8-13 Ağustos tarihleri arasında Trabzon’da yapılan Gençler Taekwondo Şampiyonası’nda yaşananların bardağı taşırdığını anlatan Baba Oyar, “Süleyman Başar ve Serap Aydeniz’in algı operasyonu neticesinde Necmettin Selim Oyar üçüncü maçında elendi. Herkesi provoke ettiler, hayatımızdan endişe ettik” dedi

Manisa taekwondosundaolaylar giderek büyüyor.Trabzon’da düzenlenen Türkiye Şampiyonası’nda büyük olayların yaşandığı ortaya çıktı. Şampiyona’da üçüncü maçında elenen İl Gençlikspor’unmilli sporcularından Necmettin Selim Oyar’ın babası Zekeriya Oyar, Başar Taekwondo İhtisas Spor Kulübü Antrenörü Süleyman Başar ile Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Taekwondo Antrenörü Serap Aydeniz tarafından kendilerine haksızlık yapıldığını iddia etti.

BİZE BOŞUNA MASRAF ETMEYİN DEMİŞLERDİ

Baba Zekeriya Oyar, ilk olarak, “Biz Trabzon’daki şampiyonaya geçen yılın 73 kg da finalisti olan milli taekwondocu oğlum Necmettin Selim, Gençlik Sporun antrenörü Gencay Erdemir’le birlikte iştirak ettik. Ben 7 yılın sonundataekwondocu olan 4 çocuğumun lisanslarını 2014 Temmuz ayından sonraBaşar Taekwondo’dan aldım.O tarihten itibaren Süleyman Başar ve Serap Aydeniz’in yoğun baskı ve tehditlerini sürekli olarak yaşamaya başladık. Başar taekwondonunfacebook sayfasından bizleri isimli isimsiz tehdit ediyor, aşağılıyor ve hedef haline getiriyorlardı.  Karşılaştığımızda da el kol hareketleri, sözlü tacizler, tehditler pervasızca yapılıyordu.Uzun süre sessiz kaldık, fakat sessiz durdukça baskılar artmaya başlamıştı. Çocuklarıma sürekli olarak ‘’Size Manisa’da dobok giydirmeyeceğiz. Türkiye şampiyonalarında federasyondaki görevimizi kullanarak sizi harcayacağız.’’ diyorlardı. İlk icraatlarını Antalya’da düzenlenen turkhishopenda beni ve oğlumu tehdit ederek,oğlumun maçı bırakmasına neden oldular. Manisa büyükler ve gençler seçmelerinde her türlü baskıyı uyguladılar. Hakem arkadaşlara büyükler seçmesinde sporcuları her türlü hakareti yaptı ve gençler seçmesinde masalar işgal edilerek hakem arkadaşları zor durumda bıraktılar. Bu olaylarla ilgili elimizde video ve fotoğraflar mevcut. Bize yapılanların tek amacı gençler şampiyonasında Selim’in şampiyon olmaması üzerine kurgulanmıştı.Çünkü Gençler Şampiyonası öncesi bize ‘’Siz boşuna masraf etmeyin. Orada biz sizin işinizi bitireceğiz.’’ diyerek açık şekilde tehdit etmişlerdi. Federasyon hakemleri bu tür telkinlere itibar etmezdi, biz bunu biliyorduk, ama yinede Süleyman Başar’ın,Gençler Milli Takım antrenörü ve teknik kurul üyesi olması nedeniyle bize karşı bir algı oluşturmasından endişe ediyorduk” dedi.

“BÜYÜK BİR OYUNU SAHNEYE KOYDULAR”

