Türkiye, büyük bir su sorunuyla mücadele ediyor. Gerek ülke genelinde, gerekse Manisa’da önemli barajlar ve göletlerde su seviyesi kritik bir noktaya geldi. 
Manisa Birlik Genel Başkanı Mustafa Pala, ilk olarak Manisa’nın Belediye Başkanlarına su sorununun çözümü için açık bir mektup yazdı. Başkan Pala ardından, Manisa’nın kuraklık alarmı verdiğini ifade ederek yeni bir proje başlattı. Başkan Pala, projenin ilk aşamasında sosyal medya siteleri üzerinden “Su Yoksa Gelecek Yok” isimli bir sayfa oluşturdu. Bu sayfa üzerinden yapılan paylaşımlarla Manisa’da ve Türkiye’de yaşanan su sorununa karşı toplumda farkındalık oluşturulması amaçlanıyor. 


Manisa Birlik Genel Başkanı Mustafa Pala yaptığı açıklamada, “Su tasarrufu konusunda belediye başkanlarımıza açık bir mektup yazmamın ardından Facebook’ta bir topluluk sayfası oluşturdum. Çok kısa sürede, belediye başkanlarından, politikacılardan ve yurttaşlarımızdan çok güzel geri dönüşler aldım. Bu önemli konuya gerekli özeni göstermez ve gerekli önlemleri almazsak bizi büyük bir susuzluk tehlikesi bekliyor. Bırakın, bahçe sulamayı içecek su bile bulamayız. Belediye Başkanlarımıza açık bir mektup yazmıştım. Yine aynı şeyi söylemek istiyorum. Amacım eleştiri değil. Amacım bu kentte yaşayan bir yurttaş olarak sadece bir öneri sunmak, Önemli bir konuda duyarlılık oluşturmaktır.  Sizlerden daha yaşlıyım ama daha akıllı değilim. Size zaman yetmiyor. Siz güncel sorunları çözmek için uğraşıyorsunuz. Ben geleceği düşünmeye zaman ayırıyorum. Kendimi güncelliyorum. Fırsat bulduğumda da düşüncelerimi farklı biçimlerde konuşarak yazarak paylaşıyorum. Gelecekte su savaşları çıkacak. Su petrolden daha değerli olacak. Eğer şimdiden önlem almazsak, insanlar susuz kalacak. Gelin 2021 yılını ‘Suda Tasarruf Yılı’ ilan edelim. Manisa olarak, sadece bölgemizde değil, ülkemizde ve dünyada örnek ve öncü olalım. Yapacağımız iş çok basit. Zaman ayırırsanız yüz yüze ya da telefonla görüşebiliriz. Çalışanlarınızla ortak çalışmalar yapabiliriz. Yapacağımız iş çok basit alacağımız ilk karar bundan böyle bir metre kare bile çim ekmeyeceğiz demek olmalıdır. Her gün çim sulamaktan, sürekli biçmekten, emek harcamaktan kurtulacağız. Çim kökleri derine gitmediği için sürekli su ve bakım istiyor. Oysa fazla su istemeyen yer örtücüler ve farklı çalı türleri var. Örneğin fare kulağı ya da libya çimi denilen farklı bir çim türleri var. Acem Halısı Parklarımıza ve yol kıyılarına çok yakışır. Bunlar çok az su istiyor. Biçmek gerekmiyor. Üzerinde gezilebiliyor. Daha başka az su ve az bakım isteyen türler de var. Yeşillendirme için tek seçenek çim değil” dedi.
Parklara ve yol kıyalarına dikilecek bitkiler konusunda da öneriler getiren Mustafa Pala, “30 yıl öncesinin İzmir tarafından Manisa’ya giriş yolunun iki tarafı zakkumlarla doluydu. Yeniden zakkum dikilebilir. Zakkum bitkisinin alev almaz kolay yanmaz özelliği de var. Orman kıyısında bir koruma bandı oluşturulmuş olur. Kent içinde yol kıyılarına ve refüjlere de zakkum dikilebilir. Manisa Büyükşehir Belediyemiz Fidanlıkta zakkum Fidanı üretimini hem hızlandırmalı hem de genişletmelidir. Türkiye su zengini bir ülke değildir. Evet; bir küresel su döngüsü vardır, ancak dünya genelindeki tatlı su varlığı çok değildir, sınırlıdır. Dünyadaki ve Türkiye’deki içilebilir-kullanılabilir suyun kesin sınırları vardır. Bugünkü iklim koşullarında Türkiye arazisinin yaklaşık yüzde 60’ı çeşitli dereceden kurak iklim sınıfındadır. Başka bir deyişle, Türkiye arazisinin önemli bir bölümü, ortadan şiddetliye değişen derecelerde yıllık su açığının yaşandığı ve çölleşmeye açık hidroklimatolojik koşullar ile nitelenir.Türkiye’de kişi başına kullanılabilir yıllık ortalama su tutarı bin 350 m3 kadardır. Bu değer, Dünya ortalamasının yaklaşık yüzde 18’ine, Batı Avrupa’nın yüzde 27’sine karşılık gelir. Su ‘bizim’ için yaşamdır, yaşam kaynağımızdır; ama sudan insanın dışındaki öteki canlılar da yararlanmaktadır” diye konuştu. 

Manisa Birlik Genel Başkanı Mustafa Pala son olarak şu ifadeleri kullandı:

 “Artık, bir yurttaş, kamu ve özel kurum ve kuruluşlar, üniversiteler, küçük büyük tüm yerel yönetimler olarak, içme suyunu ve içilebilir nitelikteki her türlü suyu insafsızca tonlarca kullanarak, araç ve halı yıkamayı, bahçe sulamayı, apartman içi ve dışını, ev önlerini ve balkonları yıkamayı, tonlarca su ile banyo yapmayı, hangi neden ve amaçla olursa olsun sokakları yıkama gibi tüm yanlış ve kötü alışkanlık ve uygulamaları ivedilikle terk etmeliyiz. Bu yüzden, her türlü tatlı suyu, yaşamın tüm alanlarında ve tüm sektörlerde akılcı, tasarruflu, yeterli ve etkili bir biçimde kullanmayı ve tüketmeyi bir an önce öğrenmeliyiz. Her uygun alana ağaç dikmeliyiz. Manisa Tarzanı Manisa’yı çim ekerek değil ağaç dikerek yeşil Manisa yapmıştır. Çağrımıza kulak verenler, destek olanlar, yarının suyunu bugünden tüketmeyelim geleceğimizi yok etmeyelim diyenler çoğalıyor. Çalışmalarımızı kesintisiz olarak sürdüreceğiz.”

Editör: TE Bilişim