1- GÜNÜN SOHBETİ 

CAMİ ADABI VE CEMAAT BİLİNCİ

       Yüce dinimiz birlik ve beraberliğe büyük önem vermiştir. Peygamberimiz  "birlik ve beraberlik rahmettir, ayrılık ise azaptır.”(Süyûtî, el-Câmiu’s-sağir, 1,145.) “Allah’ın kuvvet ve kudreti, yardımı cemaat üzerindedir.”(En-Nebhâni, el-Fethu’l-Kebir, II, 636.) buyurmuştur. Dinimiz Müslümanların birlik ve beraberliklerini sağlayacak her şeyi emretmiş, bunu bozacak her türlü tutum ve davranışı da yasaklamıştır. Bir köyde veya mahallede yaşayan Müslümanların günde beş vakit namazı cemaatle kılmaları da birlik ve beraberliklerini sağlayan en önemli hususlardan biridir. Bir hadis-i şerifte: “köyde ve kırda üç kişi bir arada olur da, namazı cemaatle kılmazlarsa, şeytan onlara mutlaka galip gelerek Allah’ı anmaktan uzaklaştırır. Öyle ise cemaate sarıl, sakın cemaatten ayrılma. Çünkü kurt, sürüden ayrılan koyunu kapar."(Ebû Dâvud, Salât, 46.)buyrulmuştur.

      Camide topluca namaz kılmaları sayesinde, mahalle sakinleri arasında kaynaşma, ülfet ve muhabbet meydana gelir. Birbirlerinin hallerini ve dertlerini öğrenirler, birbirlerine yardımcı olmaya çalışırlar. Bilmedikleri hususları, bu arada usulüne göre namaz kılma âdâb ve erkânını, imamdan ve cemaat içerisinde bilen kimselerden öğrenme imkânı bulurlar. Topluca ibadet etmenin zevki tadılır.

Safların Düzgün Tutulması: Peygamberimiz (s.a.s.), saf düzenini en önde erkekler, onun arkasına ergenlik çağına gelmeyen erkek çocukları, onların arkasına da kadınlar olacak şekilde düzenlemiştir. (Müslim, Salât, 132). “Saflarınızı düzgün tutunuz, çünkü safların düzgün olması namazın kemalindendir.” (Ebû Dâvud, Salât, 94)

Camide Oturmanın Sevabı, Meleklerin Duası: Kişinin cemaat ile kıldığı namazı evinde veya çarşıda kıldığı namazdan 25 derece daha faziletlidir. Bu fazilet şu şekilde gerçekleşir: Biriniz güzelce abdest alır, sırf namaz kılmak için camiye gelirse camiye varıncaya kadar attığı her adım için bir sevap verilir ve bir günahı silinir. Camiye girdiği zaman namaz için beklediği sürece namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Melekler bu kimseye dua edeler. Kimseye eziyet etmediği ve abdestli olduğu sürece; ‘Allah’ım! Bu kulunu bağışla, ona merhamet et ve tövbesini kabul et’ derler.” (Ebû Dâvûd, Salât, 49, I, 378; Müslim, Mesâcid, 282, I, 462)

Camilere Girip-Çıkma Adabı: Hadis-i şerifte "Sizden biri mescide girerken Nebi (s.a.v.)’e salât ve selam getirsin, sonra da: Allah’ım bana rahmetinin kapılarını aç.” desin. Mescidden çıkarken de: Allahım, senden senin lütuf ve kereminden istiyorum." desin. (Ebû Dâvud, Salât, 18.)

Güzel Elbise Giymek ve Temizlik: Camiye giderken temiz giysiler giymek(Araf,31), sarımsak-soğan gibi kokulu bir şey yiyen kimsenin camiye gelmemesi ile ilgili hadisler (Müslim, Mesâcid, 72) bu adabın gereğini ifade etmektedir. Peygamberimiz camilerin temiz tutulmasını ve bakılmasını emretmiştir. (Tirmizî, Cuma, 65; Ahmed, VI, 279) Yeryüzünün cennet bahçeleri olan camilerin (Tirmizî, Deavât, 82) içi, dışı ve çevresinin temizliği, bakımı, düzeni, bahçesinin çiçeklendirilip ağaçlandırılması, şadırvanı ve tuvaletlerinin bakım ve temizliği kadar camiye gelenlerin; giysilerinin ve çoraplarının temiz olması ve pis koku bulunmaması da önemlidir.

 Hazırlayan: Ahmet GÖÇER/ ADRB VAİZİ

2- GÜNÜN AYETİ 

“Şüphesiz mescitler, Allah’ındır, onun için Allah’ın yanında başka birine dua ve ibadet etmeyin.” (Cin,18)

3- GÜNÜN HADİSİ 

 “Allah’ım! Öfkenden rızana; cezandan affına sığınırım. Senden yine sana sığınırım. Sana övgüyü saymakla bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.”

4- GÜNÜN DUASI 

“Ey kalpleri hâlden hâle çeviren Allah’ım, kalbimi dinin üzere sabit kıl. (Tirmizî, “Deavât”, 124)

5- ESMAUL-HÜSNA 

"En güzel isimler Allah'ındır. O halde, O'na bu güzel isimlerle dua edin..." (A'râf, 7/180; bk. Tâ-hâ, 20/8; Haşr, 59/24)

Rezzâk: Bedenlerin ve ruhların gıdasını, bütün yaratıklarının rızkını yaratıp veren demektir. Allah Teâlâ, yarattığı bütün yaratıklarının rızkına kefildir. Yerde, gökte, yer altında, denizde vb. nerede canlı varsa hepsinin rızkını yaratan Allah Teâlâ’dır. Hepsinin rızkını tam vaktinde ve unutmadan verir. Ancak insanlara, yarattığı rızıkları meşrû yoldan arayıp bulmalarını emretmiştir. 