Zekeriya Oyar şöyle devam etti: “Trabzon’da spor salonuna gittikten sonra, kameramla tribünden çekim yapmaya başladım. Oğlumun maçından bir gün önce, 12 Ağustos’ta benim bu çekimlerimden hoşlanmayan Süleyman Başar ve Serap Aydeniz büyük bir oyunu sahneye koydular.  Serap Aydeniz, 155 polis hattını arayarak beni, bana ve ona yakışmayan çirkin bir şekilde tacizcilikle suçlayıp şikayet ediyor.  Polis beni birgün sonra maça çıkacak olan oğlumun gözü önünde, spor salonunun çıkışında yüzlerce insanın arasında gözaltına almıştır. Oyun tabi ki burada bitmiyor, benim gözaltına alınmamdan beş dakika sonra Süleyman Başar salonun ortasında kalp krizi geçirme sahnesini icra ediyor ve tıp tarihine geçecek bir mucize eseri,  yarım saat sonra iyileşip solondaki görevinin başına geçmiştir. Bize karşı yapılan bu algı operasyonu başarıyla gerçekleşmiş ve tüm oklar bize dönmüştü. Tüm yetkili, etkili kim varsa bize karşı herkes aynı fikirde birleşmişti. Biz daha 9 aylık bir kulüp olarak hem bu arkadaşları ezmiş, hem de federasyona karşı büyük bir muhalifmişiz gibi algı artık oluşmuştu.  4 saat sonra serbest bırakılıp salona geldiğimde, herkes bana ve oğluma karşı kinle bakıyor ve sanki ‘’bu tacizci ve oğlunun burada ne işi var?’’ diyordu. Yapmadığım bir şeyle suçlanmış ve bir erkek olarak bile insanların yüzüne bakamıyordum. Bu çocuk yarın maça çıkacak, nasıl olacak? Çaresizce tribünde oturuyorum ve elimden hiçbirşey gelmiyor. Bu arada tekrar tribüne dönmem Süleyman Başar’ı rahatsız etmiş olmalıki, herkesin gözü önünde bulunduğum tribünün önüne gelip beni salon dışına kavgaya davet etti. El kol hareketi yaparak beni tehdit etti.4saat önce kalp krizi geçiren biri için çok sağlıklı ama asabi bir tavır sergiliyordu. Artık halkın galeyana gelip bize saldıracaklarını bile düşünmeye başlamıştım. Çünkü herkes provoke edilmiş  ve hayatımızdan endişe etmeye başlamıştık.  Can güvenliğimizin kalmadığını düşünmeye başlamış ve daha fazla orada kalmanın tehlikesini görerek üzüntüyle oradan ayrılmıştık.  Ben artık oğlumu düşünüyor ve onu yarınki maça motive etmeye çalışıyorum. Ama nafile, baba maça girmeyelim dönelim Manisa’ya diyor. Evet, Süleyman Başar ve Serap Aydeniz hedefe ulaşmıştı. Çocuk maça çıkmak istemiyordu. Yani Trabzon yolculuğu turistik bir seyahate dönmek üzereydi.”

“İNSAN KENDİ ŞEHRİNİN ÇOCUĞUNA BU KÖTÜLÜĞÜ NEDEN YAPAR?”

