Ben belki bu konuda Manisa'da en son konuşacak gazetecilerden biriyim. Neredeyse girdiğim her ortamda en genç gazeteci ünvanıyla dolaşıyorum. Gerçi 16 yaşından beri tek tük, son 2 senedir aralıksız buralardayım ama bu ünvanımı en azından spor basınında yeni bir arkadaşa devretmem herhalde 3-5 seneyi alacak. Peki Manisa'da spor muhabiri veya gazetecisi olmak nasıl birşey mi? Şöyle;
HABER BAYATLAR, UNUTULUR
Biliyorsunuz; gazeteciler yazılmak için değil, yazmak için bu işi yapar. Değerlendirmek, yorumlamak ve okuyucusuna haberi aktarmak bizim mesleğimizin gereği. Yani sahne hazır, oyun oynanıyor ancak hangi oyuncunun yıldız olacağına karar vermek, kalemi elinde tutana kalıyor. Anlayacağınız sahnede üzerine ışık tuttuğumuz oyuncu, o günün yıldızı oluyor ancak bu da kısa sürede geçiyor. Gazetecilikteki hem iyi hem kötü durum da bir yandan bu. Her haber geçici, her haber kolunda saat var gibi hemen tükenir, 2 saat içinde bayatlar, 1 gün içinde unutulur. Bizler bunları bilerek bu işi yapıyoruz. 
BELKİ DE SON KİŞİYİM AMA...
Başta dediğim gibi bu yazıyı yazabilecek belki de son kişiyim ama yine de objektif olarak hepinize Manisa'da bu işe emek verenleri biraz anlatmak istiyorum. Aslında hepsini biliyorsunuz, duyuyorsunuz. Bir futbolcu kadar değil belki, bazılarını da futbolculardan fazla biliyorsunuz. Manisa'da bu işi en eskiden beri yapan ve şuanda aktif olan spor muhabiri Şenol Özeker. Haber Gazetesi'yle yaklaşık 20 sene önce başladığı basın hayatına hala devam ediyor ve daha da devam edecektir. Ben üniversitede gazetecilik okumadan önce Şenol ağabeyimden öğrendim çoğu muhabirlik numaralarını. Bu işte objektif olduğun kadar, diplomatik de olman gerektiğini ondan öğrendim. Buna örnek olarak; Şenol Özeker'i direkt olarak sevmeyen Manisa'da insan bulmanız çok zor. Yazın canının derdine düştüğünde Manisa'da futbolcusundan, taraftarına, yöneticisine, gazetecisine kadar herkes de sanki bir abisi aynı durumda gibi onunla ilgilendi. Kaptan Nuri'nin defalarca Şenol abiyi sorduğunu hatırlarım. Çünkü o bu işi birilerine sallamak, yönetimlere çökmek, taraftarı ya da futbolcuyu eleştirmeyle yapmaz. Yılların biriktirdiği kaynaklarıyla her yerde gözü, kulağı vardır ve haftada 1-2 kez hepimizi ters köşe eder. Aslında spor basını olmanın ayırıcı noktası bu; her ismin farklı birer özelliği var, en azından benim gözümde. Hepsini saymayacağım ama benim aklımda yer edinenleri söyleyeyim;
HER İSMİN BİR ÖZELLİĞİ VAR
Coşkun Kököz Manisa'nın en hızlı spor muhabiridir. Site işine herkesten önce başladığı için ilk aranan kişidir. Her daldan yapmaya çalışır ama asıl özelliği futbolda son dakika haberleri ve tranferleridir. Erhan Kasırga Manisa'nın en iyi fotoğraf çeken muhabiridir. Fotoğrafçılık alanında Manisa'da soracağınız herkes kardeşiyle onu gösterir, spor aleminde, maçlarında, idmanlarında en yakalanamayacak fotoğrafı yakalayan gözü, onu elindeki makineden değerli yapar. O da her daldan yapar, arada da bir köşe patlatır. Mustafa Tatlı Manisa'nın en sansasyon yapan muhabiridir. Öyle alakasız bir anda, öyle bir bombayı ortaya atar; tak diye herkes atlar, ismi sokaklarda döner. Muharrem Kazer amatör futbolda bir markadır. O alanda herkesten daha yoğunlaşmıştır, oraları kontrol eder. Mahmut Aslan beklenmedik anda röportajcıdır. Politiktir ama bir yandan da özel haberleri kovalar, hiç kimsenin elinde demeç yokken bir bakmışsınız, onda tam sayfa. Gökhan Aytaç babasından ve ağabeyinden aldığı tecrübelerle hep iyi ve kaliteli haberler yapar, yavaş yavaş da köşe yazılarına ısınma turlarına başladı.  Kendimi değerlendirecek kadar egom yok, o da okuyana kalsın. Ha bu isimleri değerlendirmek de bana kalmadı, sadece benim gözlemimde bu isimlerin en iyi olduğu alanları kendimce söylemek istedim.
HEPSİNDEN BİR PARÇA KAPSAM, NE MUTLU BANA
Bu isimlerin hepsine tek tek büyük saygım var. Manisa'da spor, bu isimler olmasa tatsız tuzsuz, keyifsiz bir aktivite olurdu. Bu yazıyı da bu adamlara değer verin diye yazıyorum. Her biri benim rakibim olduğu gibi, benim ağabeylerim ve kendime parça parça örnek aldığım insanlar. Bazen düşünüyorum da, hani kendinizin bir alanda geliştiğini hissedersiniz ya, onlar sayesinde geliştiğimi hissediyorum. Elbette gelişim sadece bununla olmaz ancak onların olması bana motivasyon, her birinin olması her birine motivasyon oluyor ve bu sayede Manisa'da kaliteli gazetecilik yapılıyor. Coşkun ağabeyin hızından, Erhan ağabeyin fotoğraf gözünden, Mustafa ağabeyin özellerinden, Şenol ağabeyin kaynaklarından ve diğer herkesin özelliklerinden bir parça kapıp, bir nebze daha iyi bir spor gazetecisi olursam ne mutlu bana. 
SELAM OLSUN
Manisa'da bu işi yapan herkese saygı gösterilmesini istiyorum, bu yazıyı da bu yüzden kaleme aldım. Bazen bir sinirleniyorum "Bu da yazılır mı?" diyorum ama bir yandan fark ediyorum ki, bunu bana dedirttirdiğine göre o yazı zaten başarıya ulaşmıştır. Her birinin en iyi haberi okuyucuya iletmek için bu sahnede olduğunu biliyorum yani bir mesleki haz için. Sizler Manisa'nın sporda gelişiminin bir ayağı oldunuz. Bu meslekte rakibim olan ve beni daha da iyi olmaya iten tüm meslektaşlarıma selam olsun. Hepinize saygılar dostlar, ağabeyler.
Editör: TE Bilişim