Silahlı yapının tamamen dağılması ve faaliyetlerine son vermesinin ardından kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, üç üyenin İmralı’da yapılan temas sonrası bugün ilk kez TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında toplandı.
Açılış konuşmasında sürecin “en hassas döneme” girildiğini vurgulayan Kurtulmuş, gelinen aşamayı “son düzlük” olarak tanımladı. Bu sürecin yalnızca komisyon çalışmalarından ibaret olmadığını, devletin tüm ilgili birimleriyle sahada yürütülen geniş kapsamlı temasların sonucu olduğunu belirtti.
“Dinleme faslı sona erdi”
Kurtulmuş, komisyonun dinleme aşamasının tamamlandığını, artık raporlama safhasına geçildiğini belirterek şöyle devam etti:
“Bundan sonraki süreçte çok daha dikkatli olmamız gereken bir döneme giriyoruz. Ziyaretin gerçekleşmesiyle birlikte dinleme faslı bitmiştir. Şimdi rapor hazırlık aşamasındayız. Bu tarihi süreç önemli bir eşiği aşacaktır.”
Bugüne kadar altı farklı raporun komisyona ulaştığını belirten Kurtulmuş, süreci sabırla ve kapsayıcı bir anlayışla yürütmeye devam edeceklerini söyledi.
CHP: ‘Geniş Perspektifli, Tarihi Bir Rapor Yazılmalı’
İlk sözü alan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, komisyonun büyük beklentiyle kurulduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“CHP olarak barışa yönelik her adımı kıymetli buluyoruz. Rapor, ülkemizdeki sorunlara çözüm üreten geniş perspektifli bir metin olmalı. Demokratik süreçler sonuna kadar işletilmeli ve mümkünse oybirliğiyle ortaya çıkmalıdır.”
CHP’nin hazırladığı metnin ana başlıklarında; hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması, toplumsal barışa zarar veren düzenlemelerin gözden geçirilmesi, basın özgürlüğünün güçlendirilmesi, kayyum uygulamalarının son bulması ve siyasi süreçlerin yargı yoluyla şekillendirilmesine son verilmesi gibi öneriler yer aldı.
TİP: “Tutanakların tamamı paylaşılmalı”
TİP Milletvekili Ahmet Şık, İmralı görüşmesine ilişkin tutanakların tamamının komisyona sunulmasını isteyerek, yalnızca özet okunması durumunda oturumdan çekileceklerini söyledi.
AK Parti: ‘Terörsüz Türkiye için demokratikleşme adımları’
AK Parti heyetinden Mustafa Şen, hazırladıkları metnin dokuz ana bölümden oluştuğunu belirterek, bölgenin tamamen güvenli hale getirilmesi, demokratikleşme adımlarının güçlendirilmesi ve yerel yönetimlerde kayyum uygulamalarının kaldırılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Örgütle bağını koparmış kişilere yönelik, kamu vicdanını zedelemeyecek şekilde yasal düzenlemeler yapılabileceğini de belirtti.
MHP: ‘Dağılma tamamen tespit edilmeli’
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, herhangi bir yasal düzenlemeye geçilebilmesi için örgütün tüm yapılarının tamamen dağıldığının devlet birimleri tarafından net bir şekilde tespit edilmesi gerektiğini vurguladı.
DEM Parti Milletvekili Cengiz Çiçek, Kürt meselesinin güvenlik değil eşitlik sorunu olduğunu belirterek, çözüme yönelik ayrıntılı önerilerini paylaştı. Raporda; barış yasası talebi, ceza infaz sisteminde kapsamlı reform, ayrımcı hükümlerin kaldırılması ve ağırlaştırılmış cezalarda umut hakkının getirilmesi gibi maddeler yer aldı.
Görüşme Tutanakları Tartışması
Komisyona İmralı temaslarını aktaran üç milletvekili, ziyaretle ilgili detayları anlatacak.
Ancak tutanakların nasıl paylaşılacağı tartışma konusu oldu.
CHP’li ve DEM Parti’li üyeler, tutanakların tamamının komisyonla paylaşılmasını isterken, yalnızca MİT’in hazırladığı özetin okunmasına tepki gösterdi.
TİP Milletvekili Ahmet Şık:
“Özet okunursa oturumdan çekiliyoruz.”
AK Parti’li üyeler ise önce tutanakları hazırlayan heyetin anlatımını dinlemek gerektiğini ifade etti.
Tutanakların Son Durumu
24 Kasım’daki yaklaşık 3 saatlik görüşmede alınan ses kayıtları 16 sayfalık tutanak haline getirildi.
Bu tutanaklar, Meclis Başkanlığına sunuldu.
Ancak komisyona yalnızca 4 sayfalık özet okunacak.
İŞTE MECLİS’TE OKUNAN TUTANAK: ÖCALAN’LA GÖRÜŞMENİN ÖZETİ
Öcalan'la yapılan görüşmenin özeti okundu. Meclis'te okunan özetin tam hali şöyle:
"Görüşmede Öcalan, öncelikle 100 yıllık Türk-Kürt ilişkisine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin katkı sağladığını, kendisine şükran duyduğunu ifade etmiş, süreçte gösterdiği cesaret için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükran ve teşekkürlerini ifade etmiştir.
“ÖCALAN SÖZÜNÜN ARKASINDA OLDUĞUNU SÖYLEDİ”
Öcalan sürecin başından beri verdiği sözlerinin arkasında olduğunu söylemiş, koşullar el verirse bunları pratiğe dökebileceğinden bahsetmiştir. Ziya Gökalp’e referans vermiştir. Öcalan, siyasi yöntemi benimsediğini, bütün yapıların, PKK’nın tüm bileşenlerinin dağıtılmasının ilanının toplum tarafından iyi karşılandığını halkın bu gelişmeyi oakip ettiğini kendisinin Suriye ve Irak’ta da etkili olduğunu ifade etmiştir
Feti Yıldız’ın şehit ailelerinin avukatı olduğunu hatırlatması üzerine “Ben verdiğim sözlerin arkasındayım demiştir. Hüseyin Yayman ise buraya şehit ailelerinin hassasiyetiyle geldiğini söylemiştir, gençlerin böyle ölmemesi gerektiğini söylemiştir.
“ÖCALAN TUSAŞ EYLEMİNE ÜZÜLDÜ”
Öcalan ve TUSAŞ eylemine üzüldüğünü ifade etmiştir. Kendisine Lozan öncesi dilin kullanılması süreci zehirliyor denilmiştir. Zap bölgesi boşaltılırken örgüt üyelerinin elinde silah olması hatırlatılmıştır. SDG’nin 10 Mart mutabakatına uyması gerektiği Öcalan’a söylenmiştir. Bu devletin hepimizin devleti olduğunu silahı bırakın derken herkesi kapsadığı, bu durumun daha önceki açıklamalarla çelişki yarattığı kendisine söylenmesi üzerine PKK’nın sadece eldeki silahları değil tüm silahları bırakması gerektiğini ifade etmiştir.
FETİ YILDIZ: “1 YILDA HİÇ ŞEHİT VERİLMEDİ”
Feti Yıldız, şehit haberleri geldiği dönemde bile kimsenin Kürt komşusunun camını kırmadığını belirtmiştir. Bunun üzerine Öcalan kendisini şehit ailelerine saygıyla baktığını beyan etmiş, Bahçeli’nin konuşmasında ifade ettiği “ben devletime hizmete hazırım” sözlerinin arkasında olduğunu söylemiştir. 27 Şubat açıklamasına yönelik olarak süreçte geçen 1 yılı başarılı gördüğünü bu dönemde hiç şehit verilmediğini ifade etmiştir. Kamuoyunda desteğin arttığını, kamuoyunun aklındaki soru işaretlerinin ilerleyen dönemde giderileceğini söylemiştir.
“SOMUT ADIMLAR ATACAĞINI SÖYLEMİŞTİR”
Türkiye’nin pratik ve somut adımlar beklediğinin söylenmesi üzerine Öcalan somut adımlar atılacağını söylemiştir. Kendisi örgütün lideri olarak sahanın her bölgesi için talimat vereceğini söylemiştir. Öcalan, sürecin başarılı olması için tüm gayretini ortaya koyduğunu ifade etmiştir.
“ÇAĞRISINDA AYRI DEVLET, FEDERASYON YOK”
27 Şubat çağrısında ayrı devlet ve federasyon olmadığının, kültüralist hedefler olmadığının hatırlatılması üzerine öcalan “evet öyle” diyerek onaylamıştır.
“SURİYE İÇİN ÜNİTER YAPI BENİMSEDİĞİNİ SÖYLEDİ”
Hüseyin Yayman tarafından Suriye'ye yönelik sorular üzerine, Suriye başta olmak üzere bölgede İsrail’in hamlelelerine karşı çok dikkatli olunması gerektiğini, Suriye için üniter yapı benimsediğini söylemiştir.
“HER SEFERİNDE BİRİ SABOTE ETTİ”
Bu coğrafyada Türksüz Kürt, Kürtsüz Türk yaşayamayacağını söylemiştir. Reel sosyalizm düşüncesinin 1995’ten beri terk ettiğini zihinsel dönüşümün sancılı bir süreç olduğunu söylemiş, ancak her seferinde birinin bu girişimini sabote ettiğini söylemiştir. 1993’ten günümüz Özal, Demirel, Erbakan ile dolaylı görüşmelerinin nihayete ermemesinde bunun etkili olduğunu söylemiştir.
“MAZLUM ABDİ’Yİ TANIYOR MUSUNUZ?”
“Ferhat Abdi Şahin’in tanıyor musunuz?” diye sorulduğunda Öcalan, kendisine yakın olan biri olduğunu söylemiştir. Gülistan Kılıç Koçyiğit’in ‘sizi çok sağlıklı gördüm kadın haklarıyla ilgili söyleyecek bir hususunuz var mıdır?’ diye sorması üzerine Öcalan selamlarını iletmiştir."