Asayiş

MSB duyurdu: "114 hedef imha edildi, 81 terörist öldürüldü"

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), 81 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıklayarak saldırı sonrası 114 hedefin imha edildiğini duyurdu.

Abone Ol

Milli Savunma Bakanlığınca (MSB),Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, bakanlıktaki basın bilgilendirme toplantısında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) terörle mücadelesinin kararlılıkla devam ettiğini belirtti.

Aktürk, 12 Ocak'ta Irak'ın kuzeyindeki bir üs bölgesine sızma girişiminde bulunarak saldırı gerçekleştiren teröristlere geçit verilmediğini söyledi.

Saldırı sonrası Irak ve Suriye'nin kuzeyinde bulunan terör hedeflerine yönelik hava harekatları düzenlendiğini belirten Aktürk, "İçinde sorumlu düzeyde teröristlerin de bulunduğu değerlendirilen mağara, sığınak, tünel, mühimmat/malzeme deposu, barınak, ikmal malzemeleri, doğal gaz üretim ve petrol tesisleri ile gelir elde etmek için kullanılan tesislerden oluşan 114 hedef başarıyla imha edilmiştir." ifadesini kullandı.

Tuğamiral Aktürk, şehitlerin kanını yerde bırakmayan Mehmetçik'in çatışmalar, ateş destek vasıtaları ve hava harekatlarıyla bölgede 81 teröristi etkisiz hale getirdiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Pençe-Kilit Harekatı'nda bugüne kadar 768 terörist etkisiz hale getirilmiş, değişik çaplarda 1887 silah ve 794 bin 661 mühimmat ele geçirilmiş, 2 bin 588 mayın/el yapımı patlayıcı tespit ve imha edilmiş, 850 mağara/sığınak kullanılamaz hale getirilmiştir. Böylece Irak ve Suriye'nin kuzeyi dahil 114'ü son bir haftada olmak üzere 1 Ocak 2023'ten bugüne kadar etkisiz hale getirilen terörist sayısı 2 bin 396'ya ulaşmıştır."

SURİYE

Suriye'de, harekat alanlarında oluşturulan güvenlik ve huzur ortamını bozmaya yönelik taciz ve saldırı girişimlerinin devam ettiğini dile getiren Aktürk, şöyle konuştu:

"Son bir haftada 27 taciz ve saldırı gerçekleştirilmiş, anında ve misliyle verilen karşılıkla 41 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Böylece 1 Ocak 2023'ten itibaren gerçekleştirilen taciz ve saldırı sayısı 560'a, etkisiz hale getirilen terörist sayısı ise 1605'e ulaşmıştır."

Tuğamiral Aktürk, 20 Ocak 2018'de 'nin güneyinde oluşturulmak istenen terör koridorunu parçalamak, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerini etkisiz hale getirerek bölge halkını teröristlerin zulmünden kurtarmak ve hudutların güvenliğini sağlamak için Fırat Kalkanı Harekatı'nda şehit verilen 72 Mehmetçik anısına 72 savaş uçağının hava taarruzuyla başlayan Zeytin Dalı Harekatı'nın 6'ncı yıl dönümünde canları pahasına mücadele eden aziz şehitleri rahmet ve minnetle andığını, kahraman gazilere saygı ve şükranlarını sunduğunu söyledi.

YASA DIŞI YOLLARLA GEÇMEYE ÇALIŞAN 159 KİŞİ YAKALANDI

Aktürk, sınırlardan son bir haftada yasa dışı yollarla geçmeye çalışan, 6'sı FETÖ, 4'ü PKK/YPG terör örgütlerine mensup 159 kişinin yakalandığını, 5 bin 138 kişinin ise hududu geçemeden engellendiğini bildirdi.

Tuğamiral Aktürk, "Böylece, 2024 yılı başından bugüne kadar hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 307'ye yükselmiştir. Hududu geçemeden engellenen kişi sayısı da 8 bin 723 olmuştur." bilgisini verdi.

