DİSK Gıda İş Genel Merkezi Yöneticisi Mahzar Uzbek, “150 yıl önce 8 saatlik iş günü ve insanca yaşama koşulları talep ederek greve çıkan işçilerin sesi ‘İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek’ iddiasının ve bunun koşulu olan birliğin sembolü oldu. Kapitalizmin ortaya çıktığı günden beri tarih sahnesinde olan işçiler, kendi birliklerinin ihtiyacı olan bütün sloganları 1 Mayıs meydanlarında haykırdı. İşçi sınıfının, sömürü düzeninin karanlığına gömülmek istenen emekçilerin diğer bütün kesimlerine yol gösterme misyonu da bu yönüyle 1 Mayıs’ta vücut buldu. İşçi sınıfı; hayatı şekillendiren, yaşamı yeniden var eden gerçekliğine ‘Üreten Biziz Yöneten de Biz Olacağız’ derken de bu tarihsel rolün ve amansız yaşam kavgasının içinden seslendi. ‘Emek’ ile ‘Sermaye’nin karşı karşıya gelişinde saldırı neredeyse mücadele orada, dayatma neredeyse kavga orada oldu. 2021 1 Mayıs’ına ise iktidarın Kovid-19 pandemisinin sınırlayıcı koşullarına yaslanarak işçi sınıfı ve emekçiler üzerindeki sömürüyü ve baskıyı artırdığı durumda gidiyoruz. Haklı bir talep ve gereklilik olan ‘Tam Kapanma’ talebi de sermayenin üzerindeki bütün yükler atılarak ve içi boşaltılarak emekçilerin yan yana gelmesinin önünde engel haline getirildi. Eğer bir tam kapanma söz konusuysa; zorunlu işler dışında tüm fabrikalarda üretim durmalı. ‘Tam kapanma’ya ihtiyaç var, gerçeğin etrafından dolanan yasakçı uygulamalara değil. Manisamız da dahil, Türkiye’nin birçok yerinde 1 Mayıs’tan günler önce, 1 Mayıs’ı da kapsamak üzere demokratik hakların kullanılmasının önüne geçen genelgeler yayınlandı. Geçtiğimiz gün yapılan kabine toplantısından sonra alınan kararlar da yasak fırsatçılığı göz önünde bulundurulunca emekçiler açısından sürpriz değildir. Çünkü işçi düşmanı politikaları uygulamanın bir yanı iktidar için işçinin cebinden almaksa diğer yanı da onların dayanışmayı fısıldamasına dahi müsaade etmemektir. Bu yüzden, 1 Mayıs her yıl ekonomik ve siyasal bütün talepleriyle emekçilerin hayatı üreten ellerini evrensel ölçekte dayanışmaya uzatmanın adıdır. Milyon dolarlık vergi borçları silinen patronların ‘battık batıyoruz sıkın dişinizi’ sızlanmaları eşliğinde canı pahasına çalışan emekçileri sömürerek servetine servet kattığını biliyoruz. Yalısının bahçesinden emekçilere seslenenlerin ‘evde kalın’ çağrıları da, halka akıl veren ‘maske-mesafe’ ezberinin de gerçeklerin üzerini örtmeye yetmeyeceği aşikar! OXFAM 2020 Raporu’na göre, 2019’da dünyadaki en zengin 2 bin 153 kişinin serveti, 4,6 milyar kişinin toplam servetinden daha fazla. En zengin yüzde 1’lik kesiminin serveti ise 6.9 milyar insanın toplam servetinin iki katından çok. Bu tabloya yeni milyarderler ekleniyor. Ülkemizde ise dünyadakine benzer bir biçimde milyonerlerin sayısı da servetleri de artmış gözüküyor” dedi.