90 binin üzerinde olan camilerden aynı anda bir anons yapıldı: “Yangınların durması ve yağmurların yağması için dua edelim.” ve sonra dua başladı…
Aklı ve mantığı olan herkes gibi düşündüm.
90 bin camide aynı anda yükselen bu dualar, acaba yanan ormanlara ulaşır mı?
*
Buradan soruyorum.
90 bin camide görev yapan imamlara, ildeki ilçedeki müftülere, Diyanet İşleri Başkanlığı ve din ticaretini meslek haline getiren tarikatçılara…
Dua etmeden önce neden tedbir almadınız?
Yangın çıkmadan önce neden önlem almadınız?
İslam dini “Önce Tedbir, Sonra Tevekkül” demiyor mu?
*
Din tüccarlığından, siyasallaşmadan aklınız bulanmış olabilir buyurun sizlere biz öğretelim o zaman.
İslam dini, önce bütün tedbirleri almamızı, üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirmemizi emreder. Ondan sonra Allah'a tevekkül etmeye, O'na güvenip teslim olmaya davet eder. İslam'ın emrettiği tevekkül anlayışının gereği budur.
Hz. Peygamber'in, “Devemi bağladıktan sonra mı tevekkül edeyim yoksa bağlamadan mı?” diye soran bir sahâbîye, “Önce bağla, sonra tevekkül et” yolundaki cevabı (Tirmizî, “Ḳıyâme”, 60) ilgili kaynaklarda tevekkülden önce tedbir almanın gerekliliğine delildir.
Şimdi söyleyin kim üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdi?
Kim tedbirleri tam aldı da kalkmış dua ediyorsunuz?
*
Bakın, tablo ortada:
Uçak yetersiz.
Helikopter yetersiz.
Olanın da gece görüşü yok. Yıl 2025 bakan çıkıp gece uçamıyoruz diyor. Türk milletinin aklı ile dalga geçiyor.
Koordinasyon eksik.
Ekipman yetersiz.
Personel yorgun.
Haberleşme kopuk.
Ama dua çok şükür eksik değil!
İşimiz duaya kaldıysa, artık ormanı değil; ülkeyi yitirdik demektir.
*
Yangınlara karşı alınamayan önlemlerin ardından sorulan sorulara verilemeyen cevapların üstü dua ile kapatılmaya çalışılıyor. Bakınız bazı şeyler ironiktir. Tıpkı Cübbeli Ahmet denilen tüccarın “Tekbir Getirin Söner” demesi gibi. Alın kardeşim bu şahsı götürün yangın alanına tekbir getirsin bakalım sönecek mi?
*
Cumhurbaşkanı yardımcısı çıkmış tweet atıyor “Rabbim İmdat Eyle Bize”. Sorulan sorulara da şu şekilde cevap versin.
Yangın söndürme uçakları neden yetersiz?
→ “Allah birdir.”
Gece görüşü olan helikopter neden alınmadı?
→ “Ezan susmaz.”
Orman yangınlarına neden önceden müdahale edilmiyor?
→ “Dua et kafir!”
Nasılsa şaşıracak kimse yok alkışlayıp destekleyecek milyonlar var.
*
Dua ile yangın söneceğine inananlara destek olması açısından önerim var.
Diyanet bütçesiyle alınan son model Mercedes’leri, Audi’leri itfaiye aracı yapalım.
Tüm imamları, tüm tarikatçıları da itfaiye eri yapalım. Yanan yere gidip dua etsinler, tekbir getirsinler.
Ne de olsa dua varsa her şey hallolur(!)
*
Bu ülkenin yönünü artık akıl, bilim ve planlama tayin etmiyor.
Şeyh efendinin rüyasında gördüğü yangın kehaneti, müridinin yağmur duasındaki gözyaşı ve camide yankılanan ‘ya Rabbi!’ sesleri ile çözülmeye çalışılıyor bu krizler. Din siyasete alet ediliyor. Camiler parti merkezi gibi kullanılıyor. İnsanların inançları esir alınıyor kullanılıyor.
Din tüccarlarının ellerini öpenlerin sıraya girip “iman tazelemek” için para ödediği günler zaten geldi görüyorsunuz. Yarın bir gün "cennetten arsa" satanlar hortlarsa, şaşırmayın..
Çünkü aklı kaybettik.
Bilimi kovduk.
Sorgulamayı küfür saydık.
Ve şimdi, yanan ülkeye su yerine dua döküyoruz!
Sonuç mu?
Bu kafayla giderse bu ülkenin ormanına değil, ruhuna Fatiha okumamız çok yakındır.
Çünkü sadece dua ile yönetilen ülkelerde sadece ormanlar değil, gelecek de kül olur.
* * * *
Şark Kurnazlığına değinmeden bitirmeyeyim.
“Hafta sonu yağmur ihtimali var.” Meteoroloji 1 hafta önceden tahminleri verdi. Son 3 gündür haberler girildi. Manisa’da bile hava serinliyor. Aylardır her yer yanarken Meteorolojinin hava tahminine göre yağmur duası Şark kurnazlığından başka bir şey değildir 😊
Neden mi?
Yağarsa: “Dua kabul oldu.”
Yağmazsa: “İmanınız zayıf!”
Vallahi helal olsun.