AK Parti Manisa Milletvekili Sayın Tamer Akkal’ın açıklaması şöyle:
Muhalefetin politika üretemediği zaman sıklıkla başvurduğu ve bilinçli bir şekilde sözde 'Kürt Meselesi' ifadesini kullanarak HDP'yi yanında tutma örneklerinden birini hem de en tanıdığımız şekliyle karşı karşıyayız. Girdiği her seçimi kaybeden bir siyasetçi olarak CHP'nin başındaki Kemal Kılıçdaroğlu'nun PYD/YPD bize mi saldıracak?, PYD/YPG'yi terörist olarak görmüyoruz söylemlerini hala unutmuş değiliz. "Aman HDP yanımızdan ayrılmasın" diye yapmayacakları iş yok bunların. Geçtiğimiz günlerde CHP'den bir heyetin sınır ötesi görüşmeye gittiklerine de şahit olmuştuk. CHP genel merkezinin bu konuda kamuoyunu aydınlatması gerekir. Milletin sınır ve sinir uçlarıyla oynamanın kimseye fayda gelmez. PKK denilen katil sürüsünün beli kırıldıkça çıkış yolu aramaya devam ediyor. Devletimizin kararlı duruşuyla bu kararlılık devam edecek. Yurtiçinde bitecekler sıra sınır dışına gelecek. Kimse bu ülkede Kürt sorununu çözeceğiz diyorsa bilinmelidir ki hem Kandil'e hem İmralı'ya sinyal çakıyor demektir. Diyarbakır annelerinin evlatlarına kavuşmak için verdiği mücadeleyi de hafife alan bu zihniyet işte.

Diyarbakır annelerini ziyaret etmekten imtina eden muhalefetin HDP'yi meşru bir parti olarak görmesi şaşırtıcı değildir. HDP'yi şahsım olarak hiçbir zaman siyasi bir parti olarak görmedim. Terör örgütünün siyasi bir uzantısıdır. CHP zaten YPG ile görüşüyor, meşrulaştırıcı eylemlerde bulunuyor ancak iyi parti millyetçilik ve ülkücülük üzerinden siyaset yapmaya kalkıp da adeta vatanımızı satanlarla siyasi bir yol izlemesi ayrıca düşünülmesi gereken önemli bir konudur. Kürt kökenli vatandaşlarımızın oyunu talep etmek adına HDP 'nin ve CHP'nin koltuk değnekliğini yapıyorlar.

Siyasi çıkar uğruna gözü yaşlı annelerin umutlu bekleyişlerini bile hiçe sayan bu zihniyet. HDP'ye can suyu olma hevesleri CHP içindeki vatan millet sevdalısı kişileri elbette rahatsız ediyor. PKK'nın sözcüsü gibi konuşan ağızlarından bir kere bu vatanın evlatları için tek kelime çıkmayan bu sözde demokrasi ve insan hakları savunucusu grubu dikkate almak müzakere çağrısı yapmak Kılıçdaroğlu'nun siyaseten bitik olduğunun da göstergesidir. 6 milyon oy potansiyeli hevesiyle ağızlarının suyu aka aka HDP'den medet ummak partinin asıl sahibi vicdanlı CHP seçmenini de derinden yaralamıştır. Türkiye'nin mücadele verdiği her cephede adeta bir delik arayan CHP'nin yönetim kademesi yine çukura düşmüştür. Bu çukurdan da öyle kolay kolay çıkamayacaktır. Libya konusunda, Doğu Akdeniz mücadelemizde, Azerbaycan/Karabağ mücadelesinde hep bu milletin değerlerini hiçe sayan açıklamaları ile zaten asıl amaçlarının ülke yönetmek değil karanlık güçlerin taşeronluğunu yapacaklarını belli etmişlerdi. Bu son konu da bunlarla aynı eşdeğerdir. HDP'ye olan vefa borçlarını başka yollarla ödeyebilirler. HDP'nin önündeki kapatma davasına daha fazla kol kanat gerebilirler. Hatta kapatılırsa yeni oluşum süreçlerinde ödünç milletvekili bile verebilirler ama kimse bu ülke sınırları içinde SÖZDE  Kürt SORUNU var diyerek bu milleti ayırmaya çalışamaz. Bunun örneklerini daha önce de gördük. Türk,Kürt,Laz,Çerkez hepimiz Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz. Bu söylemlerden asıl rahatsız olması gereken kesim ise kendini milliyetçi diye konumlandıran CHP'nin ortağı olan partidir. Görülüyor ki kalbur üstü söylemler dışında bir tepki yok. Seçim sürecinde yaptıkları ittifakın çıktılarını da görmüş oluyoruz. HDP, CHP ve İyi Parti'yi almış eline istediği oyunu oynatıyor. Hem siyasi olarak tehdit ediyor , 'bensiz bir hiçsiniz' diyor, hem de istediği plana dahil ediyor. Cumhur İttifakı'nın duruşu nettir. Vatan,millet,ezan,bayrak,birlik ve beraberlik kırmızı çizgimizdir. Kimse bu değerler üzerinden milletimizi ayrıştırmaya çalışamaz. Ayrıştıran karşısında her zaman bizi bulacaktır.

Editör: TE Bilişim