Manisa, Büyükşehir statüsüne kavuştuktan sonra merkez iki ilçeye ayrıldı. Şehzadeler ve Yunusemre ilçelerinin kuruluşu tamamlandıktan sonra her ilçede olması gereken tüm kurum ve kuruluşların da binaları tutuldu, atamaları yapıldı. İki kaymakam, iki milli eğitim müdürü, iki ilçe sağlık müdürü, iki falan müdürlük, iki filan müdürlük vs… Uzayıp gider bu liste.
Her birinden ikişer tane var. Bir de il müdürleri var.
Her müdürün özel kalemi var, şoförü var, makam odası ve çeşitli gereklilikler…
Manisa merkezi iki ilçeye böldüğümüz için elbette her ilçenin kaymakamı da olacak, müdürleri de olacak.
Peki buna gerek var mı?
Toplam 500 bin nüfuslu merkez ilçe bir kaymakamlık ve bir merkez ilçe belediyesiyle yönetilemez miydi?
Bunca bina, bunca müdür, bunca personel ve bunca israfa gerek var mıydı?
Yaşanan sorunlar da cabası… Şehir merkezi Kırmızı Köprüden ikiye bölündü. İki ilçe belediyesi arasında yetki karmaşası, cadde ve sokakların paylaşımında yaşananlar.
İlçe belediyeleri arasındaki hizmet yarışı bir yandan halkın faydasına sonuçlar da doğurdu. Ama diğer tarafta belediyeler siyasetin oyun alanına dönüştü. İki ilçe belediyesindeki toplam personel sayısı çok ciddi rakamlara ulaştı.
Diğer tarafta büyükşehir statüsü nedeniyle İl Özel İdare kapandı. Tüm yetkiler Büyükşehir Belediyesine geçti. Yol, su, köylere giden hizmetlerin tamamını büyükşehir belediyesi sağlıyor. Bu durumda kaymakamlıkların da işlevi iyice azaldı.
Herkes yetki alanına ve sınırına göre hareket ederken hizmetler de aksamalar yaşandı. Çünkü şehir aynı şehir. Yıllarca tek bir belediye tarafından yönetilmiş. Manisa merkezde iki kaymakam, iki ilçe belediye başkanı var. Ve tüm kurumlardan ikişer tane var.
Tüm bu kurumların personel giderleri milletin cebinden çıkıyor.
Bu israf değil mi?
500 bin nüfuslu bir merkez ilçe için bu normal de diyenler olabilir.
O halde birkaç örnek verelim.
Türkiye’nin en kalabalık ilçesi Esenyurt. Nüfusu 988 bin. Çankaya 947 bin. Gaziantep Şahinbey 946 bin. Yakınımızdaki Buca 523 bin. Bornova 448 bin. Eskişehir Odunpazarı 426 bin.
Tek kaymakamlık, tek belediye var bu ilçelerde.
Biz merkezi ikiye böldüğümüzde 2014 yılında merkez nüfusumuz 400 bin bile değildi.
O gün yanlış mı yapıldı doğru mu çok tartışıldı.
Ama bugün görünen şu:
Bu kurumlardaki personel, kırtasiye, yakıt ve diğer tüm giderler vatandaşın sırtındadır. Manisa merkezde iki kaymakamlık, iki ilçe belediyesi lükstür, israftır! İkişer tane kurumların ilçe müdürlükleri gereksizdir.
Bunu söylerken, bu kurumların başındaki değerli kaymakamlara, başkanlara veya müdürlere değil sözlerim. Onlarla zaten ilgisi yok mevzunun. Ben sistemin yanlış kurulduğunu izaha çalışıyorum.
Hükümet emekli maaşlarına zam yapmamak için birçok gerekçe öne sürerken diğer tarafta devlet kurumlarındaki gereksiz giderler korkunç rakamlara ulaşmış durumda. Sadece Manisa örneği ortada. Her kurumdan ikişer tane olmasaydı Manisa’da hangi hizmet aksardı?
Merkezde iki değil de tek kaymakam olsa mesela. Çok mu şey eksilir?
Zaten yetki alanları sınırlı. Bence tam aksine işler daha da düzenli olur.
Manisa’da tek bir tarım müdürlüğü olsaydı mahsul tarlada mı kalırdı, üretim mi dururdu?
Tek Milli Eğitim Müdürlüğü olsa eğitim sistemi mi çökerdi?
Cevap ortada…
Bu işte bir terslik var, israf var. Sistemin faturasını hepimiz ödüyoruz. Buradan geri dönüş nasıl olur bilmemem. Ama şu bir gerçek; Özellikle büyükşehirlerin yönetim modeli nüfusu az olan şehirlerde değiştirilmeli. Manisa’da illa iki ilçe olacaksa belki ileriki yıllarda Muradiye düşünülebilir. İki kaymakamlık, iki belediye, ikişer müdürlükler ve bu kadar bürokrasi Manisa merkeze fazla kardeşim.
Manisa merkezde iki kaymakamlık, iki belediye lükstür, israftır!