11 TONDAN FAZLA TIBBİ MALZEME GAZZE'YE ULAŞTIRILDI

Aktürk, Gazze ile ilgili ilk günden bu yana sergilenen insani ve adaletli tutumumun bugün de devam ettiğini belirterek, "İsrail saldırılarını sürdürdüğü müddetçe, bölgesel ve küresel barışa yönelik tehditler de artmaktadır. Filistin meselesi adil bir sonuca kavuşturulmadan bölgemizde kalıcı bir barış mümkün olmayacaktır." dedi.

Türkiye'nin Gazze'ye yönelik insani yardımları kapsamında ilgili kurumlarla koordineli olarak, 11 Ocak'ta bir A400M ve bir C-130 uçağıyla 11 tondan fazla tıbbi malzeme ve 18 sağlık personelinin bölgeye ulaştırıldığını belirten Aktürk, şöyle devam etti:

"Çoğunluğu acil tedaviye ihtiyaç duyan 85 hasta ve 106 refakatçiden oluşan 191 Gazzeli kardeşimiz daha ülkemize getirilmiştir. Gazze için bugüne kadar Hava Kuvvetlerimize ait 17 uçakla 239 tondan fazla insani yardım malzemesi bölgeye sevk edilmiş, ülkemize getirilen Gazzeli kardeşlerimizin sayısı ise 715 olmuştur."

SORULAR

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, basın bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Kaynaklar, Irak'ın kuzeyinde devam eden Pençe serisi harekatlarda son durumun ne olduğuna ilişkin soru üzerine şu bilgileri paylaştı:

"Pençe Harekatları, terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki hareket kabiliyetinin engellenmesi ve ülkemizi hedef alan eylem arayışlarının kısıtlanması noktasında önemli kazanımlara ulaşmamızı sağlamıştır.

Terör örgütü unsurlarına karşı 'sızma, sıcak takip ve yerinde etkisiz hale getirme' gibi taktiklerin başarıyla yürütülmesini sağlayan 'üs bölgeleri stratejisi' sayesinde, Sinat-Haftanin'den Hakurk'a kadar uzanan yaklaşık 300 kilometrelik Türkiye-Irak sınır şeridinde, ortalama 15 ile 30 kilometre derinlikte güvenli hat oluşturulmuştur."

Bakanlık kaynakları, Pençe serisinin sonuncusu olan ve 17 Nisan 2022'de başlatılan Pençe-Kilit Operasyonu ile kilidin kapatıldığını ve Irak sınırının tamamının emniyetinin ileriden tesis edildiğini anlattı.

İleri teknolojik donanımların da desteğiyle yürütülen bu operasyonlarda, aralarında PKK'nın üst düzey yöneticilerinin de yer aldığı çok sayıda kadronun etkisiz hale getirildiği bilgisini veren kaynaklar, şunları aktardı:

"Pençe harekatları süresince Irak'ın kuzeyinde 1689 terörist, etkisiz hale getirilirken, bölgede teröristlerin döşediği 5 bin 23 mayın/EYP temizlenmiş, 2 bin 477 mağara ve sığınak kullanılamaz hale getirilmiş, ayrıca 3 bin 416 silah ile 1 milyon 390 bin 421 mühimmat ele geçirilmiştir.

İşte bu nedenle Pençe harekatlarımız sonrası ağır tahribata uğrayan PKK, mevcut durumu aşmak maksadıyla harekat alanlarımızı, öncelikli hedef haline getirmiştir. Şu anda da kahraman Mehmetçik, zorlu arazi ve iklim koşullarında, milletimizin huzur ve güvenliği için canını dişine takarak görev yapıyor. Mehmetçik'in karşısında aciz kalan, çaresizliğe mahkum olan teröristler, artık son çırpınışlarını vermektedir."

22-23 ARALIK VE 12 OCAK'TAKİ TERÖR SALDIRILARI

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Pençe-Kilit harekat bölgesinde 22-23 Aralık ve 12 Ocak'ta yaşanan terör saldırılarının detaylarına ilişkin bir soru üzerine de şunları paylaştı:

"Üs bölgelerimize gerçekleştirilen alçak saldırılar, olumsuz hava koşullarında ve görüş mesafesinin olmadığı bir ortamda kalleşçe gerçekleştirilmiştir. Eş zamanlı olarak Irak kuzeyindeki birçok üs bölgemize de saldırı girişiminde bulunulmuştur. Tüm bu saldırılarda, teröristlerin sızma eylemlerinde bulundukları bölgelerde, kendilerine müzahir sivil yerleşim yerlerini de örtü olarak kullandıkları görülmektedir."

