CHP’li Tur Yıldız Biçer’in açıklaması şöyle:

CHP İl Başkanlığında yapılan toplantıda CHP Yunusemre İlçe Başkanı Yalçın Arcak,

“Yuntdağı bölgemizdeki köylerimizin önemli bir sıkıntısı olan meraların devlet eliyle şirketlere peşkeş çekilmesiyle alakalı olan basın açıklamamız hoş geldiniz. Bildiğiniz üzere Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Orman Genel Müdürlüğü’nce çıkarılan “Özel Ağaçlandırma Yönetmeliği” ile geçmişte kurumun yetkisiyle yapılan “özel ağaçlandırma” izin yetkisi, kurumun teknik heyetinin elinden alınarak özel işletmelere devredildi. Ne yazık ki genel müdürlük tarafından rantsal değeri yüksek orman alanları, özel ağaçlandırma adıyla yandaşa peşkeş çekiliyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı ile OGM, bu yönetmelikle “anayasal suç işliyor” . Biz tüm bu sürecin hukuksal olarak takipçisi olacağız” dedi.

Eski Milletvekili Tur Yıldız Biçer ise şu iddialarda bulundu:

Yine bir gecede yönetmelik değişikliği oldu ülkemizde ve 23 Ekim 2019’da sabah kalktığımızda bunun resmî gazetede yayınlanmış olduğunu gördük. Neydi bu yönetmelik değişikliği? Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Orman Genel Müdürlüğü, özel ağaçlandırma yönetmeliği adı altında bir yönetmelik değişikliğine gitti. Peki, neydi özel ağaçlandırma? Normalde orman vasfını kaybetmiş orman arazilerinin asli ve odun dışı ürünlerinin üretileceği ormanlık alama dönüştürülmesi demekti. Aslında ülkemizde bu resmî gazetede yayınlanan tarihe kadar da yani 23 Ekim 2019’a kadar da orman vasfını yitirmiş alanların öze ağaçlandırması zaten söz konusuydu. Yani o alanlarda devlet, kendi orman genel müdürlüğünün 5 tane yetkin personelinden kaynaklanan bir ekiple o alanlarda inceleme yaptırıyor, bir rapor yazdırıyor ve orman alanı vasfını kaybetmiş bölümlerin ağaçlandırılmasana izin veriyordu. Ama 23 Ekim 2019’da yapılan bu yönetmelik değişikliğiyle ne oldu, bu yetki orman genel müdürlüğündeki o 5 kişilik ekipten oluşan heyetten alındı ve özel firmaların da yapma yetkisine verildi.

Yani özel müşavirlik büroları kuruldu ve en son evrakın son onayı yalnızca orman genel müdürlüğüne bırakıldı, kontrolsüz bir şekilde artan bu özel müşavirlik büroları tarafından orman arazilerimiz ‘orman vasfını kaybetmiştir’ şeklinde nitelendirilebilir oldu. Peki bu Manisa’ya ve Türkiye’nin her yerine nasıl yansıdı? Biz?, pandemi koşullarında yaşarken yani bütün dünya aslında canının derdindeyken; işyerleri kapanmışken, çocuklarımızın okulları kapanmışken, esnaf kan ağlarken, köylümüz evinden çıkamazken, yaşlılar - bütün vatandaşlar hayatta kama mücadelesi verirken; çok acil bir şekilde sanki yangından mal kaçırır gibi, sanki haraç-mezat orman arazilerimizin peşkeş çekilmesi çok elzemmiş gibi, vatandaşımızın böyle bir acil sorunu varmış gibi 26 Mart 2020 tarihinde bütün birimlere orman genel müdürlüğü bir bilgilendirme gönderdi ve dedi ki bu orman arazilerine derhal ihaleye açıyorum, başvuru yapacaklar çok kısa bir süre içerisinde derhal başvursunlar. Ve yine ne hikmettir ki hepimiz canımızın derdindeyken, bu kadar kısa bir süre içinde, yalnızca Nisan ayı içinde bakın 21000 tane başvuru yapıldı Türkiye’de. Ve bu 21000 tane başvuru yapılırken dediğim gibi ülke pandemi koşullarındaydı. Hiç böyle bir aciliyetimiz yoktu aslında. Nerelerde açıldı bu araziler ihaleye? Antalya, İzmir, Aydın, Balıkesir, İstanbul, Edirne, Mersin ve Manisa’mızda çok sayıda arazi bu tabii ki öncelik yandaş şirketlere olmak üzere ihale esilmek üzere bir genelge gönderildi.

Anayasamıza göre ormanlar devletin malıdır. Anayasamıza göre ormanlar köylünün malıdır. Bununla ilgili olarak da, bu yönetmenliğin iptaliyle ilgili olarak da Türk Ormancılar Derneği, halen sonuçlanmamış olan bir yasal süreç başlattı ve bu yönetmenliğin iptaline dair bir dava açtı. Bu dava süreci de halen devam ediyor.

Dava süreci devam ederken, pandemi devam ederken bizim de Manisa’mızda Yunusemre ilçemizde özelikle Yunt Dağı bölgesi dediğimiz bölgede neredeyse köylerimizin %60’ını içeren köyde bu şekilde köy arazileri orman vasfını yitirmiştir denerek ihale kapsamına alındı.

