Zaman ve mutluluk!
Her ikisi de farklı birer kelime de olsa aynıdır aslında. Mutluluk ararız her bir adımda. Mutluluk nedir? diye düşünüp kafa patlatan olmuştur elbette ama sorarım size ebedi mutluluk var mıdır? diye.
Sabır derler hep kötü bir şey olduğunda sabret sus ve bekle. Tamam bekleyelim ama nereye kadar. Adil olan ne vardır ki bu dünyada, mutluluk hep kalsın hayatımızda.
Ceplerimizi yoklasak ne çıkar acaba...Sonsuz mutluluktan bahsediyorum evet anlık olmayan gülümseten değil. Acıya alışkınız peki ya mutluluğa? Mutluluğa alışkın değiliz! Çünkü şimdiye dek ya bir kere çalmıştır kapımızı ya da hiç!
Tam mutlu olduğumuza, gerçekten bir çok şeyi aştığımıza inanırız ve öyle bir şey olur ki dünya küçülür karşımızda. Sabrederiz kimi zaman, kimi zaman da sığınırız yalanlara...
Oysa kendimize ihanet ettik mutluluğa erişebilmek adına. Zamana yaydık tüm cümleleri, sonra söylerim diye erteledik sevgimizi, nefretimizi kimi zamanda özlemimizi.
Tonlarca hafriyatın altında kaldığımızı hissetmedik mi? Hepimiz zor yollardan geçtik. Hem de hayatımızın bir çok yerinde ve demetinde. Oysa ki acıdan başka övünebileceğimiz ne kaldı şu hayatta?
Bir sohbete bile başlarken yakınırız şu düzenden yine zamanın arkasına sığınıp geçecek deriz karşımızdaki aciz tutuma. Aciz diyorum çünkü çaresiz değiliz biliyorum, elbet çaremiz var o da içimizdeki o küçük mutlulukta. Kendi içimizde bir cennet var evet mutluluk da orada ama işgale uğramış bir mutlulukla avunuyoruz ya da avutuyoruz kendimizi.
Kaç iştahlı sabahlarımızda kuma gömülen kafalarımızı çıkardık gün yüzüne. Farklıyım bugün dedik farklıydık ta ki sabrımızın taştığı noktaya gelene dek. Herkes bir dibin içinde olduğunu iddia ediyor. Bunu anlatırken öyle iştahlı gözüküyorlar ki, o an onları başka bir dibe sürükleme isteğiyle muazzam bir adrenalin salgılıyor hayat. Hayatı suçlamak değil bu zamana savaş açmaktan bahsediyorum. Sabırla zamanı aynı kefeye koymamaktan bahsediyorum.
Bırakında zaman bize değil biz ona anlatalım mutluluğu ve içimize gömelim yalan gülümsemeleri. Yani diyeceğim şu ki sabırla yürüyenlerden olun, sabırsız küfredenlerden değil!