Aralık’ta filizlenen, Ocak’ta emekleyen, Şubat’ta ayağa kalkan ve Mart’ın başında jet hızıyla koşarak tüm dünyayı etkisi altına alıveren Covid-19 tüm hobilerimizi, alışkanlıklarımızı askıya alıverdi. Sadece misafirler geldiğinde tuttuğumuz kolonya, kanser hastalarımızın kullandığı maske, salgın hastalıklarda kullanılan O eldivenler giriverdi hayatımıza.  

Kendimizi daralarak sokağa attığımız O evlerimizin aylarca belki de yıllarca yaşam yerimiz olacağını nereden bilebilirdik.  

Bugün geldiğimiz nokta öyle oldu. ‘Hayat Eve Sığar’ sloganıyla evlerimiz sağlıklı tek yaşam yerimiz oluverdi. 

Emeklilerin pişti, tavla, gençlerin okey alışkanlıkları sanal ortama taşındı. Yani oraya da sessiz hayat girdi. 

İnsanoğlu hala yeniden eski günlerde olduğu gibi kahvehanelerde oyunların serbest bırakılması hayalini yaşaya dursun. Tüm Avrupa’da olduğu gibi tüm ligler seyircisiz oynanmaya başladı. Kendimizce çözüm yolları bulan ülkeler liglerini kısmı seyircili oynatıyor. Onların cesareti kısa süreli de olsa bizim Futbol Federasyon Yönetim Kuruluna bulaşıverdi.  

Futbol Federasyon Başkan Nihat Özdemir sürpriz bir şekilde “2020-2021 Futbol liglerimizde seyircili oynama şansını en erken Ekim ayında yakalarız. Ancak liglerin 2. Devresinde mutlak yüzde 30 oranında seyircili oynayacağız” açıklaması evlerindeki ekranları başında maçları izleyen milyonlarca izleyicide umut oluverdi. 

Ancak bu açıklamanın ardından parmakla sayılı günler geçmişti ki bu kez aynı başkan “Maçları seyircili oynamamız tamamen ortadan kalkmıştır” açıklamasını getirdi. 

Sözün kısası Eylül ayında büyük sancılarla başlayan 2020-2021 Futbol sezonu Süper lig, 1-2-3 ligler “Sessiz Futbol resitali’ ile start aldı.      

Binlerce seyircinin takımlarını desteklediği O dev stadyumlar kapılarını sadece iki takımın oyuncularına, yöneticilerine ve maçı yönetecek olan hakemlere açtı. 

Covid-19’un patlak verdiği 2019-2020 Futbol sezonu ikinci yarısında maçlardan üç gün önce hem futbolcular, hem o stadyumlarda görev yapacak olan gazeteciler Kovid testlerinden geçerek maçlarda görev aldılar. Şimdi ise Gazeteciler HES Kodu uygulaması ile maçlara alınmasıyla birlikte akreditasyon yaptırma yarışı hız kazandı.  

 Özellikle Kovid’in tırmanışa geçtiği şu aylarda testlerden mahrum edilen gazeteciler bence riske atılıyor.  

 Madem ki risk yoktu neden önceki maçlara test yapılarak alındı. Tamamen çelişkilerle dolu bir futbol ligi start aldı. 

 Sözde saha içerisinde sadece futbolcuların, gözlemcilerin, hakemlerin, teknik heyetin, kollu kuvvetlerin bulunacağı alanlar belirlendi. Dünya sağlık örgütü gerekli olan Sosyal mesafenin 3 metre azami de 4 metreyi gösterdiği süreçte ülkemizdeki toplu taşımalardaki Sosyal mesafe neden 20-30 santim. Kahvehanelerde bir masanın etrafından oturan 4 kişi arasındaki mesafe ise toplu taşımadaki konumdan farklı değil. 

 Gazetecilere de maçlar öncesinde Kovid-19 testi yapılması kaçınılmazdır. Salt testler ücretli diyerek onları kamu hizmeti dışında tutmakta doğru değildir.  

 HES kodu uygulaması ile maçlara alınacaktı neden maçların oynandığı süreçte kovid testlerinden geçirildiler.  

 Yani Covid-19 virüsünün bir VİP uygulaması yoktur hiçbir zamanda olmayacaktır.  

Bunun en canlı örneğini Türk Milli Takımının yıllarca Teknik Patronluğunu yapmış olan Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim ,Akhisarspor’u çalıştırmış olan renkli Teknik direktörü Yılmaz Vural ve daha nice tanınmış spor insanı Covid-19 virüsüne yakalanmazdı. 

Covid’in hiç şakası yok. Covid virüsü Federasyonların, insan topluluklarının bir araya geldiği ortamların relaks olmasını asla ve asla affetmez. 

Futboldaki önlemler ve gereken kuralların tek bir elden yönetildiği UEFA gibi bir yapı salt ekonomik konjektürü çıkarlarını ön planda tutarak hareket edilmemesi gereğini kendisine sağlı ülkelere yazılı olarak bildirmesi gereği kaçınılmazdır.Bu yapı tüm organizasyonlara imza atıyor Türkiye’nin içinde bulunduğu ülkelerdeki Covid-19 gidişatını tüm hassasiyetiyle yürütmesi beklenir. Aslını söylemek gerekir se öylede olmalı. Öyle kafamdan bugün böyle geçiyor deyip te ‘Maçları erteledim, seyircili oynayacağız. pardon seyircisiz oynatacağız. Ligler tescillenmiştir deyip düşmeyi kaldırdım’ derseniz ligler başlamadan daha birçok sancılara çanak tutmuş olursunuz.Türk Futbolu bu sezon da önümüzdeki sezonda sessiz oynanması kaçınılmazdır. 

Yayıncı kuruluşunda işi gerçekten çok zor. Kovid-19 kuralları Sporseverlerin kahvehanelerdeki maç izleme alışkanlığının ortadan kalkması Yayıncı kuruluşun Kulüplere vereceği taahhütlerin askıda kalması demektir. Yayıncı kuruluş ne veriyorum derse kulüpler onlara rıza gösterecek. Daha doğrusu bu sorumluluğu hep birlikte yüklenmek gerekir. 

Maskemizi takarsak, dezenfaktasyonları kullanırsak, Sosyal mesafeye uyarsak, Düğünlerde halay çekmezsek, horon tepmezsek, ellerimizi sıkça sabunlama alışkanlığını sürdürebilirsek Kıvid-19 Virüs belasını tek gidiş bileti verebiliriz. 

İşte O zaman sessiz stadyumlarımız yerini yeniden tezaüratların yankılandığı seyircili maçlara bırakır. 

İnsanoğlunun bir araya geleceği günlerde buluşmak dileğimle.

Saygılar.