Şimdi bu ihaleler açılırken vatandaşımızın haberi oldu mu? Çünkü anayasamıza göre bu araziler devletin, köylünün, milletin olduğuna göre öncelikli olarak köylümüzün bu ihalelere katılması lazım. Ama biz biliyoruz ki, yaklaşık 2 ay olmadı, bir basın açıklaması yaptık Yunt dağı köylerimizin girişinde, çocuklarımız bile orada EBA’ya, eğitim sistemine uzaktan bağlanmak için internet koşullarından mahrumlar. E-devlet üzerinden yapılan bu başvuruyu, bizim Yunt dağı köylümüz nasıl görecek? Nasıl başvuru yapacak? Yani bu akıl alır bir şey değil. Telefon hatlarının bile doru dürüst çekmediği Yunt dağı köylerimizde, e-devlet başvurusunu köylülerimiz nasıl görecekler de başvuracaklar? Yani, normal yaşamın doğal akışıyla ile bağdaşmayan bir süreç bu.

Muhtarlarımızın hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum buradan, Yunt dağı muhtarlarımızın hepsine. Muhtarlarımız bu konuyla ilgili itiraz dilekçelerini, şikayet dilekçelerini ve vatandaşlarımızdan topladıkları imza evraklarını tarafımıza ulaştırdılar ve bu konuda bizden Yunt dağı köylülerimizin sesi olmamızı istediler. Onlara tekrar bu dayanışma, birlik-beraberlik duygusu için huzurlarınızda bir kere daha teşekkür etmek istiyorum.

Sonuç itibariyle söyle bir durum var, önümüzdeki cuma yani ayın 27’sinde, saat 11’de Manisa’da Orman Bölge Müdürlüğünde Sabuncubeli tesislerinde bir kura çekilişi yapılacak. Ve bu kura da, dediğim gibi pandemi koşullarında, internet olmayan telefon hattının çekmediği koşullarda e-devletten bu başvuruyu gören köylülerimiz varsa başvurmuş, o kuraya katılacaklar. Ama Orman Genel Müdürlüğü yetkilileriyle yaptığım görüşmelerde söyle bir bilgiye sahip oldum: eğer köylüler başvuru yapmamışlarsa ya da yaptıkları başvuru, ihaleye çıkan arazinin yalnızca bir bölümüyle alakalıysa; Manisa’yla hiç alakası olmayan, bırakın Yunt dağı köylerini, Manisa’yla hiç alakası olmayan başka illerden, tabi ki tahmin etmesi zor değil, yandaş şirketler, büyük şirketler kuraya girmeksizin, ihale kapsamındaki bütün araziler onlar başvurduğu için onların eline kalacak.

Peki ne olacak burada? Devlet, kendi ormanlık arazisini, orman vasfını yitirmiş olan arazileri; kestane, ceviz, badem, fıstık gibi özel ağaçlandırma ormanı yapmak üzere gerekli bütün masrafın %65’ini kendi cebinden verecek. Yani orman bu şirketlere hem bu araziyi verecek, hem oranın çevrilecek tel örgüsü, fidanlar, dikim masrafı, bakım masrafı, her türlü ilaçlama, gübreleme masrafı da dahil %65’ini yine devlet kendi cebinden vererek bu şirketlerin orada özel ağaçlandırma ormanına sahip olmasını sağlayacak. Peki bizim köylümüz ne yapacak? Bizim Yunt dağı köylülerimiz zaten arazileri biliyorsunuz tarım için çok elverişli değil, zaten merkezden uzak; sanayi yok, tarım yok, çiftçilik yok, tek geçim kaynakları hayvancılık. E hayvancılık giderlerinin de ne kadar arttığı hepimizin malumu. Yani artık kurban bayramında Manisa’daki hayvan pazarlarına gittiğimizde, orada Manisa’da büyütülmüş, yetiştirilmiş hayvan bulma şansımız bile neredeyse yok. Hayvancılık bu kadar bitmişken , işte orada başka hiçbir geçim kaynağı olmayan köylümüzün elinden bu olanağı da almış olacaklar.

O araziler halbuki köylülerimizin kendi imece usûlüyle orayı ağaçlandırmalarına izin verilecek şekilde köy tüzel kişiliklerine bırakılsa orası tabii ki ağaçlandırılır. Hepimiz de buna elimizden geldiğince katkı veririz ve orada yetiştirilen ederi yüksek ürünler köylümüzün cebine girer ve orada zaten ekonomik koşullarda neredeyse yaşam savaşı veren köylülerimize bir geçim kaynağı sağlanmış olur.

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak ağaçlandırmaya karşı değiliz. Biz tam aksine isteriz ki, Tarım Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğümüz bir kampanya başlatsın, orada orman vasfını yitirmiş araziler köylümüze bırakılsın, köy tüzel kişiliklerimize bırakılsın ve bütün genel ve yerel yöneticilerimiz bir kampanya başlatsın: Manisa halkı elbirliğiyle oraları ağaçlandırsın, oraların geliri de tamamen Yunt dağı köylülerimize kalsın.

Bu Cuma günü yapılacak olan kuraya kamuoyunun dikkatini çekmek istiyoruz öncelikle. Oraları hiç kuraya dahi girmeden bir şekilde, korumayla ve yandaşlıkla haberleri olup Türkiye’nin bin bir yerinden oraya başvurmuş şirketlere bırakılmasına karşıyız. Yunt dağı köylülerimizin yanındayız. Buradan Orman Genel Müdürlüğüne tekrar sesleniyoruz. Oradaki kura gününde köylülerimizin itiraz dilekçelerini dikkate alırlarsa; zaten yargı sureci de devam ediyor, en azından yargı süreci sonuçlanana kadar bu ihalelerin bu kuraların ertelenmesini, iptal edilmesini, köylümüz yararına değiştirilmesini bekliyoruz.

Hepinize sonsuz teşekkür ediyoruz. Sağ olun, var olun.

Editör: TE Bilişim