Çocukluğunda insanın çok hayalleri oluyor, çoğu da uçuk kaçık. Ben çocukken neredeyse her sporu denemişimdir. Yüzme, basketbol, futbol, hatta yazlıkta baseball, amerikan futbolu filan. Basketbol milli takımı Avrupa Finali oynuyor, sabah kalktığımda Hidayet oluyorum, futbol milli takımı Dünya Kupası'nda Yarı Final oynuyor, sabah Hasan Şaş'ım. Uzun süre idmanlara devam etmeyi sevmezdim, kabul edelim, bir yerlere gelmek için o sporda en geç 12-13 yaşlarından başlayıp, hiç ara vermeden devam etmen lazım, ben onu beceremedim. Bir basketbol, bir futbola döndüm. Ancak hep içimde o Manisaspor maçlarında top toplayıcılık yaparken kurduğum hayali gerçekleştirmek vardı, sahaya kaptan çıkmak. Hatırlıyorum Yimpaş Yozgatspor maçıydı 2003-2004 yıllarında, skoru unuttum ama Bülent Ataman'ı görmüştüm. Kolunda kaptanlık bantı, herkes "Eşkiya" diye bağırıyor, öyle olmak istemiştim. İstemekle olmuyor, zamanını, yüreğini, herşeyini vermeden olmuyor. 
İSYAN BAYRAĞI ÇEKİLDİ Mİ?
Futbola, daha doğrusu spora olan sevgim beni bu konuda yazmaya itti, bu sayede şu anda bu satırları benden okuyorsunuz. O zamanlarda bu işe duygusal bakıyordum, hala biraz duygusal bakıyorum ama artık futbolcuların bu sporu para kazanmak için yaptıklarının bilincindeyim. Ancak yıllar öncesinde formaymış, şehirmiş umrunda olmayan adamları da gördüm, o yüzden ister 20 puanda olalım, ister lig sonuncusu; Sahada geçen senenin şampiyonları olduğu sürece içim çok rahat. Sezon başından beri çok sallandı takım, hepsi de yönetimin ve yeni transferlerin verdiği zararlarlardan oluştu. Biz Mehmet Altıparmak vurdu, bir Koray Palaz. Bir Novillo vurdu, bir Gbakle. O kadar karmaşa içinde hiç "Bizimkiler" diye tabir ettiğimiz gruptan bir isyan bayrağı çekildi mi, ihanet işlendi mi? NO.
NEDEN KREDİM OLSUN Kİ?
 Ben vefalı bir adamım, bu işi SADECE para için yapanı da anlarım, şehirdeki adamın suratına bakabilmek için savaşanı da. O maçına gelen adamın hakkını boşa çıkartmamak için sahada parasını alamasa dahi kalan adama da vefalı davranır, sahip çıkarım. Bunu şimdiye kadar anlamışsınızdır, sahaya yüreğini koymayan adam benim için 0'dır. Yeni gelen oyuncuların hiçbirisi, geçen senenin kahramanlarından bana göre daha değerli değildir. Erman, Ozan, Berk, Savaş, Hakan, Metin, Bahattin, Mertan, Ümit'in bende kredileri daha çoktur. Yeni gelenlerin kredisi 1-2 maçtır, bu adamların 8-9 çünkü buraya getiren adamlar da onlar, ne olduklarını, nasıl insanlar olduklarını, ne oynadıklarını biliyorum, neden 15 dakika önce gelen adamlara karşı bir kredim olsun ki?(Bazıları gösterdiği oyun ve karakterle yine krediye sahip oldu, bakınız; İsmail Şahmalı) Belki her biri yetenek abidesi ya da banko ilk 11 değildir ama hepsi mangal gibi yüreği olan, iyi niyetli, iyi futbolcular. NOKTA.
TEMKİNLİ OLMALIYIZ
Bunları şundan dolayı diyorum; Şu anki kritik konumumuz hepinizi korkutuyor olabilir ama beni değil. Ben sahada iskeleti bu adamlardan oluşan bir kadro olduğu sürece her takımı, her koşulda yenebileceğimize eminim. Bandırmaspor maçına gelirsek; Kazanmamız şart, evet. Ancak daha önümüzde uzun bir yol olduğunu da unutmayalım. Kazanamazsan kaybetmeyeceksin de. Yani temkinli olmalıyız, önce ayağımızda top tutmayı, arkada açık alan bırakmamaya yoğunlaşmalıyız. Giresun maçından sonra hoca "Eskişehir maçında savunma oynamamız gerekiyordu, bu maçta evimizde oynadığımızdan hücum oynadık, tutmadı." demişti. Evinde, dışarıda fark etmez, saha aynı, top aynı, kurallar aynı. Önce gol yemeyelim, Bahattin zaten bir tane sallayacak hoca, rahat ol. 
KADRO SEÇİMİ
Bana göre çıkması gereken kadro şu; İsmail, solda Ufuk, sağda Berk, savunma ikilisi Erman-Dimov, orta saha Hakan-Savaş-Metin, hücumda Bahattin SOL KANAT, İsmail sağ, Mertan tek forvet.(Gökhan'ın yetişmemesi durumunda) Ben böyle çıkarım ve bu maçı da iyi savunma yaparak, orta sahada çatır çatır top yaparak, beklerden ayağa pas yaparak oynarım. 60'da Ozan'ı salarım kanada, Umut'u alırım ortaya, Bakaki'yi koyarım diğer kanada, ver Allah kontra atakları. "Ha ne kolay, menejerlik mi oynuyorsun sen?" diyorsunuz, içimden geçen ve oyunu kazanmamızı sağlayacak taktik BENCE bu, kimseden daha çok bildiğimi iddia etmiyorum. Hocanın kadrosunu da şöyle tahmin ediyorum; İsmail, Ufuk, Erman-Dimov, Fahri, Umut, Metin, Emre, Bakaki, İsmail, Bahattin. Bu kadrodaki sıkıntı şu; Bakaki takımdan ayrı oynuyor. Orta sahanda da pas yapamazsın çünkü bekler çok çıkmıyor, yani bu sistemle, bu kadroyla başka bir oyun oynaman gerekecek. Rakibi izledim, onların kadrosundan 1 kişiyi bedavaya al desen almam. Kolay dağılabilecek bir ekip, bizim kadar mücadeleci de değiller. İlk yarıda bize, son haftada Urfa'ya attıkları 4 gol ne kadar şaşırtıcı değilse, Balıkesir'den 5 yemeleri o kadar da değil, kısacası; İYİ TAKIM DEĞİLLER, en azından bize göre. 
BAHANE OLAMAZ, OLMAMALI
Formamızın altında oynayacak birçok oyuncumuza güvenim tam, hem bireysel olarak kariyerlerini canlı tutmak, hem taraftarın gönlünü almak hem de takımı ayakta tutmak için bu maçı kazanmak istiyorlar, biliyorum. Hepsi de iyi niyetli insanlar, inanın. Pazar günü stada gelmemek için kimsenin bahanesi olamaz, olmamalı. Pazar günü 18.30'da, yani en işsiz günün, en rahat saatinde maç evimizde, Manisasporlu olan adam oraya gelip takımını destekleyecek. Siz inanın, siz destekleyin, onlar işlerini bilirler, gerisini dert etmeyin... Herkes Pazar günü 19 Mayıs'a!

 
Editör: TE Bilişim