Saldırıların tamamına yakınının engellendiği gibi üs bölgelerine yaklaşan teröristlerin birçoğunun da etkisiz hale getirildiğini vurgulayan kaynaklar, şöyle devam etti:

"İHA'ların mevsimsel koşullar nedeniyle uçamadığı durumlarda kritik yaklaşma istikametleri teknoloji-yoğun sistemler (termal kamera, foto kapan, bulut altı mini İHA) ile gözetlenmekte, harekete duyarlı radar sistemleri ile üs bölgelerinin etrafı takip edilmekte, ateş destek vasıtaları 24 saat esasına göre görev yapmaya devam etmekte, silah üstü termal kameralar ile teçhiz edilmiş yakın emniyet unsurları tarafından üs bölgesi etrafında pusu/dinleme ve keşif/gözetleme gayretleri artırılmakta, üs bölgelerinin etrafına fiziki engel sistemleri (jiletli tel, fens teli, aydınlatma mayını vb.) inşa edilmekte, havada bekler bulunan savaş uçaklarıyla bölgede hava devriyesi icra edilmektedir."

ÜS BÖLGELERİNDE EMNİYET TEDBİRLERİ

Bakanlık kaynakları, üs bölgelerinin termal kamera ve benzeri gözetleme sistemleri bakımından yeterli olup olmadığına dair iddialara da şu cevapları verdi:

"Kahraman Mehmetçiğimiz, üs bölgelerinde ihtiyaç duyduğu gündüz ve gece çepeçevre emniyetini sağlayacak her türlü keşif/gözetleme ve dinleme sistemlerine sahiptir. Ayrıca tek er seviyesinde dahi personele silah üstü sistemler verilmektedir. Hain PKK'lı teröristler tarafından üs bölgelerimize gerçekleştirilen alçak saldırılar, olumsuz hava koşullarında ve görüş mesafesinin olmadığı bir ortamda kalleşçe gerçekleştirilmiştir.

Bu saldırıların tamamına yakınında teknolojinin sağladığı imkanlar da etkin şekilde kullanılarak, üs bölgelerimize yaklaşan teröristlerin birçoğu etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıca teröristlerin sızma eylemlerinde bulundukları bölgelerde, kendilerine müzahir sivil yerleşim yerlerini örtü olarak kullandıkları görülmektedir."

OPERASYON BÖLGELERİNDEKİ SAĞLIK İMKANLARI

Bakanlık kaynakları, operasyon bölgelerinde yaralanmalara karşı ilk müdahalenin nasıl ve kimler tarafından yapıldığına dair soru üzerine, şunları kaydetti:

"Harekat alanında yaralıya ilk müdahale, birliklerin kendi sağlık personeli (tabip, acil tıp teknikeri (ATT), muharebe cankurtaranı ve muharip sıhhiye) tarafından yapılmaktadır. Müteakiben öncelikle helikopterle seyyar sahra hastanesi ya da bölgedeki devlet hastanelerine yaralı personel tahliye edilmektedir.

Altın saat olarak tabir edilen ilk 10 dakikada yaralıya yapılması gereken kanama kontrolü ve hava yolunun açılması işlemleri birliklerdeki muharebe cankurtaranı ve/veya muharip sıhhiye tarafından yapılmaktadır. Harekata katılan birliklerin muharebe cankurtaranı ve muharip sıhhiye personelinin eğitimi devamlı tazelenmektedir."

