Rio Olimpiyatları sona erdi. 
Oyunlara 105 sporcu ile katılan Türkiye, 1 altın, 3 gümüş, 4 bronz madalya ile 41. sırada yer aldı. 
Toplam 39 branşta gerçekleşen olimpiyatlarda, madalyalarımızın 1’i altın olmak üzere 5’i güreşten, 1’i taekwondadan, 1’i atletizmden, 1’i de halterden geldi. 
Halterde gümüş madalya alan Türkmenistan kökenli Daniyar İsmailov’un devşirme olmadığını düşünürsek, atletizmde 1 bronz madalyamız Küba kökenli Yasmani Pablo Escobar’dan geldi. 
Sıralamayı incelerken, çok ilginç bir detay gözüme çaptı. 
7 bağımsız Türk devletlerinden, 
4 altın 2 gümüş 7 bronzu olan Özbekistan’a, 3 altın, 5 gümüş, 9 bronzu olan Kazakistan’a, 1 altın, 7 gümüş, 10 bronz alan Azerbaycan’a geçilmişiz! 
Özbekistan 69 sporcu ile katıldığı olimpiyatlarda 21’nci, 
Kazakistan 105 sporcu ile katıldığı olimpiyatlarda 22’nci, 
Azerbaycan 56 sporcu ile katıldığı olimpiyatlarda 39’uncu, 
Türkiye ise 105 sporcu ile katıldığı olimpiyatlarda 41’nci sırada yer aldı. 
Özbekistan 4 altınla 4 kez Rio’yu ulusal marşıyla inletirken, Kazakistan 3 altınla, Azerbaycan’da 1 altınla marşını inletti. 
Azerbaycan 1 altınla dinletmiş olsa da 7 gümüş ve 10 bronzuyla da Türkiye’nin toplam madalya sayısını 2’ye katladı. 
Peki bu nasıl oluyor? 
İlk 10’da yer alan ABD, Büyük Britanya, Çin, Rusya, Almanya, Japonya, Fransa, Güney Kore ve İtalya’nın kazandığı madalyaları onların spora verdikleri önemi bir kenara bırakalım da maddi değer olarak gelişmişlik olarak çok ama çok önünde olduğumuz, Ortadoğu’da LİDERLİĞİNİ YAPTIĞIMIZ Türk devletlerinin bile gerisindeyiz yahu! 
Her zaman Çin’den ABD’den oradan buradan ithal hocalar getiriyoruz ya bence yanı başımızdaki Türk devletlerinin spora verdiği önemi incelesek çok doğru etmiş oluruz. 
Oralarda milli eğitim-spor bakanlıkları nasıl çalışma yapıyor? 
Oralarda Spor İl Müdürlükleri nasıl çalışıyor? 
Oralarda işin ehli olmayan yöneticiler kadrolaşıyor mu? 
Oralarda antrenörler kravat takıp müdür oluyor mu? 
Oralarda spor il müdürleri siyasetin gölgesinde mi? 
Oralarda antrenörler, devletin imkanlarını kullanarak özel kulüplerle ortak hareket ederek paraları çuvala basıyor mu? 
Oralarda il müdürlüğünde maaş alan antrenörler, belediyelerde de maaş alıyor mu? 
Oralarda başarılı sporculara ödül olarak halley mi veriliyor? 
Oralarda devşirme sporcular var mı? 
Oralarda başarısız olana torpil var mı? 
Oralarda antrenörlere torpil var mı? 
Oralarda hakemlere torpil var mı? 
Oralarda tesisleşme, öylesine laf olsun diye mi yapılıyor? 
Oralarda beden eğitimi öğretmenleri nasıl muamele görüyor? 
Oralarda matematik, fizik, kimya daha mı ön planda tutuluyor? 
Nasıl başarılı oldular bir incelemek gerek. 
Büyük bölümünün devşirme sporcularla katıldığımız olimpiyatlarda çıkardığımız sonuç tam bir fiyasko. 
İşte ülkemizin sporu bu. 
Her zaman olduğu gibi olimpiyatlarda etkisiziz. 
Taekwondodaki Servet’imiz bile tüketildi! 
Birçok branşta nal topladık. 
Yapılan tesis yatırımlarına bakıyorsun, harcanan paralara bakıyorsun, devşirme sporculara bakıyorsun, sonuç fiyasko. 
Demek ki yöneticilik zafiyetinden tutun, beden eğitimi öğretmenlerinin itibarsızlaştırılmasından tutun, eğitim-öğretim-spor denkleminin çözülememesi, bu sonucu ortaya çıkıyor. 
Paraysa para. 
İmkansa imkan. 
Sporun tüm branşları adına cennet gibi bir vatan var ama başarısızız! 
Manisa’da durum farklı mı? 
Muradiye’ye 20 trilyonluk dev tesis yapıldı, henüz faaliyete geçmedi. 
“Atletler için Olimpiyat Sahası’na sentetik zemin yapılacak” dendi, yalan oldu. 
Kendi özümüze yatırım yapmıyoruz, 
Sonra devşirme atletlerle bile nal topluyoruz. 
Yönetimsel sorunlar ayyuka çıktı. 
Güreşçilere ayrı muamele, cimnastikçilere ayrı muamele. 
Mesela, bir güreşçimiz Avrupa şampiyonu olduktan sonra davul zurnayla karşılandı, adı güreş salonuna verildi; ama Güney Kore’de Dünya Şampiyonu olan ve bir de Trabzon’da Okul Sporları Olimpiyatları’nda şampiyon olan cimnastikçimize aynı muamele yapılmadı. 
Güreşçinin adı il müdürlüğündeki salona verildi. 
Sonra haber yaptık. 
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından tebrik edilen cimnastikçinin adını da cimnastik salona verin” diye yazdık, ama nerdeee? 
Gel de delirme! 
Aradan 1 ay geçti, 
İl Müdürü Savaş Duman’dan tık yok. 
İl müdürlüğüne bağlı cimnastikçiler davul zurnayla karşılandı. 
Diğer branşlardaki şampiyonlar aynı muameleyi görmedi. 
Senin sporcun, benim sporcum diye bir saçmalık söz konusu. 
Halbuki Büyükşehir Belediyespor’un sporcusu da bizim gururumuz, Alaşehirli bir sporcumuz da. 
Dünya Okul Sporları Olimpiyatları’nda 6 sporcumuz madalya aldı, birkaç dernek sağolsun ödüllendirdi, ama spor müdürlüğünde tık yok? 
Aynı günlerde ise Avrupa derecesi elde eden güreşçiler il müdürlüğü önünde Muhasebe Şube Müdürü Hatun Sarıkaya ve Spor Şube Müdürü Mustafa Buldu tarafından karşılandı. 
Kazandığı madalyayı demokrasi şehitlerine armağan eden judocumuz bile ödüllendirilmedi. 
Ama sonra bakıyorsun, demokrasi şöleninde boy boy bayraklı pozlar ve öz çekimler var. 
Vatan-millet-sakarya muhabbetleri var. 
Sanırsın en büyük vatan sevdalısı bunlar. 
22 Temmuz’da kamuda izinler yasakken, başka bir şehre tatile gitmek de var. 
Cankurtaran olarak havuzda çalışan bir personel, izinler yasakken il dışına eğitim seminerine gitti diye ve ona izin veren emiri hakkında işlem yapılıyorken, aynı günlerde şehir dışına çıkarak balık avına giden şube müdürü, antrenör ve personel hakkında neden işlem yapılmıyor? 
Sahi ya, 
İl Müdürlüğü’nü kim yönetiyor? 
Kimin ne hesabı var? 
Yeter ama artık!