1976  yılında çektiğim kura ile Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü emrine sosyal  bilgiler öğretmeni olarak atanmıştım.

Adana Milli Eğitim Müdürlüğü'nden aldığım başlama yazım, beni şaşkına döndürmüştü.

Adana ili, Osmaniye İlçesi, Hasanbeyli beldesi ortaokuluna müdür vekili olarak atanmışım.

Yazıyı elime aldığımda kafamda sorular resmi geçit yapıyordu.

Hasanbeyli nerede idi, nasıl gidilirdi, yatacak yer var  mıydı? 

Ayrıca 20 yaşında, yalnız ders öğrenmiş bir genç olarak, nasıl idarecilik yapacaktım.

Okullarda bana kimse  kanun, yönetmelik, tüzük öğretmemişti. İdarecilik  nasıl yapılır, öyle  bir  ders görmemiştik.

Elimde yalnız başlama yazısının olduğu zarf ile  müdürlükten ayrılırken, Osmaniye’ye  nasıl gideceğimi öğrenmeye çalıştım.

Bugün Sabancı Camisi'nin olduğu yerde bulunan garajdan , Osmaniye’ye  giden ilk araca bindiğimi hatırlıyorum. Osmaniye’ye  vardığımda vakit ikindiyi geçmişti. Hasanbeyli’nin  nerede olduğunu ve nasıl gidileceğini öğrendiğimde akşam olmuştu.  Hasanbeyli araçlarının nereden ve sabah ilk aracın kaçta kaldığını öğrendikten sonra rastladığım ilk otele girip kafamda bir sürü soru ile yatağa uzandım.

Sabah saat sekizde  aracın kalkacağı kahvehanenin  önüne geldim.

Hasanbeyli, Osmaniye’ye  30 kilometre uzaklıkta, Gavur Dağı denen bölgede bulunan bir yermiş. Kışın fazla nüfus olmaz, yazın yayla kültürü ile kalabalıklaşırmış. Hasanbeyli’ye 124 Muratların gittiğini orada öğrendim. Dördüncü yolcuyu da bulunca araç yola çıktı. Araçtakiler birbirini tanıyan kimselerdi. Önce birbirinin hatırını sordular, sonra bütün gözler bana bakmaya başladı.

"Siz bizim köye, hayırdır ne için geliyorsunuz" sorusu ile kendime geldim. Cebimde yazan 'Ortaokul müdür vekilliğine atandınız' yazısına da  güvenen bir genç olarak görevimi söylediğimde büyük bir şaşkınlık oluştu.

Araçtakilerin  hepsi birden sanki koro halinde "Bizim köyde okul yok ki" dediler.

Şimdi şaşkınlık sırası bende idi.  Ben nereye gidiyordum? Yoksa yanlış bir yere mi gidiyordum. Cebimde ki  kağıdı çıkarıp okuduğumda önde oturan ekabir duruşlu  şahıs  "Büyük bir ihtimalle orası Mustafabey’lidir. Bizim köyde ortaokul yok" deyip kesti. 

Hasanbeyli’ye  geldikten sonra araçtan indiğimde şaşkınlık içinde ne yapacağımı düşünüyordum. Şoför, "Hocam ben bir saat sonra dönerim istersen beraber döneriz" dedi. 

Aracın önünde oturan ekabir görüntülü şahıs, "Hocam gel bir çay içelim, hem de arkadaşlara bir soralım" dedi. Kahveye girince içerdekilere beni tanıtıp, "Arkadaşlar bizim köyde ortaokul  var mı" diye sordu. Kahveden yükselen ses, beni tekrar şaşkınlığın içine itti.

Köyde ortaokul yoktu. Elime kaçak çaydan demlenmiş çayı aldığımda, nereli olduğum gibi sorular, arka arkasına gelmeye başladı. Köşede bulunan ak sakallı amcanın konuşması farklı oldu; "Oğlum araç bekliyor. Sen bir ilkokula git, müdürle konuş, o belki farklı bir şey biliyordur."

Yanıma verdikleri Erhan isimli  genç ile  ilkokulun yolunu tuttuk. Erhan yolda anlatıyordu;  "Hocam bizim köyde ortaokul yok. Ben bile arkadaşlarımla Osmaniye Ortaokulu'nda okuyoruz." İlkokula vardığımızda bizi  bahçede dolaşan öğretmenler karşıladı. Kendimi tanıtıp müdürü sorduğumda, odasını gösterirken onlar da ortaokul olmadığını söyleyenler kervanına  katıldılar.    

Müdürün yanına gittiğimde kendimi tanıttım. Müdürün yüzünde hiç şaşkınlık yoktu. "Hocam ben sizi bekliyordum. Geçenlerde kaymakam bey beni ilçeye çağırdı. Köye ortaokul açılacağını ve geçici müdür vekili olduğumu  yazan bir tebligat yaptılar. Sen geldiğine göre,  bende sana bu görevi  tebliğ  edeyim" diye konuştu.

Kimsenin bilmediği okulu, sınıfı, sırası, masası , evrakları; hatta mühürü olmayan bir ortaokulun müdür vekili olmuştum. Ben şimdi ne yapacaktım. Nerede kalacaktım. Ne yiyecek , ne içecektim. Öğrenci bulsam nerede okutacaktım. Tek başına ortaokul da öğretmenlik mi yapılırdı?

Bu hikayenin başı, olayların devamını  yazsam roman olur.

Ne mi oldu?  Ortaokulu açtık, bir yerlerden eğitim yapacak bina, bir yerlerden masa derken eksikleri tamamladık.

Çevre köylerden de  ortaokula  gidememiş çocukları da toplayıp  sınıfı açtık. Bazı öğrencilerimle ilişkim hala kopmadı.  Yan köyde çobanlık yaparken 17 yaşının son günlerinde Orta 1'e kaydettiğimiz  Çoban Ali, Hacettepe Üniversitesi'nde Profesör bile oldu...

Kalın sağlıcakla...