Genç Memur-Sen Manisa Şubesi, Manisa Kültür Merkezi Lale Salonu’nda Tarihçi-Yazar Yavuz Bahadıroğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı “1071’den, 2071’e Malazgirt’ten Yeni Türkiye’ye” içerikli konferans düzenledi. Konferansın açılış konuşmasını yapan Genç Memur-Sen Başkanı Orhan Güzel, “Bir Bilenle, Bilge Nesil Projesi’ni Manisa’nın bütün ilçelerinde bulunan 143 lisede yaklaşık bin 500 öğrenciye ulaşarak uyguluyoruz. Bu projede bizlere destek olan Eğitim-Bir-Sen Manisa Şubesine ve Şube Başkanı Mesut Öner’e teşekkürü bir borç biliyorum. ’Bir Bilenle, Bilge Nesil Projesi’ni bir cümle ile anlatmak gerekirse, Memur-Sen’in geleceği inşa etme projesi olarak ifade edebiliriz. Burada gelecek olarak belirttiğimiz kesim siz değerli gençlersiniz" dedi.
"Kızılelma gidilmesi gereken yerdir"
Konferansa konuşmacı olarak katılan Tarihçi-Yazar Yavuz Bahadıroğlu, "Biz devletimizin temellerini atarken ne Hunlar zamanında, ne Göktürkler zamanında, ne Gazneliler zamanında, ne de Selçuklular ve Osmanlılar zamanında kimseden izin almadık. Biz varlığımıza düşman olanlara rağmen var olmuş, var olmayı başarmış, bundan sonrada İnşallah kıyamete kadar var olarak yaşayacak bir milletiz" şeklinde konuştu.
Türkiye’ye dışarıdan bakıldığı zaman bir kuşatılmışlık manzarası olduğuna dikkat çeken Bahadıroğlu, "Fakat Alpaslan’ı unutmayın. Biz de onların üzerine gidiyoruz. Arka planımızda ne var? Ruhumuzda imanımız, yüreğimizde sevdamız, 22 milyon kilometre karelik coğrafyamızın hasreti ve var olma niyetimiz var. Bunlar olduktan sonra korkmayacaksınız. Zeytin Dalı Operasyonu sırasında tank üzerindeki Mehmetçiğe gazeteci soruyor. ’Mehmet nereye?’, aldığı cevap, ’Kızılelmaya.’ Kızılelma’nın neresi olduğunu aslında bilmiyor. Yençeriler de bilmiyordu. Kızılelma gidilmesi gereken yerdir. Kızılelma Afrin’dir, belki ondan sonra Musul olacaktır, ondan sonra Kerkük olacaktır, bilinmez belki Batı Trakya olacaktır, belki On İki Ada olacaktır. Yani Birinci Dünya Savaşı sırasında cebren ve hile ile bizden koparılan ve Misak-ı Milli sınırlarımız dışına çıkarılan topraklarımız olacaktır. Ondan sonra Türk dünyası, onun arkasından İslam dünyası ve büyük bir güç olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti yine tekrar tarih sahnesine çıkmaya hazırlanıyor" dedi.
"Allah talep etmeyene, nasip etmez"
1071’de Anadolu’nun kapıları Türklere açıldıktan sonra, onlarca aşiretin Anadolu’ya geldiğini vurgulayan Bahadıroğlu, "Yalnız bunlardan bir tanesine cihan devleti kurmak nasip oldu. Çünkü onlar talep ettiler. Allah talep etmeyene, nasip etmez. Neyi talep ettiler. İstanbul’u fethederek Ayasofya’da namaz kılmayı talep ettiler. Allah taleplerini kendilerine nasip etti. İstanbul’u fethederek, Ayasofya’da namaz kıldılar. Ama şimdi Ayasofya’da namaz kılamıyoruz. Ayasofya İstanbul’un fethinin mührüdür. Ecdadımızın secdeye giderek alnını koyduğu yerler ayakkabılarla geziliyor. Ben de Ayasofya’da namaz kılmak istiyorum. Ecdadımın alnını koyduğu yerlerde secdeye gidip, ben de alnımı onların, alın koyduğu yerlere koymak istiyorum" şeklinde konuştu.
Manisa’nın birçok Osmanlı padişahının yetiştiği şehir olduğu için tarihi ve kültürel mirasımızda ayrı bir yeri olduğunu dile getiren Bahadıroğlu, "Bugün Manisa’da olmakla kendimi bahtiyar hissediyorum. Manisalı olmak bir imtiyazdır. Manisa’da yaşamak da öyle, fakat Manisa’da yaşamaktan daha önemli olan şu, Manisa’yı yaşamak, çünkü Manisa soluklanması gereken şehirlerimizdendir. Yani nefes içimize çekilmesi gereken şehirlerimizdendir" dedi.

Kaynak: iha