Cumhuriyet tarihinin en hassas döneminden geçildiğini ifade eden Akçay, temel hedefin milli birliğin pekiştirilmesi ve güçlü büyük Türkiye’nin inşası olduğunu belirtti. "Terörsüz Türkiye" vizyonunun sadece iç barış değil; Mavi Vatan, Kıbrıs, Kafkasya ve Orta Asya gibi stratejik bölgelerde güçlü bir duruşun şartı olduğunu dile getiren Akçay, içeride sağlanacak başarının Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü de güçlendireceğini, buralardaki soydaşların huzur bulacağını kaydetti.
PKK terör örgütünün tasfiyesine yönelik sürece değinen Akçay, 11 Temmuz'da sembolik olarak silahların yakılması ve 26 Eylül'de örgüt elemanlarının ülkeden ayrılması gibi gelişmelerin doğru yolda olunduğunun kanıtı olduğunu söyledi. Sürecin kalıcı hale gelmesi için terör örgütünün tüm uzantılarıyla birlikte 27 Şubat çağrısına uyarak silah bırakması gerektiğini hatırlatan Akçay, Suriye'deki SDG/YPG yapılanmasının da 10 Mart Mutabakatı'na uygun hareket etmesi gerektiğini, sınır hattında ikinci bir İsrail kurulmasına asla izin verilmeyeceğini vurguladı.
Sürecin şeffaflığına dikkat çeken Akçay, hiçbir aşamada pazarlık, müzakere veya taviz verilmediğini ifade etti. "Ne alındı, ne verildi?" şeklindeki söylemlerin süreci sabote etme amacı taşıdığını belirten Akçay, emperyalist güçlerin ve yerli işbirlikçilerinin Türkiye’nin birlik ve beraberliğinden rahatsız olduğunu söyledi. Akçay, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda terörsüz Türkiye idealine ulaşılacağını ve bu sürecin kazananının 86 milyon vatandaş ile gelecek nesiller olacağını belirterek sözlerini tamamladı.