Oyar, o esnada Gencay Erdemir’in devreye girdiğini söyleyerek, “Gencay hoca oğlumu aldı beraber gezdi dolaştı ve maça konsantre etmeye başladı. O gece çok zor geçti. Çünkü yarın başka bir şey daha yaparlar mı, diye kara kara düşünüyordum. Oğlumu koruyamamıştım ve çaresizdim. Sabah erkenden kalkıp salona geçtik. Yine herkes bize bakıyor ve bu durum bizi rahatsız ediyordu. Onların gözünde bir bayan hocayı taciz etmiş ve bir hocayı da üzüntüden kalp krizi geçirtmiş kişiydim. Bu şekilde düşünen insanlara kızamıyordum. Bu kin, bu nefret onlara öyle şeyler yaptırmıştı ki insanın aklı almıyordu. Ama oyun henüz bitmemişti; biz tekrar oğlumu motive etmiş ve bu işlerin üstesinden gelebileceğini ona telkin etmiştik. Antrenör Gencay Erdemir, oğlumu onlardan uzak tutuyor, ilk maça hazırlıyordu ve ilk maça çıkan oğlum rakibini birinci rauntta nakavt etmişti. Hemen salondan uzaklaştırıp ikinci maça motive etmeye başlamıştı Gencay hoca.İkinci maça da çıkan oğlum fırtına gibi başlamış rakibini yine nakavt etmiştir. Üçüncü maç için hocamız oğlumu hazırladıktan sonra tam salona girmek üzereykenSüleyman Başar, usulca yanlarına yaklaşıp tahriklerini sürdürmüştür. Bu şartlar altında maça çıkan oğlum ve hocası Gencay Erdemir bu maçı nasıl kazanabilirlerdi ki? Artık, oğlum tüm bu baskılar altında üçüncü maça başlıyor ve 3. raunda farklı bir şekilde geride giriyor. Oğlum bu rauntta maçı toparlasa da 15-12 sayıyla kaybetmiştir. Şimdi ben bir baba olarak soruyorum, 1 yıldan beri akla hayale sığmayacak hakaret ve baskılara maruz kalmış ben ve çocuklarımın ne suçu vardı? Bize bu eziyeti çocuklarıma bu zulmü yapan bu kişiler hiç mi vicdan sahibi değillerdi? Benim çocuklarım 7 yıl boyunca o salona sayısız başarışlar kazandırmamış mıydı. Peki  SüleymanBaşar, Manisa antrenörü değil midir? Serap Aydeniz,Gençlik Spor kulübü antrenörü değil mi, Yunusemre Belediye spor kulüp antrenörü değil mi? Süleyman Başar Saruhanlı belediye spor antrenörlüğünü yapmıyor mu?  Siz devletin her türlü imkanlarından yararlanın, fakat devletin lisanslı milli sporcusuna bu zulmü, bu haksızlığı yapın. İlla şampiyon olmak için Başarspor’un lisansını mı taşımak gerekiyor.  Oğlum Necmettin Selim Oyar, Manisalı milli birsporcudur. Yıllarca maçlarda arkasına bu iki hoca çıkmıştır ve onların başarılarının meyvelerini toplamışlardır.  İnsan kendi şehrinin çocuğuna, bu kötülüğü neden yapar? Manisa’dan bu turnuvaya 20 civarında genç sporcu katılmıştır ve hiç birisi madalya alamamıştır. Son gün bu sıklette geçen yıl final oynamış oğlum Necmettin Selim,Manisa’nın en büyük madalya umuduydu! Bu umudu Hollywood filmlerine taş çıkartacak bir oyun sergileyen bu iki arkadaş, Trabzon’da korta gömmüştür. Şimdi tekrar soruyorum; bunlar Manisa’ya hizmet ettiklerini her fırsatta söyleyen kişiler değil midir? Peki hizmet böyle mi olur? Oğlum, maçı Konyalı sporcuya kaybetti. Maç sırasında Konya’nın tüm sporcu ve antrenörleri, kimisi ringin kenarına kadar yaklaştı tezahüratlarla taktiklerle destek oldu, kimisi de tribünden var gücüyle desteklediler. Biz bırakın destek almayı, şehrimizin medarı iftiharı olduğunu her fırsatta söyleyen Süleyman Başar, Manisalı sporcunun maç kaybetmesi için her şeyi yapmıştır. Bu mu milliyetçilik? Biz 7 yılın sonunda Başarspor’dan sadece ayrılmıştık. Bu dünyanın sonu değildi, bu işi neredeyse kan davasına çevirdiler. Manisa kamuoyuna soruyorum: benim çocuklarım başka şehirde mi bu sporu yapsınlar?”dedi.

“OLAYI KAN DAVASINA ÇEVİRDİLER”

“Benim çocuklarımın haklarını bu şehirde, bu kişilere karşı koruyacak bir yetkili yok mu?”diye soran Oyar, “Benim çocuklarım bu sporu bıraksınlar mı? Ben Manisa’ya kazandırdığım Türkiye’nin en büyük ve güzel, özel salonlarından biri olan Beydemirtaekwondoyu kapatayımmı? Bunu mu istiyor bu arkadaşlar.Bu maça gitmeden önce hem il müdürlüğü yetkililerine hem de taekwondo federasyonuna şikayet dosyası göndererek olacakları en baştan iletmiştim. Tabi ki il müdürümüz sayın Savaş Duman beyefendi gerekli uyarıları yaptı. Fakat buna rağmen bu şahıslar pervasızca bu olayları gerçekleştirmeye cesaret etmişlerdir.  Müdür beye çocuklarıma sahip çıkmasından dolayı teşekkür ederim. Ancak yaşadığımız korkunç olaylar neticesinde, gördük ki birileri tarafından federasyona karşı peşinen suçlu gösterilmişiz.  Öyle bir oyun oynandı ki zulüm edenler mazlum, mazlumlar zalim gibi algılandı. Bıraksınlar çocuklarımın geleceğiyle oynamayı, ellerinde taekwondo yeteneği olan birçok genç var. Onlarla ilgilenip taekwondoda başarılı olmaya çalışsınlar. Başarılı olacak gençlerin önünü kesmek için bu kadar tiyatroya gerek yok.  Manisa taekwondosu için bu arkadaşları sağduyuya davet ediyorum. Benim çocuğumun başarısızlığı onlara bir şey kazandırmadıama Manisa taekwondosuna çok şey kaybettirdi. Onların menfaati Manisa’nın menfaatinden asla büyük olamaz. Önce Manisa’yı düşünmeliyiz. Bugün benim çocuğuma yapılan emin olun yarın başkasının çocuğuna yapılır. Eğer başar spordan ayrılmışsan sen bitmişsindir. Onlar seni kovar ama sen onlardan ayrılamazsın. Örnekmi soruyorsunuz: Nazife Dürüst adındaki bayan sporcu 4-5 yıl önce onlardan ayrıldı ve benim de şahit olduğum bir sokak kavgasında bu iki arkadaş salonun önünden geçiyor diye onu darp ettiler ve mahkemede suçlu bulundular.  Lütfen artık bu bencillikten, tek adam olma sevdasından vazgeçsinler. Manisa’ya artık huzur versinler. Manisa’nın sokakları taekwondoyla tanışmayı bekleyen çocuklarla dolu. Birlikte projeler yapalım. Bu çocuklara ulaşalım. Kendimize değil Manisa’ya hizmet edelim” dedi.

