uradiye Belediyesi’nin mülkü olan ancak isim şartıyla Gençlik Spor Bakanlığı’na devrettiği araziye bir kapalı salon yapılmıştı. Yapılmıştı diyorum çünkü yanlış hatırlamıyorsam;  Tayyip Bey, başbakan olduğu dönemde açılışını yapmıştı. Daha sonra Başbakan olarak gelen Ahmet Davutoğlu salonun açılışını bir kere daha yapmıştı. Tesisin en son açılıştan bu yana 3 yıl geçti. Salon açılmadan çürümeye terk edildi. Böyle bir olayın Kayseri veya Malatya’da olması mümkün değildir. Vatandaş, sorumluların hemen cezalandırılmasını bir şekilde sağlar. Manisa ise hala, 1960 yıllarında yapılmış bir kapalı spor salonu ile 400 bin nüfuslu şehre hizmet vermeye çalışıyor.
Manisa bu günlerde jimnastikte harikalar yaratıyor.  Avrupa ve Dünya şampiyonlukları şehrimize getiriliyor. Üzüldüğüm konu ise, bir türlü açılamayan salon, Türkiye’de yapılan jimnastik sporuna uygun 3 salondan biriymiş.  Manisa’da açılamayan salon kapalı dururken, bizim sporcularımız uluslararası yarışmalara hazırlanmak için Mersin veya İzmit’te gidiyor. Bu salonun ne eksiği kaldı ise tamamlanmalı ve sporcularımızın hizmetine açılmalıdır.

NOTER AÇILMASINDA KISTAS NEDİR
Manisa’nın en büyük ilçesi olan 220 bin nüfuslu Yunusemre’ de 1 tane noter varken, 168 bin nüfuslu Şehzade ilçemizde 2 tane noter bulunmaktadır. Noter sayısında, nüfus yoğunluğunun en önemli faktör olduğunu söylüyor yetkililer. Buna rağmen 153 bin nüfuslu Turgutlu ilçemizde 3, 158 bin nüfuslu Salihli ilçemizde 3, 164 bin nüfuslu Akhisar ilçemizde 4 noter bulunmaktadır.  Merkez de 388 bin nüfusta 3 noter, 164 bin nüfuslu Akhisar da 4 noter bulunmasına kimse akıl erdiremiyor. Manisa merkez ilçelerindeki bazı kişilerin kalabalık noterler yüzünden Bornova’ya veya Saruhanlı’ ya gittiğini görüyoruz.
Sizce de bu işte bir yanlış yok mu?
SOKAKLARIN DİLİ
Belediye meclisleri;  cadde, sokak, meydan gibi yerlerin isimlerinin verilmesinde yetkilidir. Buna dayanarak yıllar içinde Manisa’daki caddelere isimleri verilmiş kişilerin kim olduğunu yeni nesil bilmemektedir. Bugün “İbrahim Gökçen” bulvarını bilen kişilerin çoğu bu ismin kim olduğunu bilmez. Alaybey semtimizden, Hükümet binası önüne gelen caddemizin adı; “Seyfettin Bey” dir.   Caddeyi bilenlerin Seyfettin Bey kimdir diye bildiklerini sanmıyorum. Her biri Manisa’mız için ayrı bir değer olan kişilerden yeri geldikçe bahsetmek istiyorum. Bugünkü yazımda Seyfettin beyi tanıtmak istedim…
Seyfettin Çalbatur: Kurtuluş Savaşı’nda bütün cephelerde savaşmış kahraman gazilerimizden biridir. Ordumuz, Fahrettin Altay komutasında 8 Eylül’de Manisa’ya girdiklerinde yüzbaşı rütbesindeydi.  Manisa’nın her yerinden dumanlar çıkarken hükümet konağına çıkıp Yunan Albay Çakalos’un 26 Mayıs’ da astığı Yunan bayrağını 3 yıl 3 ay sonra indirmek ve Türk bayrağını göndere dikmek ona nasip olmuştur.   Bu sebeple ismi, geldiği yola verilmiştir.
Yıllar sonra Manisa’ya tekrar General olarak gelen Seyfettin Bey, soyadı kanunundan sonra aldığı soyadı ile Seyfettin Çalbatur olmuş yaptığı hizmetler anısına Manisa’nın doğusundaki kışlaya da ismi verilmiştir.