Basın açıklamasına İYİ Parti Manisa İl Başkanı Hasan Eryılmaz, İYİ Parti Eğitim Politikaları Başkanı meteoroloji eski müdürü Lürfü Vural,  İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı ziraat mühendisi Şenol Özkaya ve partililer katıldı.

Yapılan açıklamada, kuraklığın tarım ve hayvancılığı olumsuz etkilediğine vurgu yapıldı. 

Açıklamada, "Türkiye 2020 yılı sıcaklık ortalaması 14.9°C olarak gerçekleşti. Bu değer 1981-2010 normalinin (13.5°C) 1.4°C üzerindedir.Bu sonuçla 2020 yılı en sıcak 3. yıl olmuştur. Yıllık afet sayıları son 30 yılda artış göstermektedir.2020 yılı en fazla afet görülen yıl olmuştur. Manisa’da kuraklık afeti “hidrolojik kuraklığa” dönüşmüştür.

Manisa’da 2019-2020 su/tarım yılında yaşanan kuraklık 2021 yılında da etkisini devam ettiriyor.2019 yılı sonbahar ayları ve 2020 yılı kış aylarındaki yağış miktarlarındaki ciddi düşüşler kuraklığın başlamasına neden oldu.Yağış miktarlarındaki azalışla başlayan meteorolojik kuraklık, yetiştirilen ürünlerde su sıkıntısı çekilmesi ile tarımsal kuraklığa dönüşmüştür.Barajlardaki su seviyelerinin çok düşük olması ile hidrolojik kuraklık başlamıştır" denildi.

İYİ PARTİ'DEN YAPILAN AÇIKLAMA ŞÖYLE;

Topraklarının büyük bir kısmı Gediz havzasında bulunan Manisa ili yarı kurak iklim kuşağında yer almaktadır. Yağış rejiminde düzensizlikler yaşandığı gibi, havzanın kendi içerisindeki bölümler arasında yağış miktarlarında değişkenliklergözlenebilmektedir.

Geçmiş dönemlere baktığımızda mevsimsel yağış azlığı ve kurak dönemlerin yaşandığı görülmektedir. Kuraklık daha çok, yaz kuraklığı ve kış kuraklığı gibi yıl içerisinde dönemselkurak periyotlar şeklinde gerçekleşmiştir.Yıllık periyotta kuraklık oluşumu daha azdır.

1937,1957, 1985, 1989, 1992,2001,2007 ve 2020 su/tarım yıllarında kuraklık yıllık olarak yaşanmış ve ölçümlerin yapıldığı 1929 yılından sonraki en kurak yıl 2007 olmuştur.Ancak tarım politikaları ve su yönetimindeki uygulamalar 2020 yılı kuraklığını “hidrolojik kuraklığa” dönüştürmüştür.

Geçtiğimiz 2019-2020su/tarım yılında Manisa ve ilçelerinde yağış değişkenlikleri farklılık göstermiştir.Alaşehir ve Salihli İlçelerinde yağış miktarlarında önemli düşüş görülmezken, Manisa merkez ve Akhisar’da ciddi düşüşler gerçekleşmiştir. Diğer bir ifade ile Gediz havzasının güneyinde yağış miktarlarında önemli bir değişiklik olmazken, havzanın kuzey ve doğusunda kuraklık  görülmüştür.Havzanın kuzeyindeki kuraklıktan etkilenen Demirköprü barajındaki kritik su seviyesi, tarımsal sulamada bu bölümü de olumsuz etkilemiştir.

KURAKLIĞA ETKİ EDEN FAKTÖRLER

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından açıklanan raporda Türkiye’nin bulunduğu  bölgede  iklim değişikliği senaryolarına göre,  sıcak hava dalgalarının ve şiddetli yağışların daha sık görüleceği belirtilmektedir. Akdeniz havzasında yağışta azalış ve kuraklıkta artış beklenmektedir (IPCC 2007). 

İklimin doğal değişkenliğine ilave olarak insanın iklime etkisi, gelecekte görülecek olan aşırı iklim ve hava olaylarının şekillenmesinde önemli bir etken olacaktır.

Bununla birlikte küresel ısınmadan dolayı kutupların ekvatordan daha fazla ısınması, küresel hava dolaşımını da değiştirmektedir.

Kuresel ısınma ile birlikte tropiklerdeki yuksekbasınc kuşağının kuzeye doğru, Turkiye uzerine, kayması beklenmektedir. Bunun sonucunda Turkiye’nin buyuk bir kısmı oldukca kuru ve sıcak bir iklimin etkisine girecektir. Yuksekbasınc kuşağının kuzeye kayması ile Turkiye’de tropikal iklime benzer bir iklim hakim olacak ve duzensiz, ani ve şiddetli yağışlar seller,heyelan ve erozyon artacaktır. Daha kuru hava, daha sık,uzun sureli kuraklıklara neden olabilecektir.

KURAKLIĞIN TARIM VE HAYVANCILIĞA ETKİSİ

Ülke genelinde, nadasa bırakılan alanlar %17 oranında iken, ilimizde bu oran %2 seviyesindedir. Bu durum bizlere şunu göstermektedir, Manisa olarak toprağı ne kadar yoğun olarak ekilip-biçildiğini göstermektedir .İlimizde 498,600 hektar alan tarımda kullanılmaktadır. İlimiz de 2020 verilerine göre kayıtlı traktör sayımız 82 bin civarında , bu sayımız ile ülke birincisiyiz.

İlimizinde sulu tarım yapılan toprak alanın oranı %48 dir. İlçe bazlı bakıldığında %91 oranla Şehzadeler , %88 ile Gölmarmara ve %80 ile Ahmetli gelmektedir.

 İlimizde 245 bin hektar tarım ürünleri,217 bin hektar meyve ürünleri ve 32 bin hektar sebze ürünleri tarımı yapılmaktadır.

  İlimizde  hayvancılık sektörüne  dolaylı  olarak yetişen ürünlerin başlıcalarınabaktığımızda , buğday  865 bin dekar, arpa 330 bin dekar, mısır( danelik)233 bin dekar, mısır (silaj) 140 bin dekar, pamuk 90 bin dekar ve yonca (yeşil ot) 40 bin dekar , ayrıca yem otu , reglas otu ve yem bezelyesi gibi ürünlerde son yıllarda üretilmektedir.

İlimizin hayvancılık verileri ise 250 bin civarı büyükbaş , 945 bin küçük baş , 40 milyon kanatlı ve tatlı su balıkçılığında aktif rol oynuyoruz. Broiler( beyaz et) yetiştiriciliğinde ülkede birinci sıradayız, hindi yetiştiriciliğinde ikinci, yumurta yetiştiriciliğinde üçüncü sıradayız.

İlimiz verimlilik açısında , dünyanın 7 tarım cennetinden birisi kabul edilen gediz ovasına sahiptir. 

İlimizin tarım ve hayvancılık potansiyeli bu şekildedir. Buna karşılık son yıllarda yaşanan küresel ısınma etkisi ile yaşanan ve devam edecek kuraklık etkisi, ilimizde yapılan ve yapılması planlanan jeotermal enerji santralleri ve sanayi kimyasal atıklarının yeterince arıtma yapılmadan veya hiç yapılmadan gediz nehrinin kirletilmesi sonucu topraklarımız fakirleşmekte, sularımız azalmakta ve kirlenmektedir. Bu olumsuzluklar ve tarım üretimindeki plansızlaşma sonucunda ilimiz önümüzdeki günlerde önce kuraklık ve çevre  kirliliği  ile mücadele edecektir.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin (TZOB) Mayıs ayı kuraklık raporuna göre Mayıs ayında yağışların yetersiz olmasıyla kuraklıktan etkilenen il sayısı 41’e çıktığı belirtilmiş ve Manisa da kurak iller arasına dahil edilmiştir.

Hükümet, kuraklığın oluştuğu bölgelerde hasar tespit çalışmalarının sonuçlarına göre çiftçilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının erteleneceğini açıkladı.  Kuru tarımın yapıldığı bölgelerde kuraklıktan etkilenen buğday, arpa, yulaf, tritikale,çavdar, nohut ve mercimek üreticilerine de verim kayıplarına göre dekara 100 liraya kadar doğrudan ödeme yapılacağı  bildirildi.

SONUÇLAR 

 (1)1985 yılından sonra kurak dönemlerde artış görülmektedir. Son 20 yıl içinde kış mevsimi kuraklıkları “şiddetli” derecesinde oluşmaya başlamıştır.

 (2)Bölgede kuraklık genelde, yıllık olmaktan çok mevsimsel yaşanmaktadır. Ancak 1937,1957, 1985, 1989, 1992,2001,2007 ve 2020 de orta ve şiddetli olarak yıllık kuraklıklar gerçekleşmiştir.

(3)Manisa’da en şiddetli kuraklık 2007 yılında yaşanmıştır.Ancak 2020 yılında başlayan kuraklık “hidrolojik kuraklığa” dönüşmüştür.

(4) Demirköprü ve Gördes barajları ile Marmara gölünde su seviyesi kritik düzeydedir.

(5) Tarım alanlarının , kuraklıkla birlikte verimlilikleri azalmıştır.

(6) Yeraltı suları 40-50 metre daha aşağıya çekilerek , kurulu sondajlarda çökmeler olmuştur.

(7) Kuraklık ile fiyatları  artan  hayvan yemi hammaddeleri sonucunda , hayvancılık azalmıştır.

(8) Mera alanları kuraklık etkisi ile yetişen bitki sayısı azalmış ve yaşam süreleri kısalmıştır.

YAPILMASI GEREKENLER 

1-Kuraklığın takip edilmeli ve uygulanabilir Kuraklık Planı yapılmalıdır

Kuraklık Eylem Planı sadece tarımsal sulamayı değil, tüm su kullanıcılarını kapsamalıdır.Su kullanımı ve temini ile sorumlu tüm birimlerin ortak sorumluluğunda olan “KURAKLIK İZLEME BİRİMİ” oluşturulmalıdır.

Kuraklık izleme sürecinde oluşacak yağış eksikliği,akımlar, Yeraltı Su Seviyesi, veindekslerdekikritikseviyedeğerlerinde “UYARI” yapılmalıve“KURAKLIK EYLEM PLANI” çerçevesinde tedbirler hayata geçirilmelidir.

3- Şehrin yıllık “su bütçesi” yapılmalıdır.

1 Ekim de başlayıp takip eden yıl 30 Eylül tarihleri arasındaki bir yıllık süreyi kapsayan su bütçesi hazırlanmalıdır. Mevcut ve gelecek su miktarını da kapsayan su bütçesinin yıllık dağılımı ve planlaması yapılarak su kullanımının takibi yapılmalıdır.  

4- Yağmur suyu biriktirilmelidir (yağmur hasadı)

Yağmur hasadı olarak ta adlandırılan sistemle yağmur suyu depolanması yapılmalıdır.Bunun için yağmur tahliye sistemi bir depoya bağlanmalıdır. Biriktirilecek yağmur suyu sayesinde, aşırı yağışlarda oluşacak taşkınlar önleneceği gibi, evlerdeki kullanma suyu ihtiyacını da karşılayacaktır.Aynı zamanda park ve bahçelerin sulaması yapılabilecektir. 

5-Su havzaları koruma altına alınmalıdır.

Su havzalarının imara açılmaması ve kirletilmesi için ayrıca su varlığının korunması için “Su Kanunu” çıkartılmalıdır.

Türkiye’deki su varlığı azalma eğilimindedir.Yapılacak bir düzenleme ile suyu bilinçsizce tüketilecek bir kaynak değil, korunması gereken bir doğal varlık olarak kabul etmeli, suyun tüm canlıların yaşamı için hayati önemini tanımalı, öncelikle suyu korumayı ve su varlıklarını havza bazında geliştirmeyi, katılımcı ve şeffaf bir anlayışla yönetmeyi hedeflemeli. 

6-Kuraklık doğal afet statüsüne alınmalı. 

Kuraklık 7269 sayılı Umumi Afetler Kanunu’na göre afet sayılmıyor.Kuraklık, 31 çeşit doğal afet arasında ilk sırada yer alıyor.

7- Tarımsal üretimde suyun verimliliği artırılmalı. 

Suyun yüzde 74’ü tarımda kullanılıyor. Türkiye’de tarımsal sulamanın büyük bir kısmı “salma sulama” olarak yapılıyor.Bu şekilde suyun büyük bir kısmı buharlaşma ve fazla alan sulamasından kayıp olarak gidiyor.

Gediz havzasındaki tarımsal sulamanın önemli bir bölümü  Demirköprü Barajından karşılanmaktadır.Son yıllarda sulamada sıkıntılar yaşanmaktadır.Bu durumda da üretici ihtiyacını yer altı suyundan karşılıyor ve yeterli beslenemeyen yer altı suyu seviyesi düşüyor. Burada kısır bir döngü oluşuyor.

Damla sulama ve akıllı sulama sistemleri özendirilmelidir.Yeraltı su kullanımı kontrol altına alınmalıdır.

8-Sulama Birlikleri ve Kooperatiflerinin sorunları giderilmelidir.

Manisa’da 100 ün üzerinde sulama kooperatifi vardır.Bu  kooperatifler tarımsal sulamayı kuyulardan çekilen su ile yapmaktadır.Enerji giderleri çok yüksek miktarlara ulaşmaktadır.Enerji faturalarını eskiden olduğu gibi dönemsel olarak, mahsulden sonra yapılmasını talep etmektedirler.Yeni faturalandırma aylık olduğu için tahsilatta sıkıntılar yaşanmaktadır.

9- Gediz Nehri Temizlenmeli

Gediz Nehrini kirleten işletmelerin ve kurumların arıtma sistemlerini kurmaları ve çalıştırmaları için yasal mevzuatın uygulanmsı gerekmektedir. Ayrıca uzaktan algılamalı otomatik ölçüm sistemleri ile su kalitesi izlenmeli kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

10- Jeotermal Enerji Santrallerinin Faaliyetleri 

Jes’lerin oluşturduğu olumsuz sonuçlar yüzünden, toprak,su ve çevre olumsuz etkilenmekte , tarım ve çevreye zararı büyük olmaktadır. Faaliyetleri kısıtlanmalı tarım alanlarında ruhsat verilmemelidir.

11 – Çevre Temizliği ve Su Tasarrufu Okullarda Ders Olarak Verilmelidir.

   Okul öncesi eğitimden başlayıp tüm eğitim boyunca ders olarak verilmelidir.

Editör: TE Bilişim