Zorlu Holding ile ilgili son günlerde çıkan haberler hepinizin malumu. Şirket 2 bin kişiyi işten çıkardı ya da çıkarıyor. Iddiayı CEO Ömer Yüngül'ün doğrulaması ile birlikte iş çevrelerinde ve Manisa'da büyük panik yaşandı.
Çünkü Vestel'in 2 bin kişiyi işten çıkartması herhalde en çok Manisa'yı ilgilendiriyor.
Çünkü Vestel demek Manisa demek, istihdam demek. Vestel'deki en ufak bir çatırdama Manisa'da deprem etkisi yaratır.
Belki an itibarıyla henüz bu çok hissedilmiyor ancak krizin büyümesi veya Vestel'in küçülmeye gitmesi sadece işten çıkarılacak olan işçileri ve ailelerini değil yan sanayi fabrikalarını da çok derinden etkiler.
Vestel City Manisa'da 1. 2 milyon metrekarelik alana kurulmuş dev bir üretim tesisi. Sadece Türkiye değil Avrupa'nın da en büyük üretim merkezlerinden biri olan Vestel City, dolaylı olarak 35-40 bin kişinin ekmek kapısıdır.
Vestel, sadece Manisa'da değil ülkemiz için de çok önemli bir şirkettir.
Firma bünyesinde çalışan işçiler haklı olarak zaman zaman çalışma şartları ile ilgili şikayette bulundu. Hatta şu an çıkarılan işçilerin sosyal haklarıyla ilgili de haklı itirazları ve talepleri var.
Bunlar ayrı bir tartışma konusu. Bu sorun belki karşılıklı görüşmelerle bir şekilde çözülür ama asıl mesele daha vahim. Şirket bu işin içinden çıkarmazsa binlerce insanın geleceği ne olur?
Bu soru önümüzdeki aylarda veya yıllarda cevap bulacak. İnşallah korkulan olmaz.
Ancak Vestel'in batmasını istemek, bu olasılığa sevinmek gerçekten izahı zor bir durum. Bu nasıl bir kindir, nasıl bir dildir.
Çok açık ve net söyleyeyim. Vestel'in batmaması için, Vestel'in bu krizi aşması için ve bir an evvel normal verilere dönmesi için Manisa'da yaşayan herkesin iyi dileklerde bulunması lazım. Çünkü Vestel batarsa bu sadece Manisa merkezi değil ilçeleri de çok derinden etkiler. Sadece Vestel değil Manisa'da üretim yapan istihdam sağlayan her bir şirket, her bir fabrika Manisa'nın ekonomisini, geleceğini ayakta tutuyor. Manisa vardiyalar kentidir, işçi şehridir. Bu şehrin ekonomisi fabrikalarda çalışan işçilerin ceplerinden çıkan paralarla dönüyor. Onlar alın teri ile çalışıyor ve bu döngü ekonomiye, şehrin ticaretine yansıyor.
Böyle durumlarda; batsın, yıkılsın, yok olsun demek sadece o fabrikanın yönetimine gösterilen bir tepki değildir. Bu anlamsız tepki; çalışan işçinin emeğine, onların alışveriş yaptığı bakkala, çay içtiği kahvehaneye, çorba içtiği lokantaya, kısacası herkesedir.
Vestel ve Vestel gibi büyük firmaların Manisa'da fabrika kurmuş olması elbette onlar için bir avantaj ama Manisa'nın ekonomisi açısından da büyük bir kazanımdır.
Bu şehirde işsizlik ülke genelindeki işsizlik oranının yarısından az ise fabrikalar sayesindedir.
Lütfen bu tarz krizlerde en azından olumlu sözler sarf edelim. Vestel'de çalışan insanların bugün yaşadıkları endişeyi, Vestel ile iş yapan yan sanayi fabrikalarının yaşadığı paniği anlamaya çalışalım.
Ekonominin bozulmasının, çarkların durmasının kime ne faydası olacak Allah aşkına.
Mesele Vestel ise herkesin sahip çıkması lazım. Bu marka hatasıyla sevabıyla Manisa'nın markasıdır. Eksiklerini söyleyeceğiz, çalışanların şartlarının daha iyi olması gerektiğini ifade edeceğiz ama batmasını, yok olmasını istemek bu şehre kötülük yapmaktır.
Ben ne Vestel'de çalıştım ne bir ilgim var. Ama orada çalışan arkadaşlarım var, Vestel ile iş yapan yan sanayi fabrikalarında yönetici tanıdıklarım, işçi dostlarım var. Vestel'in bu krizi en yakın sürede aşmasını yürekten istiyorum.
Vestel'in yaşaması lazım.