Fettâh: İyilik kapılarını açan; hakemlik yapan; bütün anlaşmazlıklarda hakemlik yaparak mutlak adâleti gerçekleştiren; zulme uğrayanlara yardım eden; mü’min kullarını zafere ulaştıran; mü’minlere mânevî kapıları açıp kalplerden kederleri gideren; her derde çare bulan; her türlü engelleri kaldıran demektir.

6- BİR SORU BİR CEVAP 

Ramazan’da oruçlu iken gündüzü uyuyarak geçirmenin oruca zararı var mıdır?

Orucun sahih/geçerli olması için, “oruç tutmaya niyet etmiş ve orucu bozacak şeylerden kaçınmış olmak” şarttır. Gündüzleri az veya çok uyumak, orucun sıhhatine zarar vermez. Bununla birlikte orucun vereceği sıkıntılardan uzak kalmak ve onları hissetmemek kastıyla, gerekli olmadığı hâlde Ramazan günlerinde uzun süreli uyumanın, orucun hikmetiyle bağdaşmayacağı da unutulmamalıdır.

7- RAMAZAN MANİSİ 

Bu aya hürmet gerek

Nimete şükür gerek

Mübarek ramazanda 

Hakka ibadet gerek

8- İFTAR VE SAHUR SAATİ 

Manisa sahur: 04:51

Manisa iftar; 19:58

İFTAR DUASI VE ANLAMI

"Allahümme leke sumtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkuke eftartü ve savme'l-Ğadi min şehri Ramazane neveytü, feğfirli mâ kaddemtü ve mâ ahhartü."

"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"

9- KISSADAN HİSSE 

VEREN EL ALAN ELDEN ÜSTÜNDÜR.

Bir hoca ile talebesi ile gezerlerken, bir tarlanın yanındaki ağaçlardan birinin altında eski bir çift ayakkabı gördüler. Belli ki civarda çalışan birisinin ayakkabısıydı. 

Talebe : "Hocam bu ayakkabıyı saklasak da, sahibi geldiğinde ayakkabısını bulamayınca, o anki halini seyretsek, ne dersin? " dedi. 

Hocası: "Sevincimizi başkalarının üzüntüsü üzerine kurmak doğru değildir. Gel şöyle yapalım; sen zengin bir ailenin çocuğusun, bu ayakkabının içine bir miktar para bırak, sahibi gelip bunu gördüğü zamanki sevincini seyredelim" dedi.

Talebe bu teklifi daha güzel buldu ve adamın ayakkabısının içine bir miktar para koydu. Hocası ile bir ağacın arkasına saklandılar. 

Bir müddet sonra, ayakkabının sahibi geldi. Ayakkabısını giyerken içinde bir şey olduğunu fark etti. Baktığında bunun para olduğunu gördü. Bir müddet etrafına bakındı, hiç kimseyi göremeyince, dizleri üzerine oturdu ve ellerini açıp: " Ya Rabbi, eşimin hasta, çocuklarımın aç olduğu Sen’ce malumdur, verdiğin bu nimet için Sana sonsuz şükürler olsun," deyip gözyaşlarına boğuldu ve uzun bir süre ağladı. Bunu gören Hoca ile talebesi de gözyaşlarını tutamadılar...

Sonra Hoca talebesine döndü: " Bu ilk tekliften daha güzel olmadı mı, şu an daha mutlu değil misin?" dedi. 

Talebesi: "Evet Hocam, daha sevinçliyim. Şimdi, daha evvel anlamadığım şu cümlenin manasını anladım: Verdiğin zaman, aldığın zamankinden daha mutlu olursun”.

Hocası dedi ki: "Evladım! Güçlü ve haklı olduğunda affetmek: Vermektir."

"Haksız iken özür dileyebilmek: Vermektir." "Başkasının ırzına kem gözle bakmamak: Vermektir. "İnsanların gönüllerine sevinç ekmek: Vermektir... "Yokluğunda kardeşine yardım ve dua etmek: Vermektir."

Evet kıymetli dostlar! Vermek paylaşmaktır, vermek sevindirmektir, vermek mutluluktur, vermek huzurdur, vermek ibadettir. Veren elin alan elden üstün olduğu bilinciyle hareket edenlerden olabilmek dileğiyle… Allah’a emanet olun, huzurla kalın.

10- RAMAZAN SÖZLÜĞÜ 

Mahyâ; özellikle Ramazan ayında birden fazla minaresi olan camilerin iki minaresi arasına konulan ışıklı yazı.[1] Osmanlılar döneminde yağ kandilleri ile yapılan mahyalar, günümüzde elektrik ampulleri ile yapılmaktadır.

Not: Ramazan Sayfası Manisa İl Müftülüğü’nün katkılarıyla hazırlanmaktadır. Sayfa Sorumlusu: Dr. Ahmet ERDİNÇLİ/ Manisa İl Vaizi, iletişim; 0236 231 17 77

Editör: TE Bilişim