Murat YALÇIN - SARI ŞEMSİYELİ FESTİVAL

SARI ŞEMSİYELİ FESTİVAL Mesir Macunu’yla 1996 yılında tanıştım. Mesir Festivali’nin şenlik olduğu günlerden bahsediyorum! Bugün ise festival… İsmi değişmiş ama görüntü aynı! Yani 472 yıllık geleneğe festival de deseniz şenlik de deseniz fark eden bir ş

Abone Ol

SARI ŞEMSİYELİ FESTİVAL

Mesir Macunu’yla 1996 yılında tanıştım. Mesir Festivali’nin şenlik olduğu günlerden bahsediyorum! Bugün ise festival… İsmi değişmiş ama görüntü aynı! Yani 472 yıllık geleneğe festival de deseniz şenlik de deseniz fark eden bir şey olmuyor. Hele uluslararası hiç olmuyor.

Peki neden?

İddiaya göre festivale bu yıl yaklaşık 1 milyon TL, yani eski parayla 1 trilyon harcandı. İyi de neden Türkiye çapında ses getiren, neden akın akın turist çeken, neden her yıl daha da büyüyen bir festival olamıyor?

Neden hep biz çalıyoruz, biz söylüyoruz. Neden hep biz kapıyoruz saçılan mesir macunlarını? Benim bu konuda görüşlerim son festivalde biraz daha netleşti. Bu organizasyonsuzluğun kaynağında mesir komitesi var. Sakın yanlış anlaşılmasın. Her festivalde oldu gibi bu festivalde de valililikten belediyeye, bürokratından Turizm Derneği yönetimi ve diğer görevlilere kadar herkes canla başla çalıştı. Herkesin emeğine saygım var. Benim eleştirim festivale hazırlık şekline. Çünkü bütün sorunlar bu komitenin işleyiş biçimi ve aldığı kararlardan kaynaklanıyor.

Komitenin başkanlığını ilin valisi yapıyor. İkinci derecede yetkili isim ise belediye başkanıdır. Yani alınan kararlarda ilk ve son sözü söyleyen isimler bunlar. Valiler ortalama her 3 yılda başka bir ile atanıyor. Belediye başkanları ise 5 yıl dolmadan seçime giriyor. Yani mesir komitesinde en yetkili iki isim görevleri icabı değişiyorlar. Dolayıyla her yeni gelen vali, her yeni seçilen belediye başkanı doğal olarak kendi mantalitesini festivale yansıtmaya çalışıyor. Daha iyisini yapmak için çabalıyor. Bu da her yıl yeni uygulamalar, yeni icatlarla karşılaşılması anlamına geliyor.

Örneğin festival tarihi defalarca değişti. Nisan mı, mayıs mı tartışmalarını hatırlayın. Hala basın mensupları için bir çok açıdan fotoğraf ve görüntü çekmek mümkün değil çünkü platform yapılamadı. Mesir festivalleri gerek siyasiler gerekse bürokratların deneme yanılma tahtasına dönüştü. Bu çekişmeyle festival tüm çabalara rağmen uluslararası arenaya taşınamadı. Ya da hayal edilen seviyeye ulaşılamadı.

O halde çözüm ne?

Mesir Festivali’nin profesyonelce organize edilmesi için bürokrasi ve siyasetin bu işten elini çekmesi şart. Mesir Komitesi sadece bütçeyi belirleyip işin gerisini profesyonel firmalara yaptırmalıdır. Eğer bu yapılamıyorsa Manisa’yı, Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği daha aktif hale getirilmeli, bütçesi güçlendirilmeli, festivali düzenleyen komite, bu işin içindeki insanlardan oluşmalıdır. Ve bu komite festival için sadece son 3 ay değil, yılın 12 ayı çalışmalı, sürekli tanıtım faaliyetleri yapmalıdır.

Bunları eleştirmek ya da sadece festivaldeki olumsuzlukları dile getirmek amacında değilim. Eğer öyle bir amacım olsaydı festival boyunca siyasetle bürokrasi arasındaki mücadeleyi, kurumlar arasındaki kopuklukları uzun uzun anlatırdım. Hakikaten amacım üzüm yemek. Bağcıyı döven yeterince var zaten…

Son yapılan festival her şeye rağmen on binerce insanın bir araya geldiği muhteşem bir insan dalgasına sahne oldu. O havayı bozan tek unsur sarı şemsiyelerdi. Bir dahaki festivalde böyle hevesli firmalar ya reklam ücreti versin ya da festivale sponsor olsunlar. Çünkü festival bedava reklam yapılacak kadar sahipsiz değil, olmamalı da…