ASAYİŞ

Sanata Adanmış Bir Ömür

Abone Ol

Ömrünü resim sanatına adayan Hülya Ersezgin sanata, Manisa’daki sanata dair izlenim, gözlem ve birikimlerini paylaştı. Sanata ve sanatçıya olan ilgisizlikten yakınan Ersezgin, her sokakta bir atölye ve sanatçı hayal ediyor. Birçok kişisel sergiye ve etkinliğe imza atan Ersezgin, şu sıralar Haziran ayında açacağı 26’ıncı kişisel sergisine hazırlanıyor.

İlk olarak kendini tanıtan Ressam Hülya Ersezgin, “1953 Bergama doğumluyum. 1963’ten beri Manisa’da yaşıyorum. Liseye İzmir Kız Lisesi’nde başladım. Manisa Lisesi’nden mezun oldum. İzmir Eğitim Enstitüsü Resim Grafik mezunuyum. İlk öğretmenliğimi 1975-1977 yılları arasında Osmaniye’de yaptım. 1977’den 1981 yılına kadar Manisa Cumhuriyet Ortaokulu’nda görev yaptım. 1997 yılında Atatürk Ortaokulu’ndan emekli oldum. 1992 yılında ilk kez resimlerimi sergiledim. 25 kişisel sergi açtım. Bir o kadara yakında karma sergide resimlerim sergilendi. Yaptığım resimlerde mitoloji, tango, kadın ve doğa, Çanakkale Savaşı’nı resmettim. Çanakkale Savaşları konusuna Ege Ordu Komutanlığı’nın daveti üzerine başladım. Ertesi yıl yarışmalı bir sergi oldu. İki resim verdim. İkisi de sergilenmeye değer görüldü ve ödül aldım. Yine Kuva-i Milliye konulu bir sergiye katıldım ve orada birincilik kazandım” dedi.

Hülya Ersezgin, 11 yaşında kendini adadığı resim sanatını insanlara sevdirmek, bilgi ve birikimlerini aktarmak için atölyesinde ve Büyükşehir Belediyesi MABEM’de yoğun bir tempoyla çalışıyor. Birçok karma ve kişisel sergiye imza atan Ersezgin’in en büyük hayali ise her sokakta bir atölye sanatçı.

Gönüllü olarak yer aldığı çalışmalardan da söz eden Ersezgin, “Çocukları topladım onlarla çalıştım. Birçok sivil toplum kuruluşuyla hayır işlerinde yer aldım. Huzurevine yönelik ve MCBÜ Hafsa Sultan Hastanesi Çocuk Bölümü için etkinlikler düzenledik. Onların duvarlarını yaptığımız resimlerle süsledik ve elde ettiğimiz maddi gelirleri ve resimleri hediye ettik. 1997 yılında emekli oldum ama çalışma hayatım hiçbir zaman bitmedi. Şehrimizde Devlet Güzel Sanatlar Galerisi vardı. O galeride seçici kurul üyeliği ve resim öğretmenliği yaptım. İkinci sene kendi atölyemde çalışmalarımı sürdürmeye başladım. Çünkü galeri kapandı. O yıl bu yıldır resme gönül veren insanlara faydalı olmaya çalışıyorum” diye konuştu.

Çok sık sergi açmaktan yana olmayan Ersezgin, “Manisa büyükşehir olmadan önce belediyeden resim öğretmenliği teklifi aldım. Orada resim severlere ders veriyorum. Çalışmalarımızı çeşitli sergilerde resim severlerin beğenisine sunuyoruz. Yılsonu sergileri düzenliyoruz. Önümüzdeki Haziran ayı için Bodrum’da açacağım kişisel sergime hazırlanıyorum. Çok sık sergi açmaktan yana değilim. Belirli bir birikimin ardından sergi açma taraftarıyım. Galerilerde sergi açmaktan yanayım. Ben pastel çalışmayı daha çok seviyorum. Pastelle yoğruldum ve pasteli çok sevdim. Daha sonra akriliğe yöneldim. Pasteldeki dokularımı, heyecanı yakalamam çok zordu. Ama şimdi akrilikten keyif almaya başladım. Çünkü çok çabuk kuruyor. Beze, kağıda ve tuvale çalışabiliyorum. Duvarada çalışabiliyorum. Şimdi akrilikten keyif alıyorum” dedi.

Manisa’daki sanat hayatıyla ilgili düşüncelerini de paylaşan Ersezgin, “Manisa’da sanat hayatı yok. Yani Manisalı sanatı bilmiyor. Bunu bir hakaret anlamında söylemiyorum. Resim sanatıyla ilgili hiç kimse hiçbir şey bilmiyor. Ben bu şehirde öğretmenlik yaptım. Benim çok kıymetli resim öğretmeni arkadaşlarımla ekip halinde çalıştık. Biz mi veremedik? Biz mi anlatamadık? Orasını bilemiyorum. Sadece Manisa’da değil, Türkiye’de sanat zayıf. Ben her sokakta bir sanatçı, her sokakta bir atölye olmalı diye düşünüyorum. İnsanlar resim yapmalı, resim sergilerini görmeli, sanatçının düşündüklerini hissetmeli” şeklinde konuştu.