Mükemmel bir demokrasi yarışı vardı. Kim seçilirse seçilsin bizim baş tacımız olacaktı. Delegeler, Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu tercih etti. Manisa İl Örgütü olarak her zaman Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve ekibinin her zaman yanında olacağız. Manisa il örgütü bu kurultayda farklı şekilde tercih gerçekleştirdi. Bu da demokratik davranışın göstergesidir. Bazı delege üyelerimiz Kemal Kılıçdaroğlu’nu bazı üyelerimiz ise Muharrem İnce’yi seçti. Bende arkadaşlarımızın seçimine saygı duyarak Genel Kurul’da gerçekleşen Egeli İl Başkanları toplantısında Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na destek bildirisine imza koymadım. Bunun nedeni il örgütüne olan saygımızdır. Genel merkez düzeyinde Grup Başkanvekilimiz Özgür Özel ile Manisa ve partimizi temsil ediyoruz. Gönül isterdi ki parti meclisine bir arkadaşımıza da sokalım ama buna gücümüz yetmedi”

Balaban, “Genel Başkanımız ile yaptığımız görüşmelerde bir an önce seçimlere çalışmamız gerektiğini ve bizlere yerel seçimler için adayları bir an önce belirlememizi söyledi. İlçe örgütleri birinci derecede aday belirlemede belirleyicidir. Bir an önce bu süreci tamamlayacağız. Yaz sezonunda örgütlerin boş durmasını engellemek istiyoruz. Yazı en iyi şekilde değerlendirerek Eylül’e en iyi alt yapıyla girmek işitiyoruz. Bunun için genel başkanımızda izin aldık. 19 Şubat’ta Sarıgöl’de ilçe başkanları toplantımızı yapacağız. Orada son kararı alıp Manisa’da 1 gece büyük bir ‘Seçime Başlangıç Şöleni’ yapacağız. Seçim startımızı resmen vereceğiz” ifadelerini kullandı.

 Toplantının devamında millilik ve yerlilik söylemleri üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren Balaban, “Türk Tabipler Birliği’nin basın açıklamasında yapılan gözaltı ve baskıları kabul etmiyoruz. Bu bir düşünce suçudur. Örgüt propagandası yapmamışlardır. Sadece düşüncelerini söyleyip insan hayatının savaştan etkilendiğini söylemişlerdir. Bu yapılan baskıyı doğru bulmuyoruz. Türk Tabipler Birliği ve Türkiye Barolar Birliği’nin çıkarılmak istenmesini doğru bulmuyoruz. Siz isimlerinden çıkarsanız bile halkın gönlünden bunu kaldırmazsınız. Ben sormak istiyorum Sayın Cumhurbaşkanımıza. Hep yerliyi ve milliyi savunuyor. Başkalarını da milli olmamakla suçluyor. Cumhurbaşkanımız FETÖ’yü savunurken ‘ne istediniz de vermedik’ derken acaba bu milli bir olgu muydu. ‘Ergenekon’un savcısıyım’ derken bu milli bir duygu muydu. Habur’daki çadır tiyatrosu kurulurken, açılım sürecinde bir çok şeye göz yumulurken acaba bu davranışlar milli miydi. Bunları hem Cumhurbaşkanımıza hem de kamuoyuna soruyorum” dedi.

Editör: TE Bilişim