Bugün sizlere bir hikaye anlatacağım. Süperman'in, Batman'in hikayesi değil, tüm  annelerin kahramanı Süper Plasenta'nın hikayesi...
Bir varmış, bir yokmuş. Çok yakışıklı sperm ile dünyalar güzeli ovum (yumurta) varmış. Bunlar birbirleriyle karşılaşırlar ve birbirlerine sarılarak yeni bir canlıya dönüşürler. Bu mucizevi durum karşısında muhteşem bir canlı oluşur. Oluşmasının 3.haftasında yine bir mucize ile bulundukları olağanüstü yer olan uterusun (rahim) duvarlarına kendinden çıkan uzantılar ile tutunur. Muhteşem canlının hayatta kalması gerekir. Ve öyle güzel bir ortam vardır ki hayatta kalma çabaları onlar için büyük bir zevktir.
 Uterusun duvarına tutundukları çıkıntılardan hcg dediğimiz bir hormon salgılanır.Bu hormon sayesinde tüm dünya bu yeni canlıyı fark eder. Laboratuvarda yapılan kan tahlillerinde hcg ye(gebelik testi) rastlanır. En çokta güzel ortamı ona sağlayan rahimi ve annesi çok sevinir. Çünkü bu iki sevgiliyle oluşan yeni canlı rahimin varlığının önemini hissettirmiştir. Bu canlının gelişmesi büyümesi için süper güç plasenta oluşmaya devam eder. Tabii çoğu kişi plasentaya ''SON'' diye hitap eder. Ama o hiç söylenen isimlere takılmaz. İsimden çok yaptığı işe odaklanmıştır. Canlıyla dünya arasında bir bağ olduğunun farkındadır. Onun büyümesi için beslenmesini sağlayacaktır.
 Canlımız için besin maddeleri; glikoz, su, oksijen ve diğer gerekli maddeleri taşımam gerek diye düşünürken bir anda bebek kelimesini duyar. Plasentamız der ki: "Evet benim hayat verdiğim canlı, bebek ve ben bu bebeğin atıklarını da dışarı atmam gerekir.Onu hastalıklardan korumam gerekir. Ben burada bariyer olmalıyım. Virüsler bebeğe geçmesin diye. Ayrıca öyle iyi çalışmalıyım ki bu güzel ortamda yabancı bir madde olarak algılanmamalı."
Ve gerçekten süper plasentamız iyi çalışır. Bebeği besler, korur. Ama dışarıdan da tüm sesleri duyar. Ve bebeği severlerken plasentamızda çok mutlu olur.
''Arada da beni süper plasentam diyerek sevseler'' diye düşünmeden de edemez.
Ve artık zaman gelmiştir.Bebek dış dünyaya gitmeye hazırdır.
Ve plasentasıyla konuşur:
- Sevgili Plsenta'm, sen olmasaydın ben bu kadar sağlıklı olamazdım. Seninle uzun bir süredir birlikteyiz. Senden ayrılmak bana zor gelse de ben yeni hayatıma gitmek istiyorum. Ama senden ayrılmaya çok korkuyorum.
Plasentamız bebeğe gülümseyerek:
-Emin ol çok mutlu olacaksın.Benim yerimi annen alacak.Seni o besleyecek,seni o sevecek ve koruyacak. Eminim o kendisi güvenle seni kucağına aldığında benden ayrıldığını anlamayacaksın. Bizi yavaş yavaş ayıracaklar. Önce ten tene temasını yapacaksın ve o sana huzur,güven verecek. İşte ondan sonra sen benden ayrılacaksın. Hadi gitme zamanın geldi. Seni bekliyorlar.
Ve güzel doğum yolculuğu başlar...