Bursa'da yaşayan A.S, geçen yıl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünde uzmanlık eğitimini tamamladı. A.S, o tarihte hamile olan eşinin de aynı kentte 2014'ten bu yana özel bir firmada çalıştığını belirterek, "aile birliği kapsamında" atamasının Bursa'ya yapılmasını istedi. Başvurusu komisyonca reddedilen A.S'nin ataması, Devlet Hizmet Yükümlülüğü Kurası sonucu, Erzurum'un Oltu ilçesine yapıldı. A.S, kararın, "ailenin korunması" ilkesine aykırı olduğunu, red kararında sebep gösterilmediğini, atandığı yerde eşinin aynı işi yapmasının mümkün olmadığını, karısının hamile olması nedeniyle de mesleğini iyi şekilde ifa edemeyeceğini savunarak, işlemin iptali için Bursa 4. İdare Mahkemesine başvurdu. Mahkeme, A.S'nin, Devlet Hizmet Yükümlülüğü kapsamında stratejik personel (uzman tabip) olarak görev yapacak olması nedeniyle davayı reddetti. A.S, avukatı aracılığıyla kararı temyiz etti. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdare Dava Dairesi, oy çokluğuyla A.S.'yi haklı bularak dava konusu işlemin iptaline karar verdi. Birinci İdare Dava Dairesi, gerekçesinde ise şu ifadelere yer verdi: "Ailenin korunmasına yönelik olarak devlete verilen görevin yerine getirilebilmesinin temel koşullarından birisi aile birliğinin sağlanmasıdır. Aksi uygulama ailenin huzurunu temelden sarsarak maddi ve manevi anlamda toplum açısından giderilmesi çok zor zararları getirecektir." A.S'nin avukatı ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası Hukuk Müşaviri Coşkun Üzüm, İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin kararını yerinde bulduklarını belirtti. Sağlık çalışanlarının çok güç şartlarda görev yaptığını vurgulayan Coşkun, "Kimse eşinden, yeni doğacak bebeğinden yıllarca ayrı kalmak istemez. Bu temel insan hakkıdır. Eşi de ailesi de son derece mutlu oldu." diye konuştu. Üzüm, davanın İstanbul Bölge İdare Mahkemesi kararıyla kesinleştiğini ve başka temyiz aşaması bulunmadığını da sözlerine ekledi.