Türkiye Kadın Dernekleri Federasyon Başkanı (TKDF) Canan Güllü, Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyon Başkanı Avukat Pınar Kına Canderim, Komisyon üyesi Avukat Dilek Kafadar ve Avukat Halim Şirinbaş’ın konuşmacı olarak katıldığı seminer Maski ikiz kuleler konferans salonunda gerçekleştirildi.
Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan, seminer öncesi Baro olarak Toplumda kadına yönelik şiddettin durdurulması ve suçluların cezalandırılması ve toplumun bu konuda duyarlılık kazandırılması yönünden ne yapılması gereği varsa kurdukları komisyonla mücadele ettiklerini dile getirdi.
Seminere katılan (TKDF) Türkiye Kadın Dernekleri Federasyon Başkanı Canan Güllü, 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılan ve Ak Parti Hükümet üyelerinde imza attığı ve 45 ülke tarafından imzalanan ve 34 ülke tarafından yaşama geçirilen 'İstanbul Sözleşmesi'nin topluma yansımaları ile duyarlılıklarına işaret etti.
“AİLE İÇİ ŞİDDET ACİL YARDIM HATTI KULLANILMALI “
Güllü, Kocalarından ve sevdiklerinden şiddet gören istem dışı Cinsel saldırıya uğrayan kadınların ‘Aile içi şiddet Acil yardım hattı 0.212 656 96 96 ve 0.549 656 96 96’ telefonları arayarak yardım talebinde bulunmaları gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti;
“Bugün itibariyle 2008-2019 tarihleri arasında 2791 kadın ve genç kızımız hunharca uğradıkları saldırılar sonrasında öldürülerek yaşamları sonlandırıldı. Ocak ayından buyana ise rakamlar 400’e ulaştı. Un, yağ ve ocak var ne yazık ki helva yapamıyoruz. Düşünün ülkemizde salt kırmızı ruj sürüyor diye tecavüze uğrayan kadınlarımız var. O erkeğe 5 yıl indirim veren hakimlere kızmak gerekir. Diyarbakır Bismil’de bir hakim zanlıya ‘Saygın duruş indirimi’ uyguladı. Kadın cinayetlerin yanı sıra her 100 çocuktan 7’si Enses ilişkiye maruz kalıyor. Enses ilişki vakası yüzde 40’lardan yüzde 60’a yükseldi. Hükümetteki bakanların söylemleri ile yaptıkları birbiriyle çelişmesindeki sürecin artıştaki etkisi büyük. İstanbul Sözleşmesinin dini ve ırkı yoktur. Sözleşmeye Adalet Kalkınma Partisi de imza koydu ancak gelin görün ki Adalet Bakanlığı başta olmak üzere hükümet imzalarına uymuyor. Adalet Bakanlığı tam tersine cinsel istismar suçlarını ortadan kaldıran yasa tasarısını meclise getiriyor. Bunun ciddi boyutta irdelenmesi gerekir.
“ŞİDDET SİYASET ÜSTÜNDEDİR. SÖZLEŞME KALKMAZ VE KALDIRILAMAZ”
Toplumsal Cinsel tacizleri ve Kadın Cinayetlerindeki rakamların aşağıya çekilmesi için 2014 yılından buyana çaba harcıyoruz. Sözleşmenin imzalandığı gün itibariyle hareket etmiş olsaydık yüzlerce kadın ve genç kızımız bugün öldürülmedikleri gibi aramızda olacaklardı. 25 İlde Watsapp hattı oluşturduk. Bazı zihniyetler İstanbul sözleşmesinin toplumda ahlaki çöküntülere neden olduğu gerekçesiyle kaldırılması girişimlerinde bulunuyor. Şiddet siyaset üstündedir. Böylesi düşüneler çok beklenti içerisinde olmasın sözleşme kalkmaz ve kaldırılamaz. İstanbul sözleşmesi kadın cinayetlerinin Pan zehiridir.Bu sözleşmeyi iç hukukumuzla bağdaştırmalıyız. Bunu başaramadığımız her geçen saniye bir kadın aramızdan ayrılır”
DİZİLER MERCEK ALTINDA
TKDF başkanı Güllü, Toplumda şiddetin kontrol edilebilmesi için dizilerin büyüteç altına alındığının altını çizerek, “Bir televizyon kanalında 7-8 yeni dizi yayın hayatına giriyor özellikle dizilerin yönetmenleri ile temasa geçerek kadını aşağılayan bölümlerin kaldırılması için girişimlerimiz oluyor. Kaldırmaya yönelik olmayan diziler hakkında dava açacağız.” ifadelerini kullandı.
Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyon Başkanı Avukat Pınar Kına Canderim ise “İstanbul sözleşmesini önemsiyoruz. Zihniyet değişimini öngörüyor, İnsan hakkı ihlallerinde sözleşmeye imza koyan devletlere büyük sorumluluklar altına sokuyor. Sözleşmenin yaptırımlarını iç hukukumuza mutlak sokmalıyız. Türkiye bu sözleşmenin öncüsü olarak her yönüyle sahip çıkmanın da ötesinde uygulamaya yansıtması gerekmektedir.” dedi.
Kadın ve Çocuk Hakları Komisyon üyesi Avukat Dilek Kafadar ise; Gerek şiddet yanlısı kocaları gerekse farklı kişiler tarafından şiddete maruz kalan ve tecavüze uğrayan kadınların uzun süre travma yaşadıklarını kollu kuvvetler başta olmak üzere yargı birimlerinin sorgulamaların Pedagog ile psikologlar öncülüğünde yapılması gerektiğine belirtti.
Kafadar, şiddetin tanımlarının günden güne yaygınlaşarak arttığını dile getirirken; “bunların başında ev içi şiddet,Psikolojik şiddet,Cinsel şiddet,Fiziksel şiddet,Ekonomik şiddet.Kadın kazandığı paranın istemi dışında zorla alınması bu aşamada uyguladığı şiddet ölümlere yol açmaktadır. İstanbul sözleşmesi sadece kadınların haklarını kapsamıyor. Erkeklerinde haklarını gözetiyor. Çünkü şiddet sadece bir cinsiyet grubunu içermez. Hep birlikte el ele verdiğimiz takdirde ortada şiddetin kırıntısı kalmaz” dedi.
Kadın ve Çocuk Hakları Komisyon üyesi Avukat Halim Şirinbaş’ın konuşmasında ise “Şiddetin ortadan kaldırılmasında en büyük etken olacak unsurların başında Toplumsal Cinsel eğitimlerin verilmesi gelmektedir. Düşünün Özellikle seks işçisi kadınlar işini yerine getirdiği sırada şiddete maruz bırakılıyorlar. Israrlı takip sistemi mutlak yasaya konulmalı. Şiddete maruz bırakılan Telefon destek hatları mutlak kurulmalı. Şu anda hayatta olan destek hizmetleri yeterli değil. Düşünün bir zamanlar devlet yöneten kadınlar bugün evlerinde hapsedilmişlerdir. STK ların kadın haklarına ve kadınların işlevsel hayata katılımında gereken adımlarda eksiklikler bulunuyor. Savunma hukukunun öncüsü olan Barolar Birliğinde sadece 5 ilinde kadın başkanımız bulunuyor. Bu sayının ilk seçimlerde en azından yüzde 25-30 lara ulaşması gerekir.” şeklinde konuştu.
Seminer sonrasında bazı katılımcılar sorularına karşı yanıtları almasının ardından Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan ve yönetim kurulu üyelerince Seminere katkı sağlayanlara plaket verdi.