Manisa Tabip Odası Genel Sekreteri Mehmet Mustafa Acıl, "Dünyanın hiçbir ülkesinde sağlık çalışanları şiddete bu kadar çok maruz kalmıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde sağlık hizmeti sunan yüzbinlerce insan geçinme telaşının yanı sıra her an şiddete maruz kalırım tedirginliği ile işe gitmiyor. Dünyanın hiçbir yerinde sağlık emekçilerinin yıpranmadan doğan hakları görmezden gelinmiyor. Dünyanın hiçbir yerinde çalışma ortamlarındaki iş barışı bu derece bozulmadı. Dünyanın hiçbir ülkesinde binlerce sağlık çalışanın çalışma hakları ”güvenlik soruşturmaları” gerekçe gösterilerek ellerinden alınmadı. Dünyanın hiçbir ülkesinde gece gündüz, tatil, bayram demeden sağlık hizmeti sunmaya çabalayan sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet hoşgörüyle karşılanmadı. Dünyanın hiçbir ülkesinde sağlık alanında yaşanılan şiddete yönelik olarak sağlık çalışanları suçlanmadı. Dünyanın hiçbir yerinde sağlık çalışanları öldürülürken, yaralanırken, işlerine giderken tedirginlik yaşarken; sağlık çalışanlarını görmezden gelen, sağlık çalışanlarına ve onların emeklerine bu düzeyde sahip çıkmayan bir yönetim anlayışına rastlanmadı. Tüm bu gerekçelerle Hekim, Diş Hekimi, Eczacı, Veteriner Hekim, Psikolog, Biyolog, Hemşire, Laborant, Sosyal Hizmet Uzmanı, Diyetisyen, Sağlık Memuru, Ebe, Acil Tıp Teknisyeni, Anestezi Teknisyeni, Radyoloji Teknisyeni, Veteriner Sağlık Teknikeri/Teknisyeni, Onkoloji Teknisyeni, Optisyen, Fizyoterapist, Tıbbi Sekreter ve diğer ismini sayamadığımız çalışma arkadaşlarımızla birlikte, toplumun sağlık hakkına da sahip çıkarak, bu kadar keyfiliğe hürmetsizliğe dur demek için; 15 Mart Pazar günü Ankara’da Büyük Beyaz Miting’de buluşuyoruz!" dedi. 

Acıl, "Ülkemizin sağlık hizmetini sırtlamış sağlık meslek mensupları olarak, sürekli şiddete uğrama tedirginliği ile çalışmak istemiyoruz. Bireysel eksiklik ya da hata yapan sağlık çalışanları hakkında her hizmet kolunda olduğu gibi bazı şikâyetlerin yapılması anlaşılabilir. Bireysel kusurlar tabii ki incelenir hukuki ve idari takibat istenebilir. Ama hiç kimsenin, hiçbir gerekçeyle sağlık çalışanlarına saldırmaya, onları öldürmeye, taciz etmeye hakkı yoktur. Sağlık çalışanlarını sağlık piyasasının şiddete maruz bırakılabilecek dişlileri olarak gören, emeğini ve mesleki kimliğini değersizleştiren, yok sayan anlayışı esastan reddediyoruz. Sağlık ortamındaki şiddet, münferit olaylar, hoş görülebilir insani tepkiler olmaktan çıkmıştır. Bu karanlık tablo yetkililerce görülmekte ama bir türlü harekete geçilmemektedir. Bizler sağlık çalışanları olarak geldiğini hissettiğimiz ama, yetkililerin önlemek için çaba sarf etmediği cinayetleri takip etmek değil, hastalarımızı tedavi etmek, mesleğimizi yapmak istiyoruz. Sağlık hizmeti sunarken başka hayatları kurtarmak için çabalarken kendi canımızdan olmak istemiyoruz. Emeğimizi değersizleştiren, ücretimizi ezdiren, çalışma koşullarımızı her geçen gün zorlaştıran yönetim anlayışı değişinceye; sağlıktaki bu ölümcül şiddeti tam olarak ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler yapılıncaya; önerdiğimiz tedbirler alınıncaya; hasta- sağlık çalışanı ilişkisini insani boyuta taşıyacak toplumsal- kültürel iklim oluşuncaya ve buna uygun sağlık politikaları tesis edilinceye kadar bu konuda mücadeleyi hep birlikte yükseltmekte kararlı olduğumuzu göstermek üzere; Ülkemizin 81 ilinden, üyemiz olan ve üyemiz olmayan bütün sağlık çalışanlarıyla, emeklilerimizle, göreve başlatılmayan, atama bekleyen genç meslektaşlarımızla ve geleceğimizi oluşturan her branştan tıp, hemşirelik, diş hekimliği, eczacılık, veteriner hekimlik, psikoloji, sosyal hizmetler ve sağlık bilimcileri öğrencisi binlerce kardeşimizle birlikte; otobüsler, trenler, uçaklar ve arabalarla 15 Mart günü Ankara’nın yolunu tutacak ve bu ülkede sağlık ortamının şiddetten arındırılması için on binlerce sağlıkçı olarak tek bir sesle haykıracağız; Biz sağlık ve sosyal hizmet çalışanları; emeğimize ve mesleğimize sahip çıkacağımız mücadelemizle sağlıktaki şiddet iklimini sonlandırarak, görevimiz olan sağlık hizmetini şiddetsiz ve barışçıl bir ortamda, aldığımız bilimsel eğitimin gereklerini yerine getirerek ve halkımızın ihtiyaç duyacağı nitelik ve gereklilikte sunmayı başaracağız. Aldığımız eğitimin, bize yüklenen toplumsal ve kamusal sorumluluğu yerine getirecek, emeğimizin karşılığını alacağız! Bizler yaşamak ve yaşatmak istiyoruz" diye konuştu.

Editör: TE Bilişim