Biz ve bizim gibi toplumu aydınlatan tespitlerimizde bulunsak bile oldukça içten ve samimiyet içeren tespitleri yok saymak, görmezlikten gelmek, kulak tıkamak, 'hadi sendecilik' gözlüğü ile bakmak bunların hepsinin tek açıklaması vardır; o da "bencillik ve egonun tavan yapmasıdır." Neden böyle bir düşünceye hakim oldunuz, diye soranınız olacaktır.  

Gerçekle yüzleşmek için öylesi çokta tarihler ötesine gitmeye gerek yok.  

Covid-19 belasının ülke genelinde tavan ve pik yaptığı insanlarımız hayatlarını sonlanması rakamlarının önünün alınamadığı o günlerde iktidar partisinin salt kendi kongrelerini yaparak ne denli insan hayatını düşündüğü ortadadır. 

Önce ilçelerin sonrasında il kongrelerin insan seli katılımıyla, bırakın ateş ölçümü, bırakın HES kodu sorulmasını, bırakın sosyal mesafeyi ve hijyeni bunların hepsi o şaşalı kongreler yapılırken hiç sorun olarak, tehlike olarak görülmedi. 

Tam aksine salt ana muhalefet partisi CHP’ye meydan okuyan kalabalık kongrelere katılanlarla övünüldüğü unutulmamalıdır. 

Şimdi Sağlık Bakanlığına, Bilim Kuruluna ve İçişleri Bakanlığına sormak gerekir, o tarihteki Covid-19 virüsü çok iyi niyetli veya iyi huylu bir konumda mıydı ki Türk halkının canı hiçe sayıldı.  

İktidar partisinin düğünü yine binlerce kişinin katılımı ile tamamlanmasının ardından Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu ve İçişleri Bakanlığı birden unuttukları Covid-19 tedbirlerini hatırlamak akıllarına geldi. 

Geleyim ülke genelinde uygulanmaya başlanan 18 günlük tam kapanma kararının arkasında gerçeğe.  

Ana muhalefet partisi CHP’nin ve bir başka bakışla Millet İttifakına bağlı partilerin ‘128 Milyar dolar nerede’ astıkları pankartlar iktidarı ciddi boyutta rahatsız ettiği biliniyor.  

Tüm dünyanın gözü üzerinde olan İstanbul’daki İşçi Sendikaların 1 Mayıs kutlamasına çevrilecek ve iktidarın tüm olumsuzlukları bu meydanlarda tüm kesimlerce haykırılacak olması iktidarı büyük ölçüde endişeye sevk etmesi ‘tam kapama’ kararı ile 1 Mayıs işçi ve Emekçi bayramı yasak kapsamı içerisine sokularak adeta hançerlenmiştir. 

Farkında olmadan taşıdıkları virüs bulaşı ile O şehirden bu şehirdeki fabrikalara taşınarak sadece HES kodu sorgulaması gerek duyulup çalıştırıldıkları unutulmamalı. Kaldı ki o işçilerimiz için aşılama sürecinden bile yoksunlar. Tabi ki iş yerlerine geldiklerinde filasyondan da yoksun şekilde üretime alındıkları unutulmamalı. 

18 günlük tam kapama sürecinde küçük esnaf tamamen göz ardı edilmiş olmasının bir mantığa oturtulmasını kimse esnaf kesiminden beklemesin.  

 Onlarında ödemeleri, evlerinde ekmek bekleyen aileleri, ödenecek kiraları, bayram öncesinden satın aldıkları bayramlık ürünlerinin bayram sonrası geri ödeme takvimi olduğu düşünülmemiş olmasını da hangi mantığa oturtalım.  

 Sağlık Bakanlığı kendi resmi sitesinde açıkladığı rakamlara göre 22.606.873 vatandaş aşılamadan geçirilirken 13.667.093 vatandaşımızın da 1. Doz aşılamasının yapıldığı, 8.939.780 vatandaşımızın da 2. Doz aşısının yapıldığı duyurdu. Bu rakamlarda şu net olarak anlamak mümkün 4.727.313 vatandaşımız 2. Doz aşı yapılmasını bekliyor demektir. 