“HAKLARIMIZI ARAYACAĞIZ”

Bu saatten sonra hukuki yollara başvuracaklarını kaydeden Oyar,“Benim çocuğum, bir yıllık emeğini,Manisa’yı çok seven bu iki ünlü,şanlı hoca sayesinde kaybetti. Bize yaşattıkları bu utanç ve üzüntüyü kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı hissettik. Belki duyarlı bir yetkili sesimizi duyarda bu soruna bir neşter vurur. Biz geçen yılın 73 kg finalisti olarak yinede milli takım seçmelerine çağırılmayı bekliyorduk. Bu haksızlıkları bertaraf edecek tek güzel haber bu olurdu herhalde.  Fakat 73 kg da daha düşük dereceli olan gençler bile seçmeye çağırıldı, benim çocuğum çağırılmadı. Ben merak ediyorum, bu olaylar cereyan edeli 15 günden fazla zaman oldu, hiçbir federasyon yetkilisi bizi arayıp sormadı.Mahkemelerde suçlu bile dinlenir, kendisini savunma şansı verilir. Biz suçlu değiliz ama federasyonumuz bizi arama ihtiyacı bile duymadı. Önümüzdeki yıl federasyon başkanlık seçimleri var, bizimde delegemiz yok. Demek oluyor ki delegen yoksa senin kıymeti harbiyen de yok. Sen konuşulmaya bile bizim için değmezsin diyorlar. Ama mahkemeyi Kübra da istemeselerde konuşacağız.  Kamuoyona şunu açıkça ifade etmek isterim ki biz federasyona muhalif değiliz. Biz,Başarspor’dan çocuklarımı aldım diye bir yılı aşkın zamandır bizi baskı ve tehditlerle yok etmeye çalışan Süleyman Başar ve Serap Aydeniz’in yaptığı zulme muhalifiz.   Anladık ki delegen yoksa, sende yoksun. Bu şartlar altında emeklerimizin karşılığını çocuklarım ringde alamayacaksa bu işi yapmalarının ne anlamı var. Ben ve çocuklarım bir karar aldık. Önümüzde, 2015 yılı için çocuklarımın gireceği tek bir turnuva kaldı.  Ümitler Türkiye şampiyonası. Bu iki arkadaş aynı tiyatroyu veya benzer herhangi bir tiyatroyu tekrarlar vefederasyon yetkilileri buna göz yumarsa çok üzülerek ifade ediyorum ki, iki kızım ve iki milli taekwondocu oğlum artık Türkiye şampiyonalarına katılmayacaktır. Çünkü çocuklarım ümidini kaybetti. Bu haber en çok Süleyman Başar ve Serap Aydeniz’i mutlu edecektir.  Hedefleri gerçekleşiyor,  amaçları da zaten buydu. Biz ise buna mecbur bırakıldık, çünkü bu baskıları çocuklarım artık kaldıramıyor. Ayrıca bu kadar ileri giden bu şahıslar bize her şeyi yapar ve yaptırırlardı.  8 yıldır birçok ulusal ve uluslararası başarıya imza atan çocuklarım. Artık sadece akademik başarı için mücadele vereceklerdir” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim