Rızkın 10’da 9’u altında değil, ticarette...

Abone Ol

​Gram altın 6 bin 200 liranın üzerine çıktı. Ben bu yazıyı kaleme aldığımda hâlâ yükseliş sürüyordu. Piyasaya bakıyorsunuz; alışverişin, ticaretin tadı yok.

​Halbuki "Rızkın onda dokuzu ticarettedir," anlamına gelen bir hadis var. Gerçi sahih olup olmadığına dair tartışmalar var ama mantık yürüttüğümüzde bu sonuca varmak çok zor değil. Bediüzzaman’ın da benzer bir ifadesi var: "Rızkın kapısı üçtür: Ticaret, sanat ve ziraat." Yani ticaret, yani alışveriş, yani üretim tavsiye edilmiş. Bunu dengeli uygulayan milletler, devletler ve medeniyetler kalkınmış.

​Bizde ağır bir kapitalizm var; müdahaleye, manipülasyona ve dalgalanmaya açık bir sistem. Bir türlü üstesinden gelemedik, düzeltemedik "piyasa" denilen denklemi. Kapitalizmin tüm yan etkilerini en ağır haliyle yaşıyoruz. Halbuki kapitalizmi bile adamakıllı uygulayabilsek, faiz sistemini kontrol altına alabilsek bundan iyiydi. Ama onu da yapamıyoruz.

​Yaşadığımız sorun şu: Faize, altına ve dolara endeksli sistemde üretmek; alıp satmak en kârlı yatırım aracı olmaktan çıktı. Ticaret yapan, üreten, istihdam sağlayan küçük, orta ve büyük işletmeler; altına para yatıran sıradan biri kadar para kazanamıyor. Çoğu böyle. Bunun büyük sakıncaları var.

​Bu sistem, dar gelirlileri ve yoksulları ezer. Zenginle fakir arasındaki uçurum gittikçe derinleşir. Buna bir de enflasyon belası eklenince işte böyle kontrolden çıkıyor her şey. Bu sabah ne oldu da altın rekor üstüne rekor kırdı? Dünyada ons fiyatı yükseldiği için mi? Yoksa kapitalist, emperyalist dünya böyle istediği için mi?

​Dünya genelinde altının rekor üstüne rekor kırdığını varsayalım. Altının yükselmesi Almanya’da, Amerika’da, Japonya’da veya diğer gelişmiş ülkelerde piyasayı allak bullak ediyor mu? Ticaret duruyor mu? Bizde bunların hepsi oluyor. Hatta öyle bir hâle dönüştü ki parası olup altına yatırmayan neredeyse "keriz", iş bilmez konumuna düşürüldü.

Altın alan ya da altından başka çıkar yol bulamayan insanları eleştirmiyorum. Sistem insanları buna sürüklüyor.

​Altına müdahale edilmezse, bu yükseliş sürerse ne olur?

​Ticaret durur kardeşim. Ev, araba ve mal alımı olmaz. Tapu daireleri boşalır, noterler iş yapamaz hâle gelir. Esnaf mal satamaz; kafeteryalarda bırakın kahveyi, çay içen bulamazsınız. Vatandaş haklı olarak oturduğu yerde para kazanmak varken neden risk alsın? Neden alışveriş yapsın, ticaret yapsın, neden harcasın?

​Asıl sorun, piyasadan para çekildi. Kimse harcamıyor. Eline nakit geçen kuyumcuya koşuyor. Onu yapamayan bankadan altın hesabı açıyor. Şimdi herkes altının düşmesini bekler hâle geldi ya da en azından bu seviyede kalması için dua edenler var. Hele borcu olanlar yandı! Tefeciden alsa bile borç yükü bu kadar ağırlaşmazdı.

Altın eğer yükseliyorsa sadece sahibine fayda sağlar. Ekonomiye, günlük hayatın akışına, ticarete hiç bir katkısı yok.

Altın yükselmeye devam ederse iş daha da çıkmaza girecek. Hükümet bunun önüne geçemezse durum vahim; hem de çok vahim.

Çünkü rızkın 10’da 9’u altında değil, ticarettedir.

​ALTININ TARİHİ MANİSA’YA DAYANIYOR

​Şöyle ilginç de bir bilgi var: Manisa öyle bir coğrafyada ki paranın ilk basıldığı yer... Mısır’da kullanılmış ancak altının tam olarak para hâline geldiği yer Lidyalılara kadar dayanıyor. M.Ö. 550 yıllarında bu coğrafyada yaşamış olan Lidyalılar, altını paraya çeviriyor. Altın sikkelerin bastırılmasıyla bu bölgedeki şehirler hızla zenginleşiyor. Ve 5 bin yıldır altın, günümüzde hâlâ ticari değerini koruyor.

​İşin garip yanı da şu: Binlerce yıldır verimli toprakları ve yer altı zenginlikleriyle en önemli ticaret merkezlerinden biri olan Manisa, bugün bir üretim üssü durumunda. Ve tarihte altın ilk kez para niyetine bu bölgede kullanıldı. Şimdi ise altının dolaylı olarak en çok tehdit ettiği üretim merkezlerinin başında Manisa geliyor. Çünkü ticaret olmazsa, piyasa bozulursa önce sanayi çöker. Manisa’yı ayakta tutan en önemli unsurlar ise tarımla birlikte sanayi kuruluşlarıdır.

​Buna en çarpıcı örnek Vestel’dir. Vestel’in biraz sallanmasının Manisa’yı dalga dalga nasıl etkilediğini görüyoruz. Altını olanlar yükselmesini istiyor, bu durum doğal. Ama uzun vadede bu durum kimi ne kadar mutlu edecek, tartışılır.