MANİSA (İHA) - Şehzadeler Belediyesi ve Yiğitbaşı Vakfı’ nın ortaklaşa düzenlediği, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ramazan Muslu ve Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Ögke’ nin konuşmacı olarak katıldığı Yiğitbaş Veli Hz. Anma ve Anlama konferansında, Yiğitbaşı Veli anıldı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği konferansa, Şehzadeler Kaymakamı Fatih Genel, Manisa İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, İl Müftüsü Şükrü Kabukçu, Yiğitbaşı Vakfı Başkanı Sefer Yıldız, Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Tonguç, Başkan yardımcıları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yiğitbaşı Vakfı olarak yaptıkları tüm projelere destek olan Şehzadeler Belediyesine teşekkür eden Yiğitbaşı Vakfı Başkanı Sefer Yıldız “Düzenlemiş olduğumuz bu güzel programımıza teşriflerinizden dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum. Bu gün inşallah Allah dostunu değişik yönleriyle tanımak ve anlamak istiyoruz. Bu noktada bizleri kırmayıp Manisa’ ya gelen değerli hocalarımıza ve siz değerli katılımcılarımıza çok teşekkür ediyorum. Yapmış olduğumuz tüm programlarımızda bizlere destek olan Şehzadeler Belediye Başkanımız Ömer Faruk Çelik’e çok teşekkür ediyorum” dedi.

“Yiğitbaş Veli gibi Allah dostları anlatmalı ve anlamalıyız”
Şehzadeler Belediyesi olarak 13 adet kültür yayını bastırdıklarını ifade eden Başkan Çelik, 1 numaralı eserin Yiğitbaş Veli Hazretlerinin hayatını anlatan kitap olduğunu vurguladı. Şehzadeler Belediyesi olarak Yiğitbaş Camisinin çevre düzenlemesini de yaptıklarını ifade eden Başkan Çelik “Yeryüzünde her geçen gün daha fazla Yiğitbaşı Veli ve onun gibi Allah dostları, anmaya ve anlamaya ihtiyacı vardır. Yeryüzünün dört bir yanında akan kan ve gözyaşı, insan, insanın kurdudur felsefesiyle kapitalist felsefeyle birleştirilen insanlar, devletler ve onların yöneticileri sebebi ile oluyor. Oysaki bizim medeniyetimizde nasıl adalet yeryüzüne hâkim olduysa, bunun yeniden tesisi öncelikle Yiğitbaş Veli Ahmet Şemseddin Marmaravi hazretleri gibi Allah dostlarını bizlerin anlatması ve insanlığa anlatmasıyla çözülecektir. Böylesine güzel bir organizasyonun gerçekleşmesinde emeğe geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
Konuşmaların ardından sırasıyla kürsüye gelen konuşmacılar İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ramazan Muslu ve Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Ögke, Manisa’nın manevi mimarı olan Yiğitbaşı Veli’nin hayatını ve hayat felsefesini içeren konularda katılımcılara bilgiler verdiler.

Sarıgöl'ün yeşil ovası beyaza büründü Sarıgöl'ün yeşil ovası beyaza büründü

YĞİTİBAŞ VELİ KİMDİR? 

Ahmed Şemseddin Marmari Hazretleri , Manisa’ya bağlı Gölmarmara ilçesinde doğmuştur. Babasının adı İsa’dır. 1435’te doğmuş ve 1505’te Manisa’da vefat etmiştir. ‘’ Marma-ravi’’ diye tanınır. Kendini Camiu’l-Esrar adlı eserinde şöylece tanıtır ;
Saruhani İbn-i İsa Derviş Ahmed ismimiz
Marmara’da vaki olmuş mevlidimiz cismimiz
İlk Tahsiline babasının yanında başlayan Ahmed Şemseddin daha sonra yine onun vasıtasıyla Uşak2IN Kabaklı köyüne gitmiş ve orada irşad hizmetlerini sürdüren Alaaddin Uşşaki’den de manevi eğitimini tamamlamıştır. Maddi ve manevi ilimlerdeki tahsilini ikmal ettikten sonra Manisa’ya dönen Ahmed Şemseddin hazretleri burada vaaz etmiş ve ders vermiştir. 1485’de şeyhi Alaaddin Uşşaki hazretlerinin vefatı üzerine de onun halifesi olarak Manisa’da irşad faaliyetlerini yerine getirmek için memleketine dönmüştür.
Ahmed Şemseddîn hazretleri Manisa’da hocasının isteği doğrultusunda talebeler yetiştirmekle meşgûl oldu. Ancak bu sırada Şâh İsmâil de, Ehl-i sünnet îtikâdını, müslümanların Peygamber efendimizden gelen doğru inancı yıkmak için harekete geçmişti. Bu gâye ile Anadolu’ya “dâî” adı verilen halîfeler göndermiş, sahte şeyhler eliyle bozuk ve yanlış tarikatler kurdurmuştu. Ayrıca Antalya’dan Bursa’ya kadar pek çok yerde isyanlar çıkartarak halkı silâh gücü ile de sindirmek istemişlerdi. Karışıklık had safhada idi. Öyle ki bu sahte şeyhler Osmanlı merkezine kadar sızdılar. İstanbul sahte şeyhlerle doldu ve halk kime inanacağını şaşırdı.
Velî pâdişâh İkinci Bayezîd Han sahte tarîkatlerin ayıklanarak kapatılmasını istedi. Böylece halkın yanlış inanışlara kapılıp Ehl-i sünnet îtikâdından uzaklaşmasına mâni olmak üzere harekete geçti. Kurulan bir mecliste şeyhlerin imtihana tâbi tutulmasını istedi. Bu düğümü çözmek için de Ahmed Şemseddîn hazretlerini Manisa’dan İstanbul’a dâvet etti. Ahmed Şemseddîn hazretleri derhal bu ulvî görevi kabûl edip İstanbul’da Sultan Bâyezîd-i Velî hazretlerinin huzûruna çıktı ve Osmanlı Sultânının da hazır bulunduğu imtihan heyetine reislik etti.
O gün Ahmed Şemseddîn hazretlerinin tuttuğu şerîat süzgecinden hak ve doğru yolda bulunan şeyhler rahatlıkla geçerken sahteleri tutuldu. Bunlar mahcup ve perişan oldular. Tekkeleri kapatıldı ve yaptıkları işten men edildiler. Ahmed Şemseddîn hazretlerine, imtihan sırasında gösterdiği kemâl, dirâyet ve olgunluk sebebiyle “Yiğitbaşı” lakabı verildi. Pâdişâh çok hoşnut kaldığı ve takdir ettiği bu büyük velîyi hediyelerle taltîf etti. O ise bu hediyelerin tamamını fakirlere dağıttı. İstanbul’da kalması tekliflerine rağmen, tekrar Manisa’ya döndü. Bu hâdise dilden dile, şehirden şehire yayıldı. Sohbetine kavuşmak isteyenler Manisa’ya akın ettiler ve çevresinde geniş bir sohbet halkası meydana getirdiler.
Yiğitbaş veli hazretleri ; Tevhid , akaid, tasavvuf, taraikat, mürşid-mürid, ahlak ve edebe dair iri ufaklı manzum ve mensur 13 eser kaleme almıştır. Bu eserlerin çeşitli şehirlerdeki elyazma nüshasının bulunması, halk nezdinde ne derece hüsn-i kabul gördüğünün ifadesidir.
Ahmed Şemseddin Marmaravi Hazretleri ; İlim irfan yolundaki tahsili , vaaz ve tedris faaliyetleri, terbiye ve irşad hizmetleriyle dolu dolu geçen 70 senelik bereketli ömrünü 910 (1505)’te  tamamlamış, Manisa’da vefat etmiştir. Kabri o tarihlerdeki Seyyid Hoca bugünkü adıyla Adakale Mahallesindeki dergahının ( Yiğitbaş camii) bahçesindedir. Günümüzde tekkenin bulunduğu yere bir cami yapılmış , kabri de bu caminin bahçesinde olup ziyaret edilmektedir. Yiğitbaşı Veli’den sonra tarikatı çok geniş bir coğrafyaya yayılmış ve yüzyıllar boyunca tesirleri devam etmiştir.
Halvetiler arasında ”Ortakol” olarak tanınan Ahmediyye şubesi daha sonraları dört ana kola, bu ana kollar da çeşitli kollara ayrılmışlardır ki kurucularının adıyla anılan bu kolların bazıları şöyledir ; Sinaniyye , Ramazaniyye, Cihangiriyye,Cerrahiye,Uşşakiyye, Mısriyye …. Bu kollar vasıtasıyla tesirleri Balkanlara kadar yayılmış ve günümüzde de devam etmektedir.

Editör: Murat Yalçın