İlk 1 saat içinde yaralıya yapılması gereken gelişmiş tıbbi yardımın birliklerdeki tabip veya ATT personel tarafından yapıldığını belirten kaynaklar, "Birliklerimizdeki ATT kadrolarının yüzde 71'i muvazzaf personelle geri kalanı yedek astsubay personelle karşılanmaktadır. Birliklerimizdeki tabip kadrolarının yüzde 8'i muvazzaf personelle, yüzde 2'si yedek subay personelle geri kalanı Sağlık Bakanlığından geçici olarak görevlendirilen sivil tabiplerle karşılanmaktadır." diye konuştu.

Kaynaklar, ilk 2 saat içinde yaralıya yapılması gereken travma cerrahisinin yaralının tahliye edildiği Işıklı Seyyar Sahra Hastanesi ya da bölgedeki Çukurca, Derecik, Hakkari, Yüksekova Şırnak ve Şehit Aydoğan Aydın Devlet Hastanelerinin sağlık personelince yapıldığını söyledi.

ÜS BÖLGELERİNDEKİ TAHKİMAT DURUMU

Bakanlık kaynakları, sınır ötesindeki üs bölgelerinde tahkimatın yetersiz olduğu iddialarına da şu cevabı verdi:

"Mehmetçiklerimiz bir bölgeye adım atar atmaz öncelikle emniyetlerine yönelik olarak mevzilenmekte, mevzileri tahkim edilmekte ve uygun silah, tespit, sensör, algılama, görüntüleme sistemleriyle geliştirilmekte, emniyetin tesisini müteakip hava ve karadan personelin temel ihtiyaçlarından başlamak üzere ikmal sistemi kurulmaktadır.

En zor hava ve arazi şartlarında icra ettiğimiz operasyonlarda, Mehmetçik ileri seviye teknoloji silah, teçhizat ve sistemle donatılmış, her türlü arazi ve iklimde görev yapacak şekilde eğitilmiş ve 2000 metre rakımın üzerinde harekat icra edecek şekilde ikmal, iaşe ve barınma imkanları sağlanmıştır."

SINIR ÖTESİNDE DÜZENLENENHAVA HAREKATLARI

Bakanlık kaynakları, "Yapılan hava harekatları terör saldırılarından sonra mı yapılıyor" sorusu üzerine şunları söyledi:

"Hedef tespiti ve imha süreci sürekli bir faaliyettir. Yapılan hava harekatlarının sayısını açıklıyoruz, hedefteki etki kıymetlendirmeleri tamamlandığında EHG sayılarıyla kullanılamaz hale getirilen mağara, sığınak veya diğer tesis bilgilerini veriyoruz.

Her kademede Hedef Analiz ve Değerlendirme Grupları tarafından icra edilen günlük hedef toplantılarında duyum, İHA tespitleri ve sinyal istihbarat verileri analiz edilerek hedefler belirlenmekte ve ateş altına alınmaktadır. Son 3 aylık sürede 452 hedef (günlük ortalama 5 hedef) hava harekatıyla vurulmuş, buna ilave olarak dinamik olarak tespit edilen 99 terör hedefine Ani Hava Harekatı, 36 terör hedefine S/İHA atışı icra edilmiştir."

Türkiye'nin, Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde örgüte yönelik icra ettiği tüm harekatların, söz konusu ülkelerin egemenliğine karşı bir faaliyet değil, terörle mücadele bağlamında "uluslararası işbirliği" olarak görülmesi gerektiğine dikkati çeken kaynaklar, şöyle devam etti:

"Ancak, uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkımızı gereken yer ve zamanda kullanmaya muktediriz. Kahraman Mehmetçiğe saldırının bedeli olduğunu da bu kapsamda gösteriyoruz. Bunu da gösterirken amacımız iç kamuoyu değil, uluslararası kamuoyudur."

PENÇE HAREKATLARININ STRATEJİSİNE YÖNELİK ELEŞTİRİLER

Bakanlık kaynakları, Irak'ın kuzeyindeki Pençe operasyonlarının stratejisinin yanlış olduğuna dair eleştirilere yönelik, şunları kaydetti:

"Bugün artık, yurt içinden tek bir şehit haberi gelmiyor. Üs bölgelerimize, kalekollarımıza tek bir saldırı yapılamıyor.

Bu da terörü kaynağında yok etme stratejimizin başarısını gösteriyor. Bugün, Türkiye'nin en büyük petrol rezervlerinden birine sahip Şırnak/Gabar'da güvenli bir şekilde petrol çıkartılabiliyorsa, Hakkari'nin yaylaları turistleri ağırlıyor, festivallere ev sahipliği yapıyorsa bunlar hep kahraman ordumuzun, teröristleri sınırlarımızın ötesinde, terörü kaynağında yok etme stratejisi sayesindedir."

İHA ve SİHA'ların kullanılmadığı iddialarına yönelik, TSK'ya teslim edilen 1 adet MİLSAR'ın mevcut olup, denemeleri, test ve kabul işlemlerinin devam ettiğini belirten kaynaklar, şunları anlattı:

"SARPER radarı ise konvansiyonel harpte karşılaşılan hedefleri tespit etmek için tasarlanmış bir sensör olup, SAR radarı kullanılarak arazide saklanan/hareket eden teröristleri tespit etmek mümkün değildir.

Bölge yer seviyesinden yüksek irtifaya kadar bulutlarla kaplı olduğundan İHA'lar üzerindeki elektro-optik ve kızılötesi görüş sağlayan kameralarla arazinin gözetlenmesi de mümkün değildir."

BAZI OLUMSUZ AÇIKLAMALAR

Bakanlık kaynakları, bazı emekli askerlerin şehit haberlerinden sonra TSK'nın yürüttüğü mücadeleyi eleştiren açıklamalarına da cevap vererek, şöyle konuştu:

"Terörle mücadelede elde ettiğimiz tüm başarılarda en büyük pay, aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimiz ile görev yapmış komutanlarımız ve personelimize aittir. Bölgede görev yapmış tüm komutanlarımızın ve personelimizin bilgisine ve tecrübesine saygı duyduğumuzu bir kez daha belirterek, hizmetleri için kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz.

Bizim tepkimiz, şehit verdiğimizde ortaya çıkıp siyasi ve şahsi hırslarla kahraman Mehmetçik'in ve görev yapan personelin gayretini, tecrübesini yok sayan, yürüttüğümüz mücadeleye zarar verme amacı güden yorumlar yapan, kısacası derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olanlaradır."

Bakanlık kaynakları, 20-30 yıl önce yapılanların, tekrar gündeme getirilerek bugün yapılanların eleştirilmesi ve uygulanan stratejinin yanlış olduğunun ispat edilmeye çalışılmasına anlam verilemediğini belirterek, "Veriler ortadadır. 'Bizim oralarda ne işimiz var' demek tam da terör örgütünün yaratmak istediği algıya hizmet etmektir." ifadesini kullandı.

YENİ BİR HAREKAT OLACAK MI?

Bakanlık kaynakları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son açıklamalarının ardından yeni bir kara harekatı yapılıp yapılmayacağına dair sorular üzerine şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da ifade ettiği gibi ülkemizin, halkımızın ve sınırlarımızın güvenliği için uluslararası hukuk ve meşru müdafaa açısından operasyon yapmak Türkiye'nin en doğal hakkıdır. TSK'nın, ihtiyaç olan yer ve zamanda bugüne kadar yaptığı gibi bundan sonra da ne gerekiyorsa yapacağından kimsenin şüphesinin olmaması gerekir."

OPERASYON BÖLGESİNDEKİ PERSONELİN TECRÜBE DURUMU 

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, "Operasyon bölgesindeki askerlerin tecrübesi yeterli mi?" sorusuna şu cevabı verdi:

"Terörle Mücadele Harekatı (TMH) bölgesinde görevlendirilecek tüm subay, astsubay, uzman erbaş ve sözleşmeli erler, Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığında 18 hafta süreyle zorlu bir eğitim sürecinden geçmektedir. Burada başarı sağlayan personel birliklerine görevlendirilmekte, birliğinde oryantasyon eğitimi sonrasında operasyonlara dahil olmaktadır. Ayrıca sıralı komutanlıklarca da denetleme ve değerlendirmeleri zamana bağlı kalmaksızın gerçekleştirilmektedir.".