Ziyaretine ilk olarak Türkiye Maden İşçileri Sendikası Ege Bölgesi Şubesi'nden başlayan Atalay, burada sendika yöneticileri ve işçilerle görüşerek, basın mensuplarına bir açıklama yaptı. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, "Bayram öncesinde Soma'daki maden şehitlerimizi ve ailelerini ziyaret etmek, onlarla dua etmek için buradayız. Bugün buraya gelmemizin asıl amacı bu. Facia meydana geldiği andan itibaren Soma'ya gelerek 5 gün boyunca buradaydık. Ne zaman ocak kapandı, o zamana kadar ben buradaydım. Sonra buradan ayrıldık. 13 Mayıs’tan sonra Türkiye'de siyasetin, sendikacıların ve herkesin bakış açısını değiştirmesi gerekiyor. 11 Haziran’da ben İLO'da Türkiye adına bir konuşma yaptım. 200 ülkeye, 10 devlet başkanına ben bunları anlattım" dedi. "BU İŞÇİLERİMİZ ŞEHİT OLMASAYDI BU KANUNLAR ÇIKMAZDI" 13 Mayıs'tan sonra her şeyden ders çıkarmak zorunda olduklarını belirten Atalay, "Bir şeyi açıkça ifade etmek istiyorum. 13 Mayıs'ta 301 işçimiz hayatını kaybetmeseydi, biz Meclis’te belki mükemmel değil ama onlar ölmeseydi sendikalar olarak biz bu yasayı çıkaramazdık. Bunu açık açık dün de söyledim, bugün de söylüyorum. Onlar rahmetli olmasaydı ne iktidar ne de muhalefetle bu yasayı çıkaramazdık. Kimseye bu ülkede kendimizi dinletemezdik. 15 Şubat'ta, 1 Mayıs'ta, 9 Eylül'de Zonguldak'ta madenlerle ilgili çalışmaları anlattık. Ama öyle bir noktaya geldik ki bu bölgede olan 301 tane insana oldu. Şu anda 432 tane yetim var. Soma'yı bu olay sayesinde belki sadece bu bölge biliyordu, şimdi dünya biliyor. Cenevre'ye gittiğim zaman bir taksici diyor ki Soma'yı duyduğumuz zaman 1 hafta uyuyamadık. Bu iş cinayeti son olur inşallah. Türkiye'de örgütlenmek o kadar zor ki, Türk-İş'e bağlı 450'nin üzerinde sendika şubesi var. 35 tane genel merkez var. 8 bin tane işyeri var. İmkan olsa da Türk-İş Başkanı hepsine gidebilse. Türk-İş Başkanlığı’na oturmadan önce ben Zonguldak'a gittim, dört defa madene girdim, çalışmalar yaptım. Madene girmeyen, kömürü bilmeyen, yerin altına inmeyen hiç konuşmasın madenle ilgili. Bunu bütün devlet yetkililerine de anlattım" diye konuştu. "DÜNYANIN NERESİNDE OLURSA OLSUN BU SİSTEMİN ADI ÜRETİM ZORLAMASI" Atalay, "Burada işin özeti şu bir yerde kömür var, bir yerde kömürü alan devlet, diğer tarafta para hazır. Çıkart sat al parayı. Dünyanın neresinde olursa olsun bunun adı üretim zorlaması. Bundan sonra önümüze bakmamız lazım. Bir an evvel bu bölgede madenler bir gün kapansın, diğer gün açılsın ocaklar deniyor. Madenler çalışırsa kimsenin cehennem gibi ocağa girmesine izin vermeyiz. Burada devlet bununla ilgili tüm tedbirlerini alacak, burasının çalışılabilir olduğunu söyleyecek. Bununla ilgili bize güvence verecek, sonra arkadaşlarımız madene inecek. O müddet zarfında da işçilerimizin paraları ödenecek" dedi. "BUNUN ADI İŞ KAZASI DEĞİL, İŞ CİNAYETİ" Soma faciasının bir iş kazası olmadığını söyleyen Atalay, "Bu bir iş kazası değil, bunu her yerde söyledim. Bunun adı iş cinayetidir" şeklinde konuştu. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, sendikayı ziyaretinin ardından 301 maden işçisinin 43'ünün yattığı maden şehitliğini ziyaret etti. Şehit madencilerin kabirlerine teker teker karanfil bırakan Türk-İş Genel Başkanı Atalay, işçiler için dua etti. Bu faciayı ve işçileri unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını belirten Atalay, "Bundan sonra Allah bu işçilerimizin ailelerine kolaylık versin. İnşallah bir daha bu kazalar son olur. Biz özellikle sendikalar ve sendikacılar noksansız işimizi yapmak zorundayız. Birinci derecede ücretten önce işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda öyle hassas olacağız ki sanki işçinin can damarı gibi, nefes gibi herkes hareket etmek mecburiyetinde. 301 işçimizin bir bölümü Soma'da burada yatıyor. Kütahya’da, Savaştepe'de, Manisa'da, İzmir'de var. Adana'da, Zonguldak'ta var. Allah onların mekanlarını cennet eylesin. Bütün iş cinayetlerine kurban gidenlerin mekanlarını Allah cennet eylesin" dedi. Daha sonra maden şehidi ailelerine ziyaret yapan Atalay, Kaymakamlık ziyareti ile Soma programını tamamladı.