Yıldız, önemli açıklamalarda bulundu. Soma A.Ş.’ye ait 3 kömür ocağında önceliklerinin madendeki kömür rezervi olmadığını kaydeden Yıldız, önceliklerinin iş sağlığı ve işçi güvenliği olduğunu söyledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam ile birlikte Manisa’nın Soma ilçesinde taziye ziyaretlerinde bulundu. “Başbakan Erdoğan’ın eşlerine refakaten Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız, Çalışma Bakanımızın eşi ve eşimle birlikte Soma’ya tekrar taziyeye geldik” diyen Bakan Yıldız, Soma’ya geliş gidişlerinin eksik olmayacağını anlattı. Bundan sonra da ziyaretlerin süreceğini anlatan Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün ailelerimizle, yetişebildiğimiz kadar bir kısım ailelerimizle acılarını paylaşmak ve bir kısım bilgileri paylaşmak için yanlarına geldik. Üzüntülerini paylaştığımızı ve kendilerine sabırlar dilediğimizi bir kez daha vurguladık.” Manisa Valisi Erdoğan Bektaş ve TKİ çalışanları ile birlikte maden sahasında incelemede bulunacağını kaydeden Bakan Yıldız, şunları söyledi: “Biliyorsunuz orada Işıklar’da, iş müfettişlerimizin teftişleri devam ediyor. Maden İşleri Genel Müdürlüğümüzden gelen arkadaşlarımızın teftişleri devam ediyor. Dün de biliyorsunuz Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonu aynı şekilde başkanımız ve değerli üyeleri milletvekili arkadaşlarımız buraya gelmişti. Gerek yasama gerek yürütme, gerek özel sektörle yaptığımız çalışmalar aynı şekilde devam ediyor. Bütün amacımız burada tek bir noktayı yakalamaktır. O da işçi sağlığımız ve işçi güvenliğimizin sağlandığı ve istihdamın desteklendiği bir ortam oluşturmaktır. Yoksa, kömür miktarı ve oradaki bir kısım maddi karşılıkları bizim birinci amacımız değildir. Direk amacımız ve öncelikli hedefimiz işçi kardeşlerimizin mühendis kardeşlerimizin burada çalışabilecekleri sağlıklı bir ortam oluşturmak. Dün özellikle ocakların eksikliklerini gidermek açısından bazı işçi kardeşlerimizin ocaklara davet ettiğini biliyoruz. Değerli arkadaşlar eğer bu ocakları sağlıklı bir şekilde ayakta tutmak istiyorsak bu eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Buna rağmen o eksiklikler giderildiği halde oradaki maden mühendisi kardeşlerimizin işçi kardeşlerimizin çalışma şartları oluşamıyorsa tabiî ki o zamanda farklı çözümler de düşünmek durumundayız. Biz bunlara hazırlıklıyız. Amacım inşallah Ramazan’ın birinci günü her yıl olduğu gibi iftarımızı da madenci kardeşlerimizle beraber yine maden ocağında açmak üzerine olacaktır ama geçen yıla göre çok şey değişmiştir. Özellikle sağlıklı bir iş ortamının oluşması için gerek kanuni düzenlemeler gerek iş hayatıyla ilgili bizzat yerindeki düzenlemeler devam etmektedir.” Bakan Yıldız, bir gazetecinin "maden kazalarını araştırma komisyonu üyelerinin edindikleri bilgileri kendileriyle paylaşıp paylaşmadıklarını ve madenin ne zaman açılacağı" sorusuna şu cevabı verdi: “Maden Araştırma Komisyonu Başkanı Ali Rıza Alaboyun Beyle bende görüştüm. İntibalarını kanaatlarını anlattı. Bu bitmiş bir çalışma sonuçlanmış bir çalışma değil. Henüz başlangıcındayız. Dikkatli ve titiz bir çalışma yapıyorlar. Tecrübeli arkadaşlarımız özellikle başkanımız ve bir kısım üyelerimiz bu sektörün içerisinden gelen arkadaşlarımız. Bu yüzden onların hazırlayacağı raporlar bizim için çok önemli. Dikkate alacağımız uygulamalara dönük ne tür işlemler varsa beraberce yapacağımız bir çalışma olacak o yüzden onların raporunu biz de bekleyeceğiz. Ocağa girmek için özellikle oradaki karbonmonoksit, karbondioksit seviyelerinin hem de yangınla alakalı bütün değerlerin sıfırlanması lazım. Şuanda bildiğiniz gibi Eynez ocağı bütün kapıları ile birlikte örülmüş durumda. Oranın içerisinde 6 milyon ton kömür var. Açıkça belirtmek isterim ki kaza yapılan ocak çalışma şartlarını bulamayacaksa buranın tavsiye süreci başlar. Önemli olan işçi kardeşlerimizin istihdamı ile ilgili konulardır. Burada Soma’da bulunmayan Soma’nın dışından gelen bazı arkadaşlarımızın bu istihdamı olumsuz yönde etkilediklerini görüyorum. Bu en kolay tarafı ama biz doğru olanı seçmemiz lazım o da işçi sağlığının ve işçi hayatını son derece seviyeli son derece kaliteli bir ortamda yapılabilmesini temin etmek ve buradaki istihdamı desteklemek. Yerli kaynaklarımızla birlikte desteklemek. Soma’nın ekonomisini bununla beraber yürüdüğünü bununla beraber yeşerdiğini biliyoruz. Öncelikle ilk önceliğimizin buradaki maden mühendisleri ve maden işçilerinin sağlığı ile alakalı konular olduğunu bir kez daha söylemek isterim.” Bakan Yıldız'a, "işçilerin maden ocaklarına geri çağırıldığı ve gitmedikleri takdirde iş akitlerinin feshedileceği endişesi taşıdıkları ve bu konudaki son gelişmenin ne olduğu" soruldu. Bunun üzerine Bakan Yıldız, “Atabacası’ndaki kalan kömür miktarı Eynez’deki kömür miktarı da bizim önceliğimiz değil. Biz bu kömürlerin çıkarılmasından sorumlu bakanlık olarak bunu açıklıkla ifade ediyoruz. Bizim önceliğimiz işçi sağlığı ve işçi güvenliği ile alakalı konulardır. Çalışma bakanlığımızdan gelen iş müfettişlerimizin ve maden işlerinden gelen müfettişlerimizin verdiği bir hedef var. Şu eksiklikleri tamamlamanız kaydyyla burada üretime geçilebilir diye. Çağırılan herhangi bir işçi kardeşimiz üretime çağırılmıyor. Ocaklarda zaten üretim yok. Soma A.Ş.’nin şuanda 3 ocağı var malum. Biri kazanın olduğu Eynez diğer ikisi de Atabacası ve Işıklar. Üçünde de şuanda kömür üretimi yok. Ne zaman bu kömür üretimi olabilir? Bütün bu teftişlerden geçtikten sonra olumlu manada raporlandıktan sonra. Olumlu manada raporlanmazsa ne olur? Buradaki çalışma şartları hala istenilen seviyeye gelmemiştir dense ne olur? Biz orada kömürden vazgeçebiliriz. Bunu açıkça söylüyorum” Yıldız, bir gazetecinin "maden işçilerinin maaş bordrolarında çocuk sayılarının sıfır olarak gösterildiği" iddiası üzerine şunları söyledi: “Özlük haklarıyla alakalı hiçbir işçi kardeşimizin hakkının yenmesine göz yummayız buna da müsaade etmeyiz. Orada sehven mi yapılmıştır kasten mi yapılmıştır özel sektörün yaptığı bir hak ihlali midir hatası mıdır bütün bunlarla ilgili arkadaşlarımız ve çalışma bakanlığımızın müfettişleri teftiş ediyorlar. Tekrar söylüyorum hiçbir işçi kardeşimizin hakkını bir yere bırakmayız. Onu açıkça söyleyeyim