okuyucuma temin ederim ki; Köşe yazısı yazmaya başladığım 18 yaşımdan beri, kimsenin kulağıma söylediklerini değil, SADECE AMA SADECE objektif olarak düşündüğüm ve analiz ettiğim şeyleri yazarım. Takımdan ya da yönetimden ne kadar yakınım, ne kadar tanıdığım olsa da yanlışı olanı yazmaktan çekinmem, objektifliğimi hiçbir zaman bozmam. Yazdığım her şey sadece benim düşündüklerimdir. Bu düşündüklerimi herkesin onaylaması ya da beğenmesi gerekmez. Takımımız, şehrimiz üzerinde aynı konu üzerinde, farklı düşünen kişilerin olması doğaldır ve bizi geliştirip, daha iyi yapacak olan da bu farklılıktır.
ELEŞTİRİYORSAM, TAKIMIMI DAHA İYİ GÖRME İSTEĞİMDENDİR
Bu hafta liderle çok önemli bir maça çıkacağımızın farkındayım. Emin olun bu olayın yaşanması ve camiada konuyla ilgili de ayrılıklarla, gerginliklerin yaşanmasından dolayı çok üzgünüm. Aşık olduğum takımımın ve şehrimin bu konudan zarar görmemesinden dolayı, ben olaya noktayı koyuyorum. Umut her ne kadar kendisiyle ilgili özellikle kötü yazdığımı düşünse de, bizim takımımız için kritik bir öneme sahip bir oyuncudur. Transfer döneminin ardından oynadığı ilk 2 iyi maçta da onun iyi bir transfer olduğunu ve takımı yükselttiğini söylemiştim. Uzun süredir futbol oynamadığı için ritmini kolay bulamamasını anlayabiliyorum ancak bunu da eleştirmek benim işim. Zamanı geldi Savaş'ı, zamanı geldi Hakan'ı, zamanı geldi bambaşka birini kötü oynadığı için eleştirdim, yine eleştiririm ancak asla ÖZELLİKLE kötülemem ya da hakaret etmem. Eleştiriyorsam çok sevdiğim kulübüm Manisaspor'u daha iyi görme isteğimdendir. Yani kısacası, sahada eksik gördüğüm KİM OLURSA OLSUN, objektif olarak yazmaya devam edeceğim. Bu konuyla ilgili camianın dikkatinin daha çok dağılmaması için konuyu burada noktalıyor ve gözümüzü Yeni Malatyaspor maçına çeviriyoruz. Allah yolumuzu açık etsin.
Editör: TE Bilişim