Tam kapanma takvimini hayata geçiren unsurun başında gelen etkenlerin arasında stoklarda 2. Doz aşının bulunmamış olmasından kaynaklandığı açık olarak gözlemleniyor.  

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, BioNTech aşısında ikinci doz için 4 hafta olarak belirlenen bekleme süresinin 6-8 haftaya çıkarıldığı ün duyurmuş olmasına karşın Aşı randevusu alanların aşılanacağını duyurması kafaları karıştırdı. 

Şimdi Bilim Kuruluna sormak gerekir açıklanan 6-8 haftayı beklemeden aşı yaptıranlar mı yoksa süreyi bekleyip de yaptıranlara mı virüsün bulaş riski etkisini gösterecek. Gerçekten bir Bilim Kurulu karmaşasıyla karşı karşıya olunduğu muhakkak.   

Evet tam kapanmanın sonuçları pozitif mi veya negatif mi olacak onu ilgili kapanmanın bitiminden bir hafta sonra görebiliriz.  

Ancak şunun unutulmaması gerekli. Tam kapanma takviminin açıklanmasıyla birlikte Covid-19’un en riskli illeri arasında olan İstanbul’da yaşayan vatandaşlar 48 saat öncesinden bulundukları şehri jet hızıyla terk etti.  

O şehri terk ederken yanlarında bulaş virüsünü de gittikleri Ege ve Akdeniz sahillerindeki yazlık evlerinin bulunduğu bölgelere götürdüler.  

18 günün son bulmasıyla ne mi olacak diyeniniz merak edeniniz mutlak vardır.    

Bodrum, Marmaris, Çeşme, Karaburun, Mordoğan, Balıklıova, Didim, Kuşadası, Ayvalık, Dikili, Çandarlı, Alanya, Kemer, Arsuz, Kleopatra, Tekirova, Finike, Anamur ve Yumurtalık gibi turizm yerlerinde yaşayan vatandaşlarımıza covid-19 bulaşını bulaştırıp yeniden hiçbir şey olmamış gibi gönül rahatlığı ile İstanbul’da evlerine dönecekler. 

Oysaki tam kapanma kararları açıklandığı an itibari ile şehir dışı çıkışları engellenmiş olup bu süreci bulundukları evlerinde geçirmiş olsalar idi işte o zaman bir kazanım olurdu. 

2. virüs semptomları kaçınılmaz olma olasılığı yüzde yüzdür. Üstelik virüs güçlenerek büyük bir özgüvenle yoluna devam edeceği yol açılmış olacak. 

Kısıtlamaları Covid’in ilk başladığı süreçteki kararları istikrarlı biçimde sürdürebilmiş olsaydı ki bunu beceremediğimiz her halimizden belli çünkü ölümler ve hızla artan yeni vaka rakamlar ne denli uyguladığımız açıkta ortaya koymakta. 

Tam kapanmanın içeriğinde muaf olacakların listesi tam 35 madde şeklinde açıklandı normal hafta sonu yasaklarından bir farkı yok.  

Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Bayramını çocuklarımız gönlünce kutlayamadı, 1 Mayıs günü emekçi işçi kesimi bayramını kutlamayacak. 19 Mayıs’ta Gençlik kendisine ait bayramı da kutlayamama olasılığı çok yüksek.

Fedakarlık sadece vatandaşımızdan bekleniyor olmasını da doğru bulmam. Fedakarlık bu ülkede yaşayan siyasetçisinden, büyük AVM sahipleri ve O kararları alanlarında bizzat uyması gerekir. Bu günler tek ihtiyacım olan şey Sağlığımızdır parayla satın alınamadığı konusundan umarım ders ve dersler çıkarız inancını taşıyarak, Hijyen-Maske-Mesafe diyorum.

Sağlıkla kalın. Saygılarımla.