ÇOCUKLARDA KONUŞMA BOZUKLUKLARI VE KEKEMELİK

ÇOCUKLARDA KONUŞMA BOZUKLUKLARI VE KEKEMELİK Dil ve konuşma birbirinden farklıdır. Dil, insanların birbirleriyle duygu ve düşüncelerini paylaşmak amacıyla kullandığı ortak kurallar sistemidir. Konuşma ise, duygu ve düşünceleri içeren kuralların gerekli

Abone Ol

ÇOCUKLARDA KONUŞMA BOZUKLUKLARI VE KEKEMELİK

Dil ve konuşma birbirinden farklıdır. Dil, insanların birbirleriyle duygu ve düşüncelerini paylaşmak amacıyla kullandığı ortak kurallar sistemidir. Konuşma ise, duygu ve düşünceleri içeren kuralların gerekli organlar yardımıyla fiziksel olarak üretildiği sistemdir. Bir çocuk duygu ve düşüncelerini aktarmak için gerekli dilbilgisine sahip olabilir fakat; konuşma organları (dil, dudak vb.) işlevini gerçekleştiremediğinden dolayı konuşamayabilir. Başka bir çocuk, konuşma organları işlevini kusursuz yerine getirdiği halde, dil gelişiminde aksaklık nedeni ile konuşamayabilir.

Bir çocuk başkalarının söylediklerini anlamakta veya duygu ve düşüncelerini yeterli düzeyde sözel olarak aktarmakta güçlük yaşıyorsa dil problemi; konuşma seslerini doğru ve akıcı bir şekilde üretmekte zorluk yaşıyorsa konuşma problemi yaşıyordur.

Ağlamak, gülmek ve anlamsız sesler çıkarmak bebeklerin ilk konuşma girişimleridir. Çocuğun, 1 yaşın sonunda anlamlı sözcükler kullanmasını bekliyoruz. 18.  aydan sonra yeni sözcükler öğrenmesi hızlanır. 2,5 yaşından sonra ürettiği cümleler anlamsal ve dilbilgisi açısından zengindir. 4 ve 5 yaşlarında da karmaşık cümleler kurmaya başlar.

Dil Gecikmesi veya Bozukluğuna Etki Edecek Riskler:

Genetik Ebeveyn Etkisi İşitme Kaybı Bilişsel, Nörolojik veya Gelişimsel Bir Bozukluk (Otizm, havale, hidrosefali vb.)

8-30 ay arası zeka düzeyi normal ancak konuşmada gecikmesi olan çocuklarda dil gelişimi problemi belli durumlarda devam edebilir. Bu nedenle erken tanı ve tedavi açısından konuşma bozukluğu olan çocuğun çocuk uzmanı, çocuk nöroloji uzmanı ve psikolog ile birlikte değerlendirilmesi ve gerektiğinde konuşma terapistinden destek alınması uygun olacaktır.

 Konuşma bozukluklarından en sık rastladığımız durum kekemeliktir. Nadiren okul çağında ya da yetişkinlik döneminde de görülebilen “kekemelik”, genellikle 2 ila 6 yaş arasında, dil gelişiminin erken dönemlerinde ortaya çıkan bir konuşma bozukluğudur. Belli bir yaşa kadar düzgün ve akıcı konuşan çocuk, yavaş yavaş ya da birden tutulur. İlk heceleri çıkarmakta güçlük çekip, sözü uzatır. Sıkılır, bunalır, kızarır, el kol veya baş oynatarak konuşmaya uğraşır. Kimi çocuk ilk sözlerde, kimi çocuk belli sözlerde takılır. Kimi çocuk okulda ve büyüklerinin yanında; kimisi yalnız, gergin ve tedirgin olduğu anlarda kekeler.

Erkek çocuklarda kız çocuklara oranla yaklaşık olarak 3-4 katı daha fazla görülen kekemeliğin, sürekliliği ve şiddeti de kız çocuklara oranla daha fazladır. Kekeme çocukların aileleri incelendiğinde, anne babalarının aşırı titiz ve kuralcı olduğu gözlenmiştir. Bu ana babaların çocuklarından beklentileri çok yüksektir. Çocuktan yaşının üstünde usluluk ve düzen bekler, sık sık onları eleştirirler. Bu ortamda, hele konuşmayı yeni sökmüş bir çocuk, neyi söyleyip neyi içinde tutması gerektiğini iyi tartmak zorundadır. Ağzından çıkabilecek yanlış bir söz başına bir iş açabilir. Böyle bir çıkmaza düşen çocuk doğaldır ki, çelişkili eğilimler arasında kalıp, duraksayacaktır. Kekemelik çocuktaki bu duraksamanın ve iç çatışmasının dile yansımasından başka bir şey değildir.

Yeni bir kardeşin aileye katılımı, , baskıcı aile tutumu, anne ve babanın boşanması, çocuğun ailesinden ayrı yaşaması sünnet korkusu, gibi durumlar kekemeliğe neden olabilmektedir.
 Kekemeliliği önlemek için aileler; çocukların konuşmasına sürekli karışma ve düzeltme yapmamalılardır. Bu durum çocukta hep takılacağı korkusunu yerleştirir. Anne ve babanın sabırsız, üzüntülü görünüşleri, kekeleyecek diye tetikte beklemeleri çocuğun iç gerginliğini artırabilir. Anne ve baba konuşma biçimi üzerinde durmadan, çocuğu korkutan ve kaygılandıran sebepleri araştırmalıdır. Tedirginliğini azaltıcı önlemler almalıdır.

Kekemelik Fark Edildiğinde Yapılacaklar:

Çocuk kekelediğinin farkına vardırılmamalı ve bunu yenmesi için istekli hale getirilmelidir. Kekemeliği oluşturan,  sürdüren, ağırlaştıran etmenler ortadan kaldırılmalıdır. Solunum çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Çocuğun durumuna uygun cümleler seçerek, söylenenleri tekrar etmesi istenmelidir. Psikolojik değerlendirme yapılarak, eşlik edebilecek ruhsal bozukluklar da tedavi edilmelidir.

     Eğer çocukta kekemelik ciddi bir durumdaysa, mutlaka doktorunuzla ve konuyla ilgili bir uzmanla iletişime geçmelisiniz.

Özel Sekiz Eylül Hastanesi

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

 

Uzm. Dr. Vildan